Gözlerimi yavaşça açtım ve aniden arkamı döndüm. Gitmişti. Şu anda tam bir Kayla'ydım.
Yataktan kalkıp hızla bir pantolon ve bir gömlek giydim. Çantamı da sırtıma taktıktan sonra telefonumu cebini tıkıştırdım. Hazırdım.
Arya'nın odasına girdim ama çoktan yatağının toplu olduğunu görünce odadan tekrar çıktım. Ama sonra bir daha girdim.
Bir saniye. Arya yatağını kendi toplayamaz ki?
Alt dudağımı sarkıtı, mutfağa indim. Gelen kahkaha sesleri beni endişelendiriyordu. Yoksa... Bu adam bu yaşımdan sonra bana üvey anne mi getirecekti!
Masada oturmuş kahvaltı yapan ve kahkahalar atan ikiliye baktım ve derin bir nefes verdim. Ama kaşlarım istemsizce yukarı kalkmıştı. Çünkü Arya ve babam olacak adam (kızlar suna bi isim bulun skshjs) gayet güzel kahvaltı yapıyordu.
"Ablacım." Arya oturduğu yerden kalkmaya yeltenirken onu durdurdum. Servisini kaçırmıştı.
"Arya servisini kaçırdın sanırım. Hadi kahvaltını yaptıysan, seni götüreyim seni."
"Bugün Arya'yı ben bırakacağım." Kaşlarım tekrar yukarı kalktı.
"Peki." Arya'nın yanağına bir öpücük kondurduktan sonra evden çıktım.
"Arya şu an itibariyle servisi kaçırmış bulunmakta."
"Biliyorum Serkan. Babam bırakacakmış."
"Baban?" Hepsi bir ağızdan söyledi, normaldi.
"Evet."
"E iyi madem. En azından onunla arasındaki buzları eritsin." dedi Selim.
"Aynen." dedim.
"Ben senin babacığın olabilirim Asya." Aniden omzuma atılan kolun sahibine baktım ve gözlerimi kocaman açtım. Resmen bana ahlaksız bir teklifte bulunmuştu.
Yüzüne tam yumruk atacağım sırada o hamle Selim'den geldi. Aniden bir çığlık attım ve ikisini ayırmaya çalıştım. Bizimkiler mal gibi bakıyordu.
"Olum amına koyım ne bakıyorsunuz boğuşuyorlar olum resmen!" Üçü de omuzlarını 'Bize ne hakkından gelsin şerefsizin Selim.' der gibi omuz silkti. Tam araya girdiğim sırada yüzüme yediğim darbeyle yere yapıştım. Göz kapaklarımı taşımak fazlasıyla ağır gelmeye başlayınca kapattım.
-----
"Asya eski toprak len ne olacak?" Suratıma yediğim hafif tokatla Kaşlarımı çatıp Serkan'a baktım. Kafasına inen darbeyle başını ovuşlamaya başladı."Ben, gerçekten çok üzgünüm." Bu sanırım yüzüncü özrüydü. Durum şu ki, ikisi kavga ederken yüzüme Selim tarafından bir yumruk yemiştim. Dudağımın kenarına. Yani nasıl olmuştu ben de bilmiyordum ama, neyse.
"Tamam Selim önemli değil."
"Beni sikik kafalı." Aniden ellerimi yüzüne koydum. Sinir olduğum şeyi yapıyordu.
"Sana önemli değil dedim. Bunu yapma."
"Relaxing. No problem." dedi Mehmet. Gözlerimi devirdim. Aniden kapısı açılan ve o anın şiddetiyle duvara çarpan kapının sesiyle sıçradım.
"Çıkın." Bizimkiler yerinden kıpırdamayınca tekrar bağırdı.
"Size çıkın dedim!" Gürlediğinde Selim gidip aniden Deniz'in burnunun dibine girdi.
"Çıkmıyoruz. N'olacak?"
"Yeter artık ya. Sabahtan beri bir kavga bir gürültü." Bağırmam pek işe yaramamıştı. Halen burun burunalardı ve en ufak bir sözden kavga çıkabilirdi.
"Kime diyorum ya ben!?" Ayağa kalkıp ikisinin yanına gittim.
"Gidiyorum ya ben. Bu ne amk?" Bağırıp kapıyı açtığımda Deniz başını bile çevirmeden kolumu kavradı.
"Size son kez söylüyorum. Çıkın."
"Selim, gel abi iki dakika bi hava alalım. Hocaya da bir gözükelim. Gel."
"Hocasının da.." Ceketini alıp, kapıyı sertçe çarpıp çıktı. Bizimkiler de arkasından, bana mahçup bir bakış atıp çıktılar. Ofladım ve kolumu kurtardım.
"Senin derdin ne?" Tek kaşımı kaldırıp sorduğumda beni duvarla arasına sıkıştırdı.
"Sensin derdim tamam mı? Sensin. Sırf sana yakın olabilmek için kavga çıkarmaya çalışıyorum. Anladın mı beni?" Sertçe yutkundum ve mümkünmüş gibi duvara daha çok sokuldum. Ondan korkuyordum. Aniden koyulaşan gözlerinden, boynunda çıkan damarından korkuyordum. Ben şu ana kadar sadece bir adamdan korkmuştum. O da babam olacak o herifti. Ne yapıyordu bu Deniz bana böyle?
İki elini yanaklarıma koydu ve alnını alnıma dayadı.
"Benden korkma. Lanet olsun benden korkma! Ben o adam değilim benden korkma!" bağırıp yumruğunu duvara geçirdiğinde sıçradım.
"Benden korkma güzelim. Benden korkma." Ellerini tekrar yanağıma yerleştirdi ve gözlerini kapadı. Dudağıma hafif bir öpücük kondurdu.
"Benden korkma. Ben senin sığınabileceğin biri olmak istiyorum anlıyor musun? Baban olan o heriften görmediğin şefkati sana ben vermek istiyorum. Seni her şeyden korumak istiyorum. Benim ol istiyorum, anlıyor musun beni? Senin yanında olmak için, sana yakın olmak için kavga çıkarıyorum, saçma saçma hareketler yapıp saçma sapan şeyler söylüyorum, seni kıskandırmaya çalışıyorum, beni kıskan istiyorum, bu benim için alışılmadık bir durum. Normalinde kızlar hep benim peşimde koşar güzelim, ama ben ilk defa bir kızın peşinden koşuyorum. Anlıyor musun?"
Merhaba. Yepyeni bir bölümle karşınızdayım. O güzel yorumlarınızı gördükçe resmen bölüm ateşliyorum yahu :) Bu bölüm bestecankaya 'ya ithafen! Canım benim çok seviyorum seni 😍😘 Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur. Vote ve yorum esirgemeyin bu yazardan 😔 İyi okumalar.