54

4.8K 272 306
                                    

Ponçik okurlarım, merhaba.

Ya ben biraz bahsetmiştim, okullar açılıyor ve telefonum annem ve okul dayanışması sayesinde alınacak.

Bu yüzden bölümler pek sık gelemeyebilir çünkü bu sene benim için çok önemli bir sene. Sürekli çalışmam gerekiyor.

Tahminen Mayıs ayı gibi telefonumu alırım ve kitaba tekrardan iyice asılırım.

Bu uzun arada bölümler hiç gelmeyecek değil, ara sıra atmaya çalışırım.

Ve geldiğimde, eğer okunma sayısı fazlalaştıysa Erkek Fatma 2'yi çıkarıp, bir İnstagram ve Facebook sayfası açacağım inşallah.

Lütfen bölümler geç gelirse bana kızmayın okurcanlarım.

Neyse, iyi okumalar!

Sık ve kesik nefeslerimin arasından önümde yanmakta olan arabaya baktım.

Olamazdı.

Halisülasyon filan görüyor olmalıydım.

Bu bana beynimin oynadığı bir oyun filan olmalıydı.

Dizlerimi çöktüğüm yerden kalkıp koşarak arabanın yanına gittim. Yanıyordu.

"Deniz!" diye acıyla bağırdım. "Deniz!"

Yoldan geçen arabalara döndüm.

"Yardım edin bana yardım! Deniz içeride!" Göz yaşlarımı silme zahmetine bile girmeden adamların önünde diz çöktüm. Adam beni kendi arabasına yatırdı.

"Sen burda kal kızım."

"Hayır!" diye bağırdım ve arabadan kalkıp hızla arabanın çevresini dolaşmaya başladım. Daha sonra yanan arabaya bakan adamlara döndüm.

"Bakmayın öyle bön bön! Yangın tüpünüz yok mu sizin?!" Adamlardan biri telefondan birini aramaya başladı, biri de koşarak yangın tüpünü getirdi.

Olamazdı ki.. O ölüm için çok güzeldi.

Deniz gözlü benim..

Hızla arabanın etrafını turlamaya devam ettim ama içeride birileri yansa, bir çığlık olurdu en azından, öyle değil mi?

Olduğum yerde bir çığlık attım.

"Kızım arabanın etrafına pek yaklaşma." diye çekti biri beni yanına.

"Bırak!" diye bağırdım ve alevlerin içinde birilerini görebilmek umuduyla bakındım. Ama alevler o kadar büyümüştü ki pek bir şey göremiyordum.

"Olamaz amca olamaz. O ölüm için çok güzel olamaz olamaz." Diz çöküp ağlamaya başladığımda amca saçlarımı okşadı.

Elimle arabalarına bir yumruk atıp bağırdım.

"Nerde kaldı bu sikik itfaiye!?" Tam o sırada uzaktan gelen itfaiyenin şirin sesi duyuldu.

"Deniz gözlüm benim olamaz.. Yaşa, ama benim bundan haberim olmasın be.. Yeter ki yaşa." diye mırıldandım. Gözlerimden şu ana kadar akmayan yaşlar akıyordu.

"Biz seninle klasiktik.. Sen yine bir klasik ol, yaşa ama benim haberim olmasın Deniz." diye mırıldanıp yere çöktüm ve saçlarımı çekmeye devam ettim. İtfaiye yanımıza yaklaşınca hemen oturduğum yerden kalktım.

"Hızlı olsanıza be!" Etraf iyice kalabalıklaşmıştı. Bütün arabalar yok kapandığı için içindeki kişiler buraya doğru geliyordu.

"Yaşaması çok zor, şimdiye kül olmuştur." Mırıldanan kadına yaşlı gözlerimi ayırıp baktım.

"Ne diyorsun sen!? Ne diyorsun!? Kül olmadı benim Deniz gözlüm!" diye kadının üstüne yürümeye başladığımda etraftaki kişiler beni tutmuştu.

"Aa, manyak mıdır nedir?" diyip poposunu kıvırta kıvırta gitmeye başladığında arkasından bağırdım.

"Manyaklık değil abla, aşk diyorlar buna!"

Saliseler geçti...

Saniyeler geçti...

Dakikalar geçti....

Etraftaki kişiler üzerime bir battaniye örttü üşümemem için...

Bana su verdiler...

En sonunda yangını söndürdüler.

Baktım.

Önümdeki sadece iskeleti kalmış arabaya baktım.

Uzun uzun baktım.

Herkes benden gelecek tepkiyi bekliyordu.

Sonra aniden ayağa kalktım.

"Eğer Deniz yanmış olsaydı, burda en azından buruşmuş bir ceset olurdu, öyle değil mi?" diye sordum ağlamaklı çıkan sesimle.

Etraftan beni onaylayan mırıltılar çıktı.

(OKURCANLARIM YALNIZ DİKKATLİ OKUYUN DENİZ ÖLMEDİ, CESEDİ DE YOK ORTALARDA, YANİ BİLEMEYECEĞİM.)

Erkek FatmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin