Merhaba arkadaşlar, biliyorum uzun zamandır yeni bölüm gelmiyordu, bunun için size tamı tamına 1019 kelimelik bir bölüm hazırladım. Aslında daha da uzatırdım ama bu sefer tadı kaçıyor diye şey ettim. Neyse, bu bölüm bestecankaya 'ya ithafen. Seni çok seviyorum canım 💕Hepinizi seviyorum. İthaf isteyen de istemeyen de yorum yapsın dkkdkd. İyi okumalar!
SORU1: Kendinize isim bulun len mQ.
"Asya, ne yapıyorsun?" Üzerimdeki Selim'in koluna bakıp, gözlerimi sımsıkı yumdum. Kendisi mışıl mışıl uyuyordu ve uykusunda benimle konuşuyordu.
"İyiyim sen napıyorsun?" diye sorduğumda bana daha çok sarıldı. Resmen ecel terleri dönüyordum. Resmen şu an sarmaş dolaş Selim'le uyuyordum!
Sabah olmuştu ve Selim fitil gibi sarhoş olmuştu, onu zar zor yatağına taşımıştım, o da beni kolları arasına alıp, bırakmamıștı. Kızın adını da alamamıștım ağzından, her şeyi söylüyor, bir tek onu söylemiyordu.
"Selim." diyip ittirdim ama bir santim bile yerinden kımıldamadı. "Selim, az sonra Özlem abla gelecek." diyip tekrar ittirdim ama hem o bir kas yığınıydı, hem de ben tek kolla pek bir şey yapamıyordum, resmen ahtapot gibi beni sarmıştı.
"Lenn." Bacağımla ittirmeye çalıştım ama yok. Nafile yani.
Biraz daha hareket edince yavaşça gözlerini araladı.
Aniden Selim kalktı ve ağzını tutarak tuvalete koştu. Kusmaya gidiyordu, e biz yatalı da pek uzun bir zaman olmamıştı, yaklaşık yarım saat filan, sabahladığımız için..
Hemen tuvalete gittim ve Selim'in kapısını tıklattım ve fısıldadım. "Seliiiim, iyi misin?"
"Git Asya!" Bağırmasıyla kapıyı açtım ve tuvalete girip, arkamdan kilitledim. Her yer o kadar temizdi ki.. Özlem abla çok temiz bir insandı.
Selim'i klozetin başında, yere çömelmiş bir vaziyette görünce hemen yanına çömeldim.
"Asya sana git ded--" Cümlesini tamamlayamadan bir daha kustu. Elimle ensesini hafif bir şekilde ovdum. "Senden tiksinecek değilim, aptal." Hemen peçete ve ıslak mendil getirdim ve ıslak mendille yüzünü sildim. Ardından peçeteyle alnından akan terleri sildim. Klozetin sifonunu çektim, kapağını indirdim ve alnını bir kez daha sildim. Elimle her zamanki gibi rampa olan saçlarını geriye ittirdim. Terden yapış yapıș olmuştu.
"İyi misin?" dediğimde eliyle başını ovdu ve kafasıyla onayladı.
"Sen çık artık ben hallederim." dedi ve klozetin kapalı kapağından destek alıp, ayağa kalktı ama başının dönmesiyle duvara çarptı.
"Nasıl halledeceksin, şu haline bak, fitil gibisin. Ne vardı o kadar içecek.." Mızırdanıp üstündeki asker yeşili tișörtünü çıkardım ve sepete attım. Bu tuvalet Selim'in odasında olduğu için șanslıydık, yoksa şimdi çoktan basılmıştık.
"Hatırlarsan sen getirdin bana o rakıyı. Sanki niyetini anlamadık." Ağzım açık bir şekilde kısa bir an ona baktım. Beni nasıl bu kadar iyi tanıyabiliyordu?
Altındaki eşofman altını da çıkardım ve sepete attım, çocuk gibiydi, bir türlü durmuyordu, sarhoşken tıpkı Arya gibi oluyordu, hatta daha beter..