BÖLÜM 20
30 EYLÜL 2015
02,25
İSTANBUL – CİHANGİR
Yasemin havaalanında sırtı dönük fötr şapkalı adama yaklaştı. Tam omzuna dokunacaktı ki adam birden Yasemin'e yüzü dönük bir şekilde
" heykel Yasemin, heykeli bul"
" Atamer, heykel bende"
" heykel Yasemin, heykeli bul"
Yasemin birden yataktan doğruldu. Sırılsıklam ter içindeydi. Yataktan kalkıp saate baktı. Saat gece iki yirmi beş idi. Üstünü giydi. Pencereden sokağa baktı. Sonra kararlı bir yüz ifadesiyle gar dolaba yöneldi. Gar dolap da duran heykeli alıp salona geçti. İki eliyle heykeli tuttu. Gözlerini kapadı. Gözlerini açtığında başı dönüyordu, burnu kanamaya başlamıştı. Etrafına bakındı büyük bir yolcu uçağının içinde cam kenarında koltukta oturuyordu. Yan koltuğuna baktı. Kimse yoktu. Uçağın camı kapalıydı. Açmak için elini uzatacaktı ki
" hep garip bir şekilde karşılaşıyoruz"
Yasemin koridora döndüğünde karşısındaki adamı görünce şaşırdı.
" Atamer senin burada ne işin var"
" inan bende aynısını sana soracaktım Yasemin. Yasemin di değil mi? Ama gene yanılıyorsun ben Atamer değilim"
" Mustafa Ekâbir"
" Atamer olmadığıma artık çok üzülmeye başlayacağım"
Yasemin şaşkınlıkla etrafına bakınıyordu. Mustafa Ekâbir koltuğa oturup cebinden mendil çıkardı.
" burnun kanıyor ve söyler misin bu uçakta işin ne"
Yasemin mendili alıp burnunu sildi. Başı ağrıyordu. Hala bu uçakta ne işi olduğunu kendisi de düşünmeye devam ediyordu.
" şimdi geldim tesadüf değil mi?''
" anlıyorum. İki dakikalığına tuvalete gidiyorum ve döndüğümde boş koltukta seni buluyorum"
" dedim ya şimdi geldim oturdum"
Mustafa Ekâbir gayet sakindi.
"anlıyorum... Meşhur hudini misin, yok yok sen daha meşhur bir sihirbaz olmalısın David Copperfield"
Yasemin Mustafa Ekâbir'e baktı
" ne saçmalıyorsun sen "
" sen mi diye hitap ettin bana, ben senin adınla hitap ediyorum sen ise tıh tıh hiç yakışmadı sana"
" ne saçmalıyorsun Mustafa Ekâbir. Oldu mu şimdi"
" burada saçmalayan biri varsa oda sensin, şimdi lütfen bir daha soracağım bu soruma, makul bir cevap ver de bende inanmış gibi yapayım"
" şimdi bindim dedim ya Mustafa başka nasıl olacak"
" bak gene anlıyorum. Çok anlayışlı bir adamımdır. Şimdi sen bana yerden en aşağı on beş bin fit yükseklikteki bir uçağa bindiğini söylüyorsun öyle mi?''
" ne yüksekliği Mustafa"
Mustafa Ekâbir eliyle pencereyi göstererek
" lütfen bakar mısın?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
25 ( RA - MU )
Bilim KurguYÜZLEŞMEYE KORKANLARIN HAYATI KAOS'DUR... TEK ÇARE İSE KIYAM'DIR GERÇEK İLE YÜZLEŞMEYE HAZIR MISINIZ.... SINIRLARI ZORLAMAYA..... KENDİNİZİ AKILLI VE ÖZGÜR MÜ ZANNEDİYORSUNUZ..... İNANDIKLARINIZI SORGULAMAYA HAZIR OLUN.... HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ...