Melabalaaaaa. Yeni bir bölüm yumurtladım sizin için. Bu bölüm tombikkpanda 'ya ithafen. Seni seviyorum tombikiiimm 😍 Hepinizi seviyorum iyi ki varsınız ❤️ Bir sonraki bölüm Beste'me, ithaf isteyenler yorum yapabilir, her zamanki gibi istemeyenler de dkdkkkd. Bu arada altta soru soracağım, soru sorduğum pasaja yanıt yorum yaparsanız çok sevinirim. İyi okumalar!
SORU1: Selocanlar kendini belli edebilir mi?
SORU2: Denocanlar kendini belli edebilir mi?
SORU3: Hikayenin gidişini beğeniyor musunuz?
"Teşekkür ederim Özlem abla."
"Ne demek güzelim. Hiç içime sinmedi benim böyle ama." İçine sinmemesinin sebebi, koltukta yatmamdı.
"Olur mu öyle şey Özlem abla."
"Hadi iyi geceler kuzum."
"İyi geceler."
"İyi geceler." Özlem abla odasına gidip kapısını kapattı ama ben hala yatmamıștım.
Selim parmak uçlarında gelince gülümseyip ayağa kalktım.
Özlem abla uyku konusunda çok sertti. Her zaman zamanında yatılıp zamanında kalkınmasını isterdi. Biz de Selim'e, Özlem abla yattıktan sonra balkona çıkar ve gökyüzünü izlerdik. Bugün de öyle yapacaktık.
İkimiz de parmak uçlarımızda balkona çıktık ve perdeyi kapattık. Kendimizi yerdeki minderlerin üzerine bıraktık ve gökyüzünü izlemeye başladık. Yıldızlar şehrin ışıklarından dolayı pek gözükmüyordu, ama bu bile yetiyordu.
"Bu sahneyi hatırlıyorum." dedi Selim. Gülümsedim.
"Defalarca." Çalan telefonumu cebimden çıkarıp baktım, bilmediğim bir numaraydı.
"Ben hemen geliyorum." diyip ayağa kalktım.
"Burada konuşabilirsin istersen."
"Susamıștım zaten." dediğimde başıyla onayladı ve yıldızları izlemeye döndü, ben de balkondan çıkıp, mutfağa gittim ama arama kapanmıştı bile.
Madem çok lazımsa, bir daha arar diye düşündüm ve bardak almak için dolabı açtım. Tam o sırada telefon tekrar çalmaya başladı. Hemen açtım.
"Alo?"
"Neredesin Asya sen?! Evine geldim yoksun!" Telefondan gelen kükremeyle yüzümü buruşturdum.
"Senin işin gücün yok mu olum? Parayı bol buldun herhalde bu kaçıncı hat!? Arama beni yüzünü görmek, sesini bile duymak istemiyorum!" Telefonu suratına kapattım, Deniz'i aldığı bu haftaki numarasını da engelledim ve suyumu içip, Selim için de bir bardağa rakı doldurdum ve balkona gittim. Aslında içirmezdim ama şu kızın kim olduğunu artık öğrenmeliydim bence.
"Selim, bak sana ne getirdim?" Gülümseyip eline verdim. Güldü ve eline aldı. Ben de yanına uzandım. Gözlerini uzağa dikmiş, dalgın dalgın bakıyordu.
"Ne düșünüyorsun?" diye sordum. Beni kolunun altına çekince göğsüne yattım.
"Hiç." dedi ve uzakları seyretmeye devam etti.
"O kız mı?" dediğimde güldü. "Ya ben bu kızın anasını avradını, gelmișini geçmișini, en ufak hücresini bile s---" Sözümü kesen koca elleriydi. Sırıttım.
"Anladık sövdürtmüyorsun da, benim seni paylaşmaya hiç niyetim yok, o ne olacak?" dediğimde gülümsedi.
"O da benim farkımda değil zaten." dedi ve cebinden sigarasını çıkartıp, zehri ciğerlerine çekti. "Ben de." diye mızmızlandığımda kıpırdayıp başını iki yana salladı.
"Sana yok ufaklık." diyip burnumu sıkınca dudağımı büzdüm.
"Boyum küçük olabilir ama ișlevim büyük!" diye çemkirdim.
"Evet, bunun en iyi ben farkındayım." dediğinde Selim'in yanına doğru yaklaştım. "Mana da." Dudaklarına götürdüğü sigaraya yaklaştım. Doğal olarak dudaklarım, Selim'in kirli sakallarına değmiş oldu. Biz bunu pek dert etmezdik.
Sigarayı üflediğinde ağzıma gelmesi için aniden yaklaştığımda burunlarımız birbirine değdi. İkimiz de o kadar heyecanlıydık ki göğüslerimiz heyecanla kalkıp iniyordu ve bu kadarı fazlasıyla yanlıştı. Kesinlikle.
Aniden Selim'in dibinden kalkıp, yan tarafa geçtim. Fazlasıyla utanmıștım.
"A-Alçın ne zaman çıkacak?" dedi kaşlarını çatıp, konuyu değiştirmeye çalışıyordu.
"Bilmem, bir ay daha durması gerekiyor dedi doktor, ama ben çıkartacağım birkaç gün sonra."
"Çıkarma ya, tam olarak iyileșsin." dediğimde omuz silktim. "Yani şunu anladım, Allah'a her zaman şükretmek gerekiyor. Ben alçıdayken bir şey yapamıyorum diye șikayet ediyorum ama kimilerinin kolu yok.." dedim ve derin bir iç çektim.
"Düşünceli ufaklık seni." dediğinde gülümsedim. Kenardan ince bir battaniye alıp ikimizin üzerine örttü. Battaniyeye sarıldım.
"Ben bir rakı daha doldurmaya gidiyorum, cips ister misin?" dedi. Bana ne zaman bu soruyu sorsa, "Hayır." Cevabını alamayacağını iyi biliyordu.
"Sence?" dedim tek kașımı kaldırıp, gülümsedi ve mutfağa gitti. İnşallah sarhoş olurdu Allah'ım, inşallah. Ben de şu kızın adını öğrenebilirdim böylece.