YÜZLEŞME BÖLüM 1

1.5K 53 8
                                    

YÜZLEŞME

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

YÜZLEŞME

BÖLÜM 1

9 Nisan 2015

22.52

İSTANBUL / CANKURTARAN

Gecenin tüm karanlığını sindirmişti ruhuna... Sokak da yürürken, ayakları kararsızlığının ağır yükünü çekmekten yavaşlatmıştı adımlarını... Uzun yürüyüşünde, tekrarlanan durmalara bir yenisini daha ekledi... Durdu... Hava soğuk olmamasına rağmen içinde bir ürperti vardı. Sokağı aydınlatan direğe yaslandı. Ellerini pantolonunun cebinden çıkartıp, ceketinin cebinden sigarasını aldı ve yaktı. Gözlerini iki apartman sonrası, iki katlı eve dikti. Arka arkaya birkaç nefes çekti sigarasından. Nisan akşamına has yumuşaklıkta bir hava vardı. Evler eski, semt eski, yoksulluk eskiydi. İstanbul'un en eski semtlerindendi Cankurtaran. Üvey evlat muamelesi görmesi kadardı yaşı. O da İstanbul'un diğer eski semtleri gibi hızlı gelişimin esareti altındaydı. Sahilden gelen keskin yosun kokusunu ciğerlerine çekti. Pahalı gömleğinin yakasını ilikledi, kravatını düzeltti. İki eliyle saçına şekil verdi. Birkaç adım attı. Evin ikinci katında yanan ışıktan gözlerini ayırmadan... Hala ayakta diye düşündü. Eve yaklaştı. Elini tekrar ceketinin cebine götürdü, cep telefonunu çıkartıp arama tuşuna bastı. Telefon çalarken son kez vazgeçmeyi aklına getirdi ama karşı taraftan gelen sesle artık dönemeyeceğinin kararını verdi.

"geldim... Aşağıdayım..."

Kararsız benliğinin sesine hükmetmesi zordu... Sesi ürkek ve kısıktı.

" tamam... Geliyorum "

Evin dış kapısının otomatiğinin sesi, sessiz sokağı sanki çınlattı. Kapıyı açıp içeri girdi. Dar girişin önünde duran merdivenlerden yavaş yavaş çıktı. Açık kapıdan içeri girdi.

" umarım bu saatte gelmeme değer! "

Kapıdan içeriye girerken bir yandan da gözleriyle odayı süzüyordu. Küçük oda da o kadar çok eşya vardı ki ruhunun daraldığını hissetti. Sağ duvarda üstü kitaplara boğulmuş bir çalışma masası, sol duvarda eski püskü eşyalar konulmuş bir vitrin vardı. Ev büyük bir ihtimalle iki odalıydı. Karşı duvarda, içerideki başka bir odaya açılan buzlu camlı kapı ve bir koltuk.

Ortada üstü gazete kâğıdıyla örtülmüş küçük bir sehpa, yer yer yırtık, renkleri solmuş, toz içinde bir halı. Koltuğa oturdu.

" bir şey içer misin? "

" bence konuya hemen girsek iyi olur. Saat geç oldu ve eve gitmem gerek"

Tedirginliğini atmaya çalıştı üstünden. Karşısında ayakta duran adama baktı. Altmış yedi yaşındaydı. Beli hafifçe büküktü. Altında ütüsüz gri kumaş bir pantolon, üstünde beyaz bir gömlek ve gri hırka vardı. Daha evvelden bir kaç kez üniversitenin kampüsünde karşılaşmışlardı.

25  ( RA - MU )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin