Merhaba demeye korkuyorum şu an dmsnfjas. Valla beni İstanbul Boğazı'ndan aşağı sallasanız yeri fmnsjd. Ya valla gencolar bildiğiniz gibi değil anasj. Ya cidden çok çok özür dilerim yaaa.. Ama giremedim işte. İnşallah yaz tatilinde telafi edeceğim. Bu arada yorumlarınıza cevap veremiyorum, bu e-posta zıvırtısında bir sorun mu ne varmış, bilgisayardan yapılan yorumlara filan cevap yazamıyorum. Ama siz yazın çünkü ben inşallah yaz tatilinde hepsini telafi edeceğim canlarım. Bir de hikayenin karakterleri için karakter bulun da onu da ayarlayak. (Ben ve müthiş cümlelerim :) ) Her neyse iyi okumalar, ara uzun olursa sövmeyin dkdkk.3 Ay Sonra
"Daha dün, yanımda, kollarımdaydın. Boynuma, sarılıp, öper koklardın. Seviyorum derken, hep özlüyorken, şimdi neden bana yabancısın sen..." Gözlerimi kaldırıp küçük sahnenin önündeki sevgililere baktım. Ardından bakışlarımı tekrar mikrofona indirdim.
"Daha dün, yanımda, kollarımdaydın. Boynuma, sarılıp, öper koklardın. Seviyorum derken, hep özlüyorken, şimdi neden bana yabancısı sen..." Derin bir nefes alıp tekrar mekanda gözlerimi gezdirdim.
"Seni unutmaya, ömrüm yeter mi? Dön desem, tersine, dünya döner mi? Gururum aşkıma öyle düşman ki, geri dön, beni sev, dön diyemem ki..." Tam devam edecekken elinde mikrofonla gelen onu görüp gözlerimi devirdim. Yine mi sen?
"Seni unutmaya, ömrüm yeter mi? Dön desem, tersine, dünya döner mi? Gururum aşkıma öyle düşman ki, geri dön, beni sev, dön diyemem ki..." Bu kısmı tekrar ettiğinde kısa bir süreli duruş yaşadığımızda çatık kaşlarımla ona baktım. Peşimi bir türlü bırakmıyordu. Üstelik bardaki topluluk sanki bunun planlı bir şey olduğunu düşünüyordu.
"Benim kaderimde, ayrılıklar var. Kime bağlandıysam, ayrıldı yollar. Sevmedim kimseyi, ben, hiç bu kadar. Benden ayrılmaya, yeminin mi var..." dediğimde ona hiç bakmadan elimdeki mikrofonu sıktım.
"Benim kaderimde, ayrılıklar var. Kime bağlandıysam, ayrıldı yollar. Sevmedim kimseyi, ben, hiç bu kadar. Benden ayrılmaya, yeminin mi var..." dediğinde dudaklarımı yaladım.
"Seni unutmaya, ömrüm yeter mi? Dön desem, tersine, dünya döner mi? Gururum aşkıma öyle düşman ki, geri dön, beni sev, dön diyemem ki..."
"Seni unutmaya, ömrüm yeter mi? Dön desem, tersine, dünya döner mi? Gururum aşkıma öyle düşman ki..." dedikten sonra dudaklarımı yaladım. Son kısmı berbaer girmemiz gerekiyordu.
"Geri dön, beni sev, dön diyemem ki..." Bizden sonra hemen Lush Life girdiğinde dilimi çıkardım. Barlardaki şarkılar çok alakasız olabiliyordu.
Hemen barmenin yanına gidip sandalyeye oturdum.
"Bana her zaman---"
"İçmiyor." Arkamda kolumu sımsıkı tutana bakıp dişlerimi birbirine bastırdım.
"İçiyorum. Her zamankind---"
"İçmiyorsun dedim! Yürü." Beni sandalyeden kaldırdığında kolumu çekiştirdim. Kaslı ve kalın kafalıydı.
"Ya sanane Selim sanane!" Beni umursamadan kolumu sımsıkı tutmaya devam edip beni çıkış kapısından çıkardı. Öfledim ve kolumu çekiştirdim. Moraracaktı!
"Yürü Asya, zorluk çıkarma." Soğuk rüzgardan dolayı gözüme gelip duran saçlarımı sertçe kulağımın arkasına soktum.
"Ya sikeyim moraracak." diye mırıldanıp dudağımı büzdüm.
"Morarırsa morarsın! Kime güzel gözükeceksin sanki! Deniz de öld---"
"Ölmedi!" diye boğazım yırtılırcasına bağırdım ve kolumu o anki sinirle hemen kendime çektim. "Ölmedi Deniz ölmedi! Kimse inanmıyor ama ben biliyorum! Deniz ölmedi!"