9.BÖLÜM// BEKLEYİŞ

2.1K 249 11
                                    

ESSELAMU ALEYKUM VE RAHMETULLAH..


Amcam bütün kapıları açtırmıştı ve akşam ezanına kadar yapılan tüm müdahalelerde Zeynep'in yanında olabilmiştim.

Soğuk suyla duş aldırmış daha sonra da röntgenini çekmişler ve pek çok tetkik için de kanını almışlardı. Ardından hastahanenin acil kısmından, normal kısmındaki bir odaya bizi nakil etmişlerdi.

Havale geçirmiş olmalıydı ama umuyordum ki daha fazlası yoktu. Doktorlar bana kesin bir şey söylemiyorlardı.

Havale geçirdiği esnada beyne oksijen gitmediği için kalıcı bir hasar olup olmadığını öğrenmek adına belinden su alacaklardı.

Ama bugün çok yorulmuştu Zeynep'im şu an uyuyordu. Ben de yatağın yanına sandalye çekip oturmuştum. Abdullah koltukta, Berre ise kanepede oturuyordu.

Neden sonra, amcam içeri girdi. Istemsizce ayaklandım.

"Haydi Berre, Abdullah, Nesibe eve gidiyorsunuz. Kaç saattir burdasınız, çok bile durdunuz eve gidip dinlenin, gerisini ben hallederim artık. "

"Baba sen git istersen ben kalırım."

Gözümün ucuyla Zeynep'in masum yüzüne baktım, halen uyuyordu. Eğer uyanır da bu hastane odasında beni göremezse panik yapardı, biliyordum.

" Amca ben gidemem. "

Kızların hastanede kalmaları uygun olmasa da amcam burada olduğu için sorun olmaz diye düşünüyordum.

"Ben gitsem iyi olur dayı. "

Berre çok yorgun gözüküyordu. Onu böyle suratı asık şekilde çok az görmüştüm.

Amcam da Berre'ye , sözünü bir tek o dinlediği için teşekkür eder gibi bakıyordu.

"Abdullah, oğlum sen de geliyorsun, bugün ben kalırım. Sen de başka gün durursun. Hem Nesibe de Bugün burda kalıyor, yarın da o eve gider inşallah. Nesibe, kızım ben çabuk dönmeye çalışırım. Telefonun açık olsun. Aşağıda Süheyl var, bir şeye ihtiyacın olursa ben gelene kadar ona söylersin."

Amcamın burada kalmamı anlayışla karşıladığına sevinmiştim. 1 gün demişti ama zaten yarın çıkacaktık inşallah yani en azından ben öyle düşünüyordum.

"Teşekkür ederim amca sağol, Allah razı olsun. İhtiyacımız olursa söylerim. "

Abdullah ve Amcam bana ve Zeynep' e bakarak, Berre ise direk odadan çıkmıştı. Kendimi Berre'ye karşı suçlu hissediyordum, bu saate kadar benim yüzümden bu boğucu ortamda kalmıştı.

Amcamlar odadan çıktıktan sonra kanepeye geçtim ve çantamın içinden telefonumu aramaya başladım. Elime bir not defteri geldi. Daha doğrusu elime gelen şeylerin arasından o ilgimi çekmişti. Telefonu unutup, defteri çıkardım. Orta ebat sayılamayacak küçüklükte , mini defter sayılamayacak büyüklükte , telli, siyah bir not defteriydi. Kim bilir ne zamandan beri bu çantanın içinde duruyordu. İçini açıp baktım.

Geçen seneden kalma bir program defteriydi. Hangi gün neler yapılması gerektiğini ve aylık programları not etmiştim. Sayfaları geçtikçe anılarım gözümde, hayali bir tiyatroda sahne alır gibi oynaşıp duruyorlardı.

Arka sayfalarda boş bir kaç sayfa kalmıştı. Kontrolümün dışında gerçekleşen bir çekim vardı. Kelimeler adım adım beni kendi dünyalarına sürüklüyorlardı.

Sanki hediye defterine o ilk kelimeyi yazışımla görünmezlik pelerinimi üzerimden atmış ve bambaşka bir aleme geçiş yapmıştım; kelimlerin beni yalın halde görüp, bilip, yakalayabildikleri bir aleme.

DİRENİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin