28

8.1K 464 144
                                    

Arkadaşlar merhaba. Multimediadaki Berkcan. Bildiğimiz Berkcan Güven yani ben hep öyle hayal etmiştim sjhss. Tam oturmadı mı ama skbs? Neyse iyi okumalar.

NOT: İÇİMDEKİ MUTLULUK ADLI KİTABIMA BAKIN LÜTFEN.

NOTNOT: BOL BOL YORUM YAPIN LÜTFEN.

"Daha iyisin değil mi?" dediğinde kafamı salladım. "Teşekkür ederim Selim." Gülümsedi.

"Asıl ben teşekkür ederim." deyince kafamı elleri arasından kurtardım.

"Ne için teşekkür ediyorsun?"

"Hayatımda olduğun için." dediğinde gözlerimi gözlerine kenetledim.

Konuyu değiştirmek amacıyla sordum. "Serkan sana kız ayarlamaya çalışıyordu bu sabah, ne oldu o iş?" dediğimde eliyle havada 'Boşver.' işareti yaptı. Eline yerden bir taş aldı ve uçurumdan aşağı attı. Uzaklara dalmıştı.

"Kimseleri istediğim yok. Biri hariç." diyip iç çektiğinde diz kapaklarımın üzerine çıktım.

"Benim de seni paylaşmaya hiç niyetim yok." diye cırladığımda sırıttı. Ben de gülümseyip sarıldım.

"Sabah neydin öyle cadı?" diyip burnumu sıkınca kıkırdadım ve elimi iki yana açıp, gözümü uzağa sabitledim ve ben de bir taş alıp uçurumdan attım, "Bazı şeyler fazla gelmeye başlıyor artık. Sabredemiyorsun."

"Sen güçlü bir kızsın, biliyorsun değil mi?" dediğinde buruk bir şekilde gülümsedim ve yine bir taş attım.

"Ne kadar güçlü olsam da, annemin mezarına gidecek cesaretim yok işte. O gücü bulamıyorum kendimde." diyip, iç çektim. Yüzümü kendine çevirip fısıldadı.

"Bunun da üstesinden geleceksin."

"Umarım." dedim ve bir taş daha attım. Elimden tutup beni kaldırdı.

"Hadi, şimdi içimizde ne var ne yoksa, kimden ve neyden nefret ediyorsak buraya bağıralım. İçimizi dökelim, doya doya küfür edelim." dedi. Açıkçası bu fikir cazip gelmişti.

"Tamam, ama her bir söylediğimiz cümle için de taş atalım." Çocukça söylediğim cümleye güldü.

"Tamam atalım." dediğinde elime taşlar doldurdum. O da doldurdu.

"Önce sen." dedim. Yine gülümsedi ve başıyla onayladı.

"Senden nefret ediyorum hayat! Babam ve beni ayrı düşürdüğün için nefret ediyorum!" diye bağırıp, çok uzağa bir taş fırlattı.

"Sen yine iyisin, babanla istediğin zaman gidip konuşabiliyorsun cezaevinde, ya ben?" diye sordum.

"Senden nefret ediyorum hayat! Annemle beni ayrı düşürdüğün için nefret ediyorum!" diye bağırıp bir taş attım.

"Geçti mi seninkini?" diye heyecanla sorduğumda kıkırdadı, "Geçti."

"Senden nefret ediyorum amca! Babamı hapse düşürdüğün için!" bağırıp yine uzağa bir taş attı. Selim'in de çok karışık bir hayatı vardı. Zamanında hem Selim'in amcası hem de babası aynı kadına, yani Selim'in annesine aşık olmuş. Selim'in annesi ise, Selim'in babası Ferhat amcaya.. İki kardeş bu yüzden kavga etmişler, zaten Selim'in ailesi belalı tiplerden, yani Selim'in babası için mafya babası diyebiliriz. Her neyse.

"Senden nefret ediyorum Deniz! Yavaş yavaş sana aşık olmaya başladığım için!" bağırıp bir taş fırlattığımda, ne dediğimin ben bile farkında değildim. Sahi, ne saçmalıyordum? Ben ve Deniz? Yan yana bile gelemez. O, onca kızları altına almış bir yakışıklı, ve şu ana kadar sadece Deniz'le öpüşmüş ben? Peh.. Hem bana istemediğim bir şeyi yaptırmaya çalışmıştı. Piç.

"Ne saçmalıyorum ben ya.." diye Selim'in duyabileceği bir ses tonuyla söylendim. Selim'e baktığımda, yüzünde donuklaşmış bir gülümseme farkettim. "E hadi sıra sende."  Eline bir taş aldı.

"Senden nefret ediyorum aşk. Asla bana aşık olmayacak birine beni delicesine aşık ettiğin için." Normal bir ses tonuyla bunları söyleyip, kendini kasmadan taş attı. Elime bir taş aldım.

"Senden nefret ediyorum Selim'i efkarlandıran kız! Selim'i efkarlandırdığın için!" bağırıp bir taş attığımda gülümsedi. Şu anda Selim'e ısrar etmenin hiç sırası değildi, zaten kendisi zamanı gelince söylerdi.

Erkek FatmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin