YÜZLEŞME BÖLÜM 3

397 42 1
                                    

BÖLÜM 3

15 Nisan 2015

14.30

İstanbul / BEYAZIT

Ders sonunda amfiden çıktığında Kemal, kapıda bir öğrenci onu bekliyordu

" hocam dekan sizi odanızda bekliyor. ".

Kemal dekanın odasına gittiğinde bir bey daha vardı odada.

" gel Kemal. Bu bey emniyetten Suat Bey "

Suat koltuktan kalkıp Kemal'in elini sıktı.

"Komiser Suat Özkan. Sizde Kemal Keskin değil mi? "

" evet. "

Kemal de karşı koltuğa oturdu.

" hayırdır dekanım. "

" Komiser Suat Bey... "

" bir dava üzerine araştırma için geldim... "

diyerek dekan Mehmet'in sözünü kesip devam etti komiser Suat.

" öğretim üyeniz Cemal bey "

" başına bir şey mi geldi. "

" yakın arkadaşmışsınız. "

" arkadaş denemez abi kardeş gibiyizdir. Cemal benden on yedi yaş büyüktür. Cemal'e bir şey mi oldu. "

" sakin ol Cemal'cim "

Diyerek söze girdi dekan.

"konunun şimdilik Cemal ile alakası yok. "

Komiser Suat

" Kemal bey iki gün evvel sahilde bir erkek cesedi bulundu. İsmi Murat Zeybek. Sizin üniversiteden emekli"

Suat ceketinin cebinden not defterini çıkardı.

" yaptığımız araştırmada Cemal Gürses ile yakın arkadaşmışlar. Aynı okulda okumuşlar. Aynı branş üzerine "

" "fizik "

diye ekledi Kemal.

" Cemal, Murat ile öldürülmeden önce telefonla birkaç kez görüşmüşler."

" öldürme mi dediniz " dedi dekan.

Suat sözlerine devam etti

" Emekli olduktan sonra da üniversiteye sadece Cemal ile görüşmeye geliyormuş".

Kemal duyduklarına inanamıyordu. Sanki her şey bir şakaydı.

" ne yani Cemal şüpheli mi? ".

Dekan da duyduklarından şaşkındı.

"sizinle de 9 Nisan akşamı telefon kaydınız bulundu".

Kemal hepten duraksadı.

" bende mi şüpheliyim ".

" bilgi için gelmiştim. Suçlama söz konusu değil. Cemal Bey izne ayrılmış, telefonu kapalı. Hiçbir şekilde izine ulaşamıyoruz. Ne biliyorsanız anlatın. "

Kemal sırtını koltuğa yasladı. Sigarasını çıkardı.

" Mehmet Bey"

" içebilirsin Kemal'cim, bende bir tane yakacağım ".

Kemal sigarasından bir nefes çekti. Elli yıllık yaşantısında ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyordu. Sırtından ter akıyordu.

" Murat beyi bir kaç kez Cemal'in yanında gördüm. Pek konuşkan değildi. İkisi bir arada devamlı konuşurlardı. Yanlarına gittiğimde konu ya değişir ya da Murat susardı... O gün murat Beyi aradığım doğru. Üniversite de Cemal yanıma gelip, Murat beyde benim ilgilendiğim bir şeyin olduğunu söyledi "

" nedir o ".

Suat pür dikkat Kemal'i dinlerken bir yandan da defterine notlar alıyordu.

" bir heykel ".

Suat not almayı kesti, Kemal'e dikkatlice baktı.

" nasıl bir heykel? ".

Kemal bir an kendisinin komiser Suat tarafından zanlı olma ihtimalinin belireceğini düşündü, ama söz çıkmıştı ağızdan. Ve doğruyu söylemek daha önemliydi.

" ben sadece fotoğrafını gördüm. ".

" kafam karıştı, bir heykel. Siz sadece fotoğrafını gördünüz. Heykelin Murat'ta olduğunu Cemal söylüyor..."

" sözümü kesmezsiniz açıklayacağım. Ben babamı görmedim. Küçükken ölmüş. Fotoğraflarından tanıyorum. Uzun yıllar önce silik bir fotoğraf geçti elime. Ortadan yırtıktı. Bir adam iki eliyle bir heykeli tutuyordu. Resmin üst tarafı yırtık olduğu için kim olduğu belli değildi ".

"ilginç "

dedi komiser Suat. Dekan da nefesini tutmuş dinliyordu.

" anneme defalarca sormama rağmen bir açıklama yapmıyordu. Bir gün fotoğrafın babama ait odluğunu başka bir şey de sormamam gerektiğini söyledi. Bu bende tarifsiz bir merak uyandırdı. Artık o heykel benim için babamla kurduğum bir bağ, hatta bir saplantı haline geldi. Fotoğraf silik olduğundan heykel hakkında bir fikir sahibi olamıyordum. Cemal ile bu olayı paylaşmıştım. Bir de kendisinin araştırmasını istedi ".

Suat söze girdi

" bu ne zaman oldu ".

" yaklaşık iki ay önce. Birçok uzmana göstermiştim zaten, umut işte. O gün Cemal'in bana Murat beyde olduğunu söylediği heykelin hikâyesi bu."

Komiser Suat'ın suratında hiçbir ifade değişikliği yoktu.

" peki, heykeli buldunuz mu? ".

" maalesef. Üniversite'den geç çıktım. Murat bey ile telefonla görüştüm. Dışarı çıkamayacağını evine gelmem gerektiğini söyledi. Bende evine gittim. Ama heykel falan yoktu "

Bir an sessizlik oldu. Kemal komiserin suratına baktı. Anlattıklarını nasıl karşılayacağını tedirginlikle bekliyordu. Sessizliği komiser bozdu.

" peki, sizi niçin çağırmış ".

" işte orasını bende anlamadım. Yaşlılıktan bunama da olabilir. Bir sürü ders notları. O geceden sonra da ne gördüm ne de telefonla konuştum. Cemal ile ilgili de siz ne biliyorsanız aynısını biliyorum, bende ulaşamıyorum ona. Biliyorum anlattıklarım size ilginç geldi ama gerçek bu."...

" vallahi bana ilginç geldi Kemal'cim "

dedi dekan

" bunca yıldır hocamızsın ilk defa duyuyorum "

" bu anlattıklarım beni de şüpheli yapar mı Suat Bey? ".

Komiser gülümseyerek

" Kemal bey ya çok kötü yalancısınız ya da hepsi doğru. Ama ben doğru olduğuna inanıyorum. Dediğim gibi sadece araştırma. Verdiğiniz bilgi için teşekkür ederim. Gene görüşeceğiz"

Komiser, dekan ve Kemal ile tokalaştıktan sonra çıkmak üzere kapıya yöneldi.

" Suat Bey "

Dedi Kemal " bir hırsızlık veya tinerci falan olma ihtimali de olabilir... Dimi? "

Komiser durdu. Hafifçe dönerek

" Kemal bey hiç kimse özel bir durum yoksa, bir kişiyi yirmi beş kez bıçaklamaz ".

Komiserin bu son sözü odada buz gibi bir hava estirdi.



25  ( RA - MU )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin