Multimedya eskiden yaptığım bir kapak. Ve şarkıyı dinlemeyi unutmayın :) Keyifli okumalaar :)
Pars yolda otelde durmak için ciddi anlamda ısrar etse de eve dönmeye ikna edebilmiştim. Eve geldiğimizde salonda ölüm sessizliği hakimdi.
Pars "Hallettiniz mi" dediğinde merakım biraz daha artmıştı.
" Hallettik. Yarın bizim çocuklar barlara dağılacak. Rusların mallarını kabul etmeyenlere gereken ceza kesilecek. "Melih'e söyledikleri yüzünden bakakaldım. İşlerini ilk defa yanımızda konuştuklarından olsa gerek bir an ben ne yapıyorum burada düşüncesi sızdı beynime.
Ben ne yapıyorum? Bir mafya ile onun arkadaşları ile. Ne yapıyordum gerçekten?" Ceren öldürmek için silahımı kullanabilirsin narin gözlerini yorma"
Melih'in sesi ikinci kez kulaklarımı doldurduğunda zoraki gülümsedim.
" Kullanmayı öğrendiğimde büyük bir zevkle "
Ani nefretim Melih'i şaşırtmış olmalıydı. Büyümüş gözleri ile şaşkınca bana bakıyordu.
" Şaka yapıyorum dalmışım sadece "
Pars konuyu dağıtmayın der gibi bakışlarını bize yönelttikten sonra tekrar Melih'e döndü.
" En baştan zorlayacak mekanlar belli. Yarın direk biz konuşmaya gidelim. "
" Taksimde ki Alaçatı zaten uzun zamandır bizimkilere sorun çıkarıyor. İlk oraya uğrasak fena olmaz. "
Pars Melih'i kafasıyla onayladıktan sonra gözlerini üzerimde gezdirdi. Görmezden gelmeye çalışsamda fazla rahatsız ediciydi.
" Uykun mu geldi " dedim imalı bir şekilde.
Cevap vermek yerine merdivenlere yöneldiğinde kocasını uyutmaya giden yeni gelinler gibi peşinden odaya çıktım.
" Şimdi o kafede ne yapmak istiyorsan onu yapıyorsun. "
***
Uyandığımda Pars yanımda yoktu. Üzerime bir eşofman geçirip elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim. Kahvaltı yine genç kız tarafından hazırlanmıştı.
" Günaydın " dedim olabildiğince sevecen bir şekilde.
" Günaydın "
" Tanışmaya fırsatımız olmadı. Ceren ben. "
Elimi uzattığımda önlüğüne elini kurulayıp elimi tuttu.
" Güneş bende memnun oldum "
Doğa tiksindiğini açıkça belli eden ses tonuyla " Bu ne klişe bir sahne aman Allah'ım " dedi merdivenlerden inerken.
İkimizde Doğa'ya gülerken " Güneş kendine tabak al gel beraber kahvaltı yapalım " dedim.
Biraz çekinse de itiraz etmeden tabak alıp masaya oturdu. İnsanlar gerçekten isimlerinin özelliklerini yansıtıyorlardı. Adı güneş olan birini esmer hayal edemezdim.
Açık kumral saçları ile aynı orantıda çok açık kahverengi gözleri vardı. Güldüğünde kaybolan gözleri Gerçekten çok sevimli duruyordu. Düz ve kalkık burnu asil dursa da dolu dolu yanakları sevimli gösteriyordu Güneş'i.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA
ActionKaranlık bir adama doğan ışık, karanlık adamın merhameti ve her şeye rağmen karanlık adamın en koyu tarafının hikayesi. Tamamen hayal ürünüdür* Beni öldürmeye kararlı Pars'a baktım. Soğuk bir şekilde bana bakan gözlerinde merhamet aradım ama en ufa...