25 ( RA - MU )

KIYAM BÖLÜM 11

BÖLÜM 11

03 KASIM 2015

13.15

İSTANBUL – İSTİNYE DEVLET HASTANESİ

" bu heykelden bahsetmiyorum Kemal zaten" dedi Murat. " diğer heykel "

Faruk;

" diğer heykel mi... yani ikinci heykel bende mi... hadi beyler yok artık. Ben kullanamam ki heykeli Atamer'deki gibi bir sarsıntı yaşayayım... Hem ne için silsin ki anılarımı "

" beklemeye geçmiştir... Kurulmuş bir alarm gibi... Zamanı gelinceye kadar saklanabilmek için... Ve inanıyorum ki zamanı geldiğinde o alarm sende çalacak ve heykelin nerede olduğunu bileceğiz"

Faruk onlara şöyle bir baktı

" heykel bende ve anıları bir şekilde silindi, öyle mi... Gerçekten düştüğünde kafanı bir yere vurmadın değil mi Murat"

" Faruk başka açıklaması var mı? Kabalayı bilmen, iki gerçeklikteki anıların olması

Sence bunun bir açıklaması var mı"?

Faruk ne diyeceğini bilemiyordu.

" peki, o zaman bu heykel nerede? evimde olmadığı belli"

" Yagop da tabiî ki " diyerek atıldı Kemal.

Herkes bu fikrin neden kendi akıllarına gelemediğine hayıflanıyordu.

" doğru " dedi Cemal. " huzur evine gelmeden önce bir yerde oturuyordur. Huzur evinde muhakkak bilgileri vardır"

" tamam, o zaman sen ya da Kemal yarın bir araştırın"

" ne o Murat... Şimdi de emirler vermeye mi başladın" diye yarı espri yarı ciddi çıkıştı Cemal

" yattığımı görüyorsunuz herhalde, en az birkaç gün burada böyleyim... Birilerin bunu yapması lazım değil mi"?

" Yasemin nasıl acaba " diye sordu tekrar Faruk üzgün ve meraklı

" ben sabah görüştüm Yasemin ile... Mısır'a gideceklermiş" diyerek cevap verdi Kemal.

" Mısır'a mı "?

" evet, Faruk, Mısır'a "

Murat;

" o niye... Hem mış dedin, diğer kişi yoksa..."

" evet... Atamer ile gidecekler... Uçak bulabilirlerse bugün, bulamazlarsa da yarın... Malum sözü vardı ya o sebepten gidiyordur Mısır'a "

Murat Faruk'a bakıp gülümsedi

" hadi başlayalım mı artık"

Faruk, Murat'ın neyi bahsettiğini anlayamadı

" neye başlayalım mı"?

" şu bildiklerimizi paylaşmaya... O kadar olayların içinde kalıp sürüklendik ki heykele odaklanamadık bir türlü... Hadi Faruk şu bildiklerini anlat bize"

" daha evvel anlatmıştım farklı değil ki Murat"

" sen gene bir anlat, belki bir şeyler yakalarız"

" tamam, ama sende anlatacaksın"

Murat gülümserken odanın kapısı açılıp içeri hemşire girdi. Elinde bir iğne ile Murat'a yaklaşırken