KIYAM BÖLÜM 3

142 28 1
                                    

BÖLÜM 3

30 TEMMUZ 2001

11,25

CHİCAGO – CHİCAGO ÜNİVERSİTESİ

" Seni çok merak ediyordum. Yakında profesör bile olursun" dedi Faruk  abisinin üniversitede ki odasında otururken. Abisi Faruk'u onayladı.

" evet... Ama daha çok çalışması lazım"

" yollar gidilmek içindir Fırat Hocam..."

" dedim değil mi sana Faruk, bu çocuk ukaladır diye"

Faruk'un hoşuna gitmişti.

"bence kendine güveni çok da ondan... Atamer, İstanbul'a geldiğinde muhakkak görüşmek isterim seninle"

" elbette hocam, iyi bir dost ve iyi bir akademisyen kazanmış oldum. Sizinle uzun uzun konuşmak isterim"

" inan heyecanla bekleyeceğim. Hele şu yirmi beş teorisi hoşuma gitti"

Atamer gülümsedi.

" ilk tezlerimden biriydi. Hoş tabi diğer tezlerim gibi o da yayınlandı"

" evet, bakma fırsatım oldu. Demek yirmi beşinci kare diyorsun öyle mi? nereden geldi bu fikir sana"

" aslında fizik ve anatomi birbirine bağlı. Sadece köpeklerin duyduğu ses mesela"

" evet"

" insan duymuyor ama etkilenebiliyor... Bunu radyo frekansı olarak bir mesaj ya da komut olarak verildiğini düşün. Sen duymuyormuş gibisin ama beyin algılıyor ve onu hemen işleme sokuyor "

" yani yirmi beşinci kare her şeyde olabilir, yirmi beş bir ifade gibi"

" sende meraklısın galiba"

" sayılır, ben sayılar üzerinde duruyorum evlat. Sen yirmi beşi fizik alanında bakıyorsun, benim ki biraz daha mistik diyelim"

Fırat araya girme mecburiyeti hissetti

" Faruk sıkma çocuğu, şu Yagop'un saçmalıklarıyla boğma"

" Yoo, lütfen Yagop kim? tanımıyorum ama dinlemek isterim"

" yirmi beş geçmişte kutsal bir sayıymış"

Atamer duraksadı.

" hoş branşım değil bu konuda ukalalık etmek istemem ama..."

" aman Atamer sen ve ukalalık mı" diye tekrar girdi Fırat

" hocam yapmayın ya, dediğim gibi fazla bilgim yok ama yirmi beşin kutsal bir sayı olduğunu ilk defa duyuyorum"

Faruk gülümsedi ve öne doğru eğilip karşısında oturan Atamer'e biraz daha yaklaştı.

" yedi kutsal sayıdır. Aynı yirmi beşin olduğu gibi. İki ile beşin toplamıdır... "

"...Verilmesi gereken zor karar ise Yedinciniz kim olacak "

Faruk, cümlesini Atamer'in tamamlamasına şaşırdı.

" sen bunu nereden biliyorsun evlat"

Atamer de şaşkındı. Yüz ifadesi değişti. Faruk sorusunu tekrarladı.

" Atamer bunu nereden biliyorsun, nerede okudun"

Fırat da Faruk'un bu tepkisine şaşırmıştı.

" ya bu kadar önemi ne, duymuş ya da okumuştur bir yerde"

Atamer kendini toparladı

" bilmiyorum bir şekilde aklımda kalmıştır. Ooo saatte ilerlemiş bana müsaade bir görüşmem vardı gecikmeyeyim"

Atamer apar topar selamlaşıp odadan çıktı. Yüzü bembeyaz idi. Biraz koridorda yürüdükten sonra arkasından seslenilince durdu. Arkasını dönüp baktı.

" Atamer, bunu nereden duydun? "

Faruk, Atamer'e yaklaştı.

" hocam inan bilmiyorum"

" evlat yüzün hiç de öyle demiyor, lütfen"

Atamer'in sıkıntılı bir hali vardı

" deli saçması bu ya"

" anlat"

" birkaç gün evvel birisi evden çıktığımda önümü kesti"

" birisi, kadın erkek"

" erkek... Bana adımla hitap ederek seslendi... Ve bunu bana söyledi"

" Türkçe mi? İngilizce mi?''

" Türkçe, ama bu kadar da değil"

Faruk merakla bekliyordu.

" başka ne dedi"

" dedim ya deli saçması tesadüf veya bir şaka"

" ne dedi Atamer"

" dedi ki, birisiyle tanışacakmışım, bana bu tekerlemeyi söyleyecekmiş. İşte o zaman ona bir mesaj iletmem gerekiyormuş"

Faruk hepten meraklanmıştı

" neymiş bu mesaj"

" o kişiye şunu diyecekmişim; bulduğu kişi doğruymuş, yirmi beş artık benmişim "

Faruk ile Atamer bir an sessiz birbirlerine baktılar.


12 EYLÜL 2012

14,25

CHİCAGO – CHİCAGO ÜNİVERSİTESİ

Atamer üniversitenin kütüphanesinde bir kitap arıyordu. Koridorda dolaşan bir bayanı görünce yaklaşıp sessizce

" affedersiniz aradığım bir kitabı yerinde bulamıyorum, daha iki gün önce buradaydı"

Kız, Atamer'e baktı

" internet denen bir şey var, girersiniz aradığınız kitabı bulup okursunuz "

" pardon anlayamadım, bir görevli olarak bu mudur cevabınız"

" tabiî ki bu değil, ama ben görevli değilim"

" aaa pardon, ben sizi görevli sandım. Neyse tanışmış olduk. Ben fizik öğretmeni Atamer Deniz"

Kız öğretmen kelimesini duyunca

" asıl siz kusura bakmayın. Ben Yasemin, öğrenciyim burada"

" Yasemin, Türksün"

" evet,"

" yabancı dilin çok iyi ya, hem de Türk'sün çok güzel"

" neydi aradığınız kitap ben size yardımcı olayım"

" yani bana asistanlık mı yapmak istiyorsun"

" efendim nasıl yani"

" tamam tamam kabul edilmiştir. Asistan Yasemin ilk işin olarak bu kitabı bulalım seninle"

Yasemin'in, Atamer'in bu samimi konuşmasından etkilendiği her halinden belliydi. Hatta Atamer bile bunun farkındaydı.









25  ( RA - MU )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin