Okurcanlar naparsınız ya :* Sanırım 15 tatilde bu bölümle birlikte bir bölüm daha atarım. Nisan'dan sonra da full bölüm artıkın :) Aynı zamanda 60. bölümde final diye düşünüyorum. Ardından eğer yoğun istek olursa, ikinci kitap düşünüyorum. Lütfen bu konuda bana fikirlerinizi belirtin. Aynı zamanda bir de şu karakter şeysi var, onda da bir tek Asya kaldı. Acaba Lily Collins nasıl olur? Lütfen bu konuda da fikirlerinizi bu pasaja yazarak belirtin. Bir de altta yazarın ağzından kısmında yazan kısımdaki yazı şeysini bir filmde duymuştum, hemencecik ezberlemiştim, çok hoşuma gitmişti, bazı kısımlarına yeni şeyler ekleyerek yazmak istedim, söyleyeyim de sonra çıkıp yine bahane bulmasınlarskldf, neyse. İyi okumalar!
"Asya, seni uzun zamandır burada görmüyordum." Gözlerimi devirdim ve parayı suratına fırlattım.
"Kes. Ver şunu."
"Emin misin? Şu Selim, Serkan filan yine seni izlemedi değil mi?"
"Korkak götlek. İzlemediler, ver işte şunu." Çaktırmadan avucumun içine sıkıştırdı. İki binanın tam arasındaydık. Harap bir mahalleydi, hani şu arka mahallelerden.
Kolumu sıvadım.
Şırıngayı çektim ve gözlerimi kapatıp, aniden koluma sapladım. Şırınganın tepesini de yavaşça aşağı indirdim. Derin bir nefes verdim.
Bu üçüncüydü.
En son iki ay önce almıştım.
İlk aldığımda -ki ben almamıştım, votka içerken az önce bana uyuşturucuyu satan çocuk batırmıştı-, acemi olduğum için direk bizimkileri yanına gitmiş ve her şeyi bir bir salak gibi ötmüştüm. Hatırlamıyordum gerçi, Serkan söylemişti.
Ardından Selim'le kavga etmişiz. Sonra ben aniden kahkaha atmaya başlamışım, öyle söylemişti. Daha sonra da Selim bana sarılıp ağlamaya başlamış. Daha sonra bizimkilerin hepsi bize sarılıp ağlamışlar. Tabi bir tek ben kahkaha atmışım.
İkincisinde eve gitmişim, Arya beni merdivenlerde yatarak ağlarken bulmuş. Ne yapacağını bilemeyip, Berkcan'ı aramış ve BAM! Bizimkiler babama -olacak kişiye- çaktırmadan beni odama taşımışlar, Selim beni küvete koyup ayıltmış filan filan. Ertesi gün de ben uyurken, gidip her yeri didik didik etmişler -kamera kayıtlarına bile bakmışlar- ve o çocuğu bulup benzetmişler. Her kullandığımda da en az dozundan bile daha az kullanıyordum ve bu da en fazla yarım saatlik keyif veriyordu. (Böyle bir şey var mı bilmiyorum uydurdum ama Asya çok az kullanıyor henüz bağımlı olmadı kendisini psikolojik olarak ona adapte etmek istiyor. Bu arada bu konularda hiç bilgin yoktur tek bildiğim çok kötü bir şey olduğu.)
Bir kahkaha attım.
"Asya?!" Aha şimdi başlıyordu. Hıçkırdım ve bir kahkaha daha attım. Selim hapçı çocuğu fakişto yapacak az sonra, iyi bakın. Veya okuyun. (Gençler bu arada bu fakişto bizim sınıfta türedi, bir gün beden dersinde İngilizce f***ing f*** to f*** filan diye değişik bir şeyler diyordum sonra kankamlar duyup fakiştoyu ürettiler, tamamen organik yani fkdskl, hep beraber kullanalım, haydi pasaja snnfalkf)
"Lan olum ben sana ne dedim lan şimdi sikicem oğlum belanı! Gel lan buraya!" Selim, Hakan ve Serkan çocuğa bağırarak giydirirken aynı zamanda koşmaya başladılar.
"Ya Asya yine mi içtin?! Ne derdin var senin bu kadar kızım, ha?! Sikeyim ya, yeter artık yeter!" Berkcan'a dönüp kahkaha attım.
"Ah be Berkcan -hıçkırık-, sevdiğin yanında, rahat konuşursun tabi.. Baban yanında, -hıçkırık- rahat konuşursun tabi. Oğlum lan, bizimki yanımızda da ne, en azından seninki seviyor seni, bulaşık yıkattırır, inadına bir şey kırıp temizlettirir, işte.."