Selamn aleykum arkadaşlar. Gazze'de çok yoğun bir elektrik kesintisi yaşanıyor ve insanlar neredeyse günde 3 saatlik bir elektrik kullanımına tabi tutuluyorlar. Bir Gazze'li abimizin de dediği giib Gazze'yi abluka altında tutanlar insan değil gerçekten. Bunlar insani haklar değil. Geçenlere #GazzeKaranlıkta tagı ile twitterda bir tag başlatmışlardı ayrıntıları oradan da okuyabilirsiniz. Dua etmeyi de ihmal etmeyelim, kardeşlerimiz zor durumdalar.
Velhasıl bölüm hakkında da bir kaç sey söyleyip ayrılmak istiyorum. Bölüm biraz fazla uzun geldi bana, gereksiz manada uzun yani ama hiç bir yeri de kesemedim, umarım okurken sıkılmazsınız. Zihnim çok dolu bu aralar ama hafta içleri buralarda olamayacağım için şimdiden sizi bekletmeyip bölümü paylaşayım dedim. Bir de bu zamana kadar hiç istemedim ama sizden yorum yapmanızı isteyeceğim, okuyan kardeşlerim. Hikayenin sonuna yönelik istediğiniz şeyleri bildime adına sizden yorum talep ediyorum. Bence ne sorduğumu anladınız (Elleriyle gözlerini kapatan ve de kafası karışırken utanan emoji) Yorumlarınızı merakla bekliyorum Sizi Allah için seviyorum kardeşler, Allah'a emanet.
Berre içeri sakin adımlarla girdi ve kapıyı kapattı.
Ellerimi göğsümde birleştirmiş,dişlerimi sıkı sıkıya birbirine kenetlemiş ve ateş saçmakta olan gözlerimle Berre'ye bakıyordum. O'nun bakışları ise, garipti. Sanki bütün duygular birbiriyle iç içe girmiş ve hiç biri baskın çıkıp kendini göstermeye muktedir değilmiş gibiydi. Sinirli değildi, sakin değildi, kızgın değildi, güler yüzlü de değildi. Berre'nin hiçlik karmaşında boğulan simasını inceliyordum, o da boş boş yüzüme bakıyordu.
''Bir açıklama bekliyorum.'' Diyerek sessizliği bozdum.
''Ne açıklaması bekliyorsun?''
''Bilmem? Kaç kez Amr ile evlenmeyeceğimi bağıra bağıra söylediğim halde, nasıl oluyor da tam seninle eve gideceğimiz vakitte o çocuk karşımıza dikiliveriyor? Aptal değilim ben Berre. Bunun oyun olduğu apaçık ortada. Anlamadığınız şey ise evliliğin çocuk oyuncağı olmadığı! Ve benim istemediğim!''
Sesime hakim olamıyordum. Bu yaptıkları gerçekten kabul edilemezdi.
''Evet, altınları evde bilerek bıraktık. Bilerek Amr ile seni konuşturmak istedik. Ama sen şimdi boşver bunları. Düğün ne zaman?''
''Ya sen hala ne düğününden bahsediyorsun Berre! Kafayı yiyeceğim! Hatta sıyırabileceğim bir kafam bile kalmamış olabilir. Yeter Artık ya! Niçin tek derdiniz benim? Madalya filan mı takacaklar halama evlenirsem?''
Ben sesimle binayı inletiyordum ama Berre gayet sakin bir şekilde duruyordu. Daha doğrusu sakin kalmaya çalışıyordu. O da her an patlayacak gibiydi, sadece yeterince dolmamıştı, en azından benim kadar.
''Abdullah ile diyorum, düğününüz ne zaman? Türkiye'ye gitmeden kutlamak isterim de!''
Gözlerim yuvalarından çıkacak gibi olmuştu. Sesim az öncesine nazaran daha alçak çıkıyordu
''Ne saçmalıyorsun sen Berre?'' seslice yutkundum.
''Artık saklamaya çalışma Nesibe. Her şey ortada. Aklım mantığım almıyor ama olan olmuş. Baksana, nesibe benim korumamda diyor. Ne demek bu?''
''Sen aklını yitirmişsin Berre. Abdullah, Amr ile evlenmek istemediğimi anladığı ve beni korumaya çalıştığı için öyle söyledi. Sana tavsiyem bu suizannından vazgeç. Yoksa bu iftiranın altından kalkamazsın.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİRENİŞ
SpiritualBurası kanın kızıllığının her karışına bulaştığı, gökyüzünün kana bulandığı yerdi . Burası ölümün insana nefesinden daha yakın olduğu yerdi . Gazze'de doğmak; doğuştan direnişçi olmaktı . Küfre, açlığa, susuzluğa, ölüme ve en çok da suskunluğa diren...