3

23.2K 1K 95
                                    

"Eeee, sonra?" Gözlerimi devirdim.

"Ne sonrası Berkcan?" dedim ve elimdeki basketbol topunu karşımda duran Selim'e fırlattım. O da Serkan'a fırlattı ve Serkan topu fileden içeri attı.

"Sonra ne oldu Asya gülüm, yumruk filan atmadın mı?" dedi Mehmet.

"Ya sizin gözünüzde bu kadar vahşi bir profil çizdiğime inanamıyorum. Az bir şey atıştık, hepsi bu." dediğimde Selim bana sarıldı. "Üzülme ben seni böyle seviyorum." dediğinde güldüm.

"Arya bacımızın namusuna göz dikenin, namusuna göz dikeriz!" diye bağırdı Serkan. "Sen bu çocuğun abisi hakkında filan bir şeyler biliyor musun?" dediğinde başımı iki yana salladım ve "Cık." sesi çıkardım. Berkcan elindeki basketbol topunu bana pas attı. İki adım gittim ve topu fileden içeri soktum.

"Neyse artık gülüm, olan olmuş. Hem Arya en azından bir kız gibi yetişiyor, fena mı?" Tekrar önüme düşen topu Mehmet'in sırtına fırlattım. 

"Basket!" diye bağırdı Serkan.

-------

"Arkadaşlar, verdiğim ödevleri lütfen vaktinde getiriniz. Daha sonra dönem sonunda "Hocam bir puan, iki puan." diye yalvarmayınız." Naciye hoca zil çaldığı için sesini duyurmak için çığırıyordu. Verdiği ödevi defterimin bir kenarına not aldım.

"Hadi çıkalım." diyip ayağa dikilen Serkan'a baktım. "Benim hiç çıkasım yok." diye mırıldandım. "Aynen." diye mırıldandı arkadan Berkcan.

"Kardeşlerim, güzel kardeşlerim, anlamıyor musunuz ya Gamze dışarıda pencereden gördüm, çıkmamız lazım." Ofladım. "Ya Sekocan sen çıksana ya..." 

"Ya eğleniyor gibi gözükmem lazım, hadi kalkın abicim ya, hadi Selocan." Selim oflayarak ayağa kalktı.

"Beni hiçbir kuvvet yerimden kaldıramaz." dedim ve sırama sokuldum.

"Aynen, salatalığım, Asyacan ve ben burada kalacağız. Değil mi salatalığım?" 

"Şizofren ya..." diye mırıldandı Selim.

"Ya hadi Asya hadi, lütfen. Yanımda bir kız olması iyi olur, hem kıskandırırım. Diyeceğim de senin de bizden pek bir farkın yok ki..." Selim, Serkan'ın omuzlarından tutup aşağı indirdi.

"Ben halimden memnunum vallahi." diye mırıldandım.

"Asya hadi sen de artık işte, teneffüs bitecek." Ayağa kalktım. 

"İyi, hadi gidelim." Selim kolunu omzuma attı, sınıftan çıkmak üzereyken, Can'ın abisini gördüm. Okula yeni mi gelmişti? Çok klişe ama!

"Selim bak bu o çocuk." diye fısıldadım. Selim kaşlarını çattı ve çaktırmadan gösterdiğim masada oturan çocuk ve arkadaşlarına baktı. 

Serkan önümüzdeydi. Yani iki adım filan önümüzdeydi ve söylediğimi duymamıştı. Duymadığı da iyi olmuştu aslında, çünkü dün gün boyu "Arya bacımızın namusuna göz dikenin, namusuna göz dikeriz." diyerek dolaşmıştı.

"Asya gülüm, bu çocuk hep okuldaydı zaten. Deniz bu." diyen solumdaki Mehmet'e baktım.

"Gerçekten mi?" diye sordum, bahçeye çıkmıştık. "Öyle.." diye mırıldandı Selim.

"Deniz Kunt. Hani çoğu lise kitaplarında olan belalı tipler vardır ya, bu çocuk onlardan işte. Aynı zamanda fazlasıyla çapkın. Tek gecelik ilişkilerin adamı. Ailesi de kendisi kadar belalı diye söylentiler var. Onların ailecek karanlık işlerle uğraştığını söyleyenler de var." diye fısıldadı Mehmet. Kaşlarımı çattım.

"Bir saniye, Deniz Kunt, Selim Kunt... Selim, akrabalığınız filan var mı?" diye bir soru yönelttim.

"Boş ver güzelim, boş ver." Bu ikisinin arasında bir bağ vardı, adım gibi emindim.

Erkek FatmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin