Selamn Aleyküm kardeşler. Batı Şeria'da şu aralar akıl almaz olaylar oluyor. İsrail 7 günde 8 kişiyi öldürdü. Öldürdükleri çocuklar hep 18, 19 yaşlarında gencecik çocuklar. Çoğu Hedil El Heşlemun 'un intikamını almak için uğraşıyorlar ve Aksa'yı koruyorlardı.
Öldürülenlerden 3 tanesinin adı; Mohanned AlHalabi 19, Fadi Alloun 19 ve Huthaifa Sulaiman 18
.. Ortaokul çağlarında bir çocuk da yine israil askerleri tarafından katledildi. Bugün izlediğim bir videoda genç bir kadın yine hiç bir şey yapmamasına ve ellerini havaya kaldırmasına rağmen silahla öldürüldü. Ve bazı öldürülen cesetler tekmeleniyor. Ben gerçekten hangi birini söyleyeceğimi şaşırıyorum. 3. İntifada başladı şeklinde haberler de duyuyoruz ama israil tüm istihbaratı ve güvenlik(!) güçleriyle bastırıyor.Bir de filistinli gençlerin arasına karışan israilli, görünüşte yüzlerini de kapattıkları ve mükemmel bir arapça konuştukları için bir filistinliden ayırt edemeyeceğiniz ajanlar var ve bir de o şekilde öldürüyorlar, lütfen dua edin.
Bu bölüm çok fazla Abdullah Hamza Nesibe oldu, farkındayım.. ama herkesin yolunun çizilmesi gerek artık. Bir iki bölüm bu şekilde devam edecek hakkınızı helal edin. Bir iki bölüm sonra Gazze meslelerini döneceğiz Allah'ın izniyle, buraları o şekilde atlayabilir, okumayabilirsiniz.
Ve çoook mutlu olduğum, Gazze'yi de Kassam'ı da benden çok sevdiğini düşündüğüm 17figan
kardeşim yeni bir kitap yayınlamış, ismi Şehadetin Şehid Çocukları. Muhakkak ve şiddetle tavsiye ediyorum.
Son olarak okulum başladı ama Gazze 'den vazgeçmek olmaz, en kısa vakitlerde yeni bölümler yazıp yükleyeceğim inşallah. Bölümü de rebiulahir kardeşime ithaf ediyorum..
LÜTFEN VE LÜTFEN ÜMMETİ MUHAMMED E DUA ETMEYİ UNUTMAYIN,
Allah'a emanet, iyi okumalar.
*Multimedia'da İlk intifada'da kalbinden vurulmuş bir çocuk var, resmi paylaşanlar şöyle bir yazı yazmışlardı;
''Umudumuzu bir çocuğun omuzları ne kadar taşıyabilir? İlk intifada.. Kalbinden vurulmuş,gözler Kudüsün semalarında...''
Yengemin odasında Halam ve Berreyle birlikte oturuyorduk.
Yengem kendini biraz biraz toparlamıştı. Yine de çok fazla durgundu. Neredeyse hiç konuşmuyor hatta çoğunlukla kimseye bakmıyor, gözlerini bir noktada sabitliyordu.
Bana dün gece söylediği sözler hala zihnimde yankılanıyordu .
"Hatice Teyzeni ve tüm hafız çocukları kaybettik Nesibe.. Ve daha büyük bir şeyi kaybettik.. İmtihanı geçemedik.. Allah'a tevekkülümüz eksikti , ama BM okullarına inancımız tam.. Kafire güvenmeyi seçtik biz.. BM okullarında başımıza hiç bir iş gelmez dedik.. Aklıma titanik geliyor.. Peki ya Biz nasıl böyle bir gaflete düşebildik? Neyse, vakit geçti artık, gidenler de geriye gelmez.. Ancak tövbe için henüz vaktimiz var.. Tövbe kapıları ancak ölümle kapanır Nesibe.. Daha çok tövbe.. Daha çok tövbe... "
Odanın yoğun sessizliği, beni kendi içimde boğulmaya daha çok itiyordu. Zift dolu bir bataktlıkta yüzüyor gibiydim ve giderek daha derinlere çekiliyordu zihnim, boğulmaya değin..
Sessizliği Halam bozdu.
"Nesibe, abim bana bir şey söylemiyor. Bilmek benim de hakkım, halalarıyım ben de onların. Ne olacakmış benim yavrularıma ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİRENİŞ
SpiritualBurası kanın kızıllığının her karışına bulaştığı, gökyüzünün kana bulandığı yerdi . Burası ölümün insana nefesinden daha yakın olduğu yerdi . Gazze'de doğmak; doğuştan direnişçi olmaktı . Küfre, açlığa, susuzluğa, ölüme ve en çok da suskunluğa diren...