YÜZLEŞME BÖLÜM 39 DEVAMI

111 28 1
                                    

24 ağustos 2015

Saat 23: 50

İSTANBUL / FATİH- 24 üncü GÜN

Faruk omzuyla kapıya sıkıca yüklendi. İkinci denemesinde kapı açıldı. Eve girdiklerinde Atamer salonda yatıyordu. Yasemin Atamer'e koştu. Atamer'in yüzü bembeyaz, titriyordu. Ağzından, burnundan kan geliyordu. Faruk telefonla ambulansı aradı. Yasemin yüzünde çaresizliği ile

" Atamer, aşkım aç gözlerini"

Atamer titriyordu. Hafifçe gözlerini açtı. Yasemini görünce gülümsedi. Konuşmaya çalıştı. Ama takatsizdi. Faruk ta yanına geldi.

" evlat ne oldu sana"

" abi erken geldik. Neden böyle oldu" dedi Yasemin.

Faruk Atamer'in saatine baktı. Atamer'in saati gece yarını beş geçiyordu. Atamer son bir gayretle Yasemin'e bir şeyler söylemeye çalıştı. Yasemin duymak için eğildi.

" BAŞARAMADIM. AFFET BENİ. ÇOCUĞUMUZA İYİ BAK... BEN KENDİMLE YÜZLEŞTİM. HEYKEL İLE YÜZLEŞME YASEMİN"

Atamer'in titremeleri artmaya başlamıştı. Eve Kemal de girdi. Şaşkın bakışlarla Atamer'e ne olduğunu çözmeye çalışıyordu. Yasemin Atamer'in elini sıkıca kavradı. Atamer yavaş yavaş kaybolmaya başladı. Yasemin hıçkıra hıçkıra ağlarken beni bırakma diye bağırdı. Atamer ile yasemin gözlerini birbirlerinde ayırmıyordu. Atamer son bir kez zor da olsa gülümsedi, bu Yasemin'in Atamer'i son görüşüydü. Atamer yok olmuştu. Yasemin dizlerinin üstünde yere kapaklandı. Avaz avaz bağırarak ağlıyordu. Faruk ile Kemal çaresiz ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Saat gece yarısını geçmiş, gün yirmi beş ağustos olmuştu. Yirmi beşinci gündü. Verilecek mesaj kalmamıştı.



09 Eylül 2015

Saat 10: 15

İSTANBUL / ATATÜRK HAVALİMANI

Dış hatlar bekleme salonunda Yasemin, yanında Faruk oturuyorlardı. Kemal elinde üç çay ile geldi. Çayları verdi.

" Yasemin gitmek zorunda değilsin biliyorsun" dedi Kemal.

" evet ya evlat. Burada sana her zaman yer var. Sen bizim artık emanetimiz kızımızsın."

" biliyorum. Ama gitmem lazım. Bu şehirden uzaklaşmam lazım. "

" zor evlat. Hele bu yaşananlardan sonra. Ama güçlü olmak lazım"

" çocuk için ne düşünüyorsun. Yani yanlış anlama"

" yok abi. Anladım. O Atamer'den bir armağan. Doğuracağım"

Uçağının anonsu yapıldığında Yasemin çantasını aldı, hazırlandı.

" artık ayrılık vakti geldi. Faruk abi, Kemal abi"

Her ikisi de ağlamamak için kendilerini zor tutuyorlardı.

" ne yapacaksın şimdi Yasemin" diye sordu Faruk.

" bilmiyorum Atamer kendiyle yüzleşmek istedi. Belki de benimde yüzleşmem gereken bir şey vardır. Oğlumla"

" oğlun... Erkek yani"

" evet, Kemal abi. Adı Marad olacak"

" Marad. Nerden çıktı bu isim"

" bilmiyorum içimden bir ses Marad diyor. Neyse bu zaten elveda değil. Geleceğim gene. Muhakkak geleceğim."

Birbirlerine sarıldılar. Yasemin uçağa doğru yürürken Faruk ile Kemal arkasından el salladılar.

Yasemin uçağa binip koltuğa oturduğunda. Çantasını kucağına alıp açtı. İçinden bir kâğıt çıkarıp okudu.

" demek ikinci bir heykel daha var..."

Çantasını iyice açıp içine bakıp kontrol etti.

" evet heykelcik. Şu ikizini bir arayalım bakalım"






25  ( RA - MU )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin