Kıyılarında savrulmuş küçük bir kuşum, gözlerim ufuğa kilitli,
Kanatlarım ellerinde kukla olmuş, gözlerim mekanik yüzünde,
Boyunduruğundan kurtulmanın bedeli ise ölüm...---
İnsan sadece duymak istediğini duyar.
İnsan sadece kendi çıkarı için yaşar.
İnsan sadece doğar ve ölür.İncecik bir ipin üzerinde yürüyordu küçük kız. Elinde ne bir sopa vardı, ne de kendine yardımı dokunacak bir şey.
Kız incecik bir ipin üzerinde ilerliyor, yaşamayı umut ediyordu.
Ardından ipin sonu göründü. Cehennemin en derin noktasına geçiş biletiydi ipin sonu.
Sonra ipin diğer ucuna döndü küçük kız. Cennetten bir köşe, dünyaya inivermiş gibiydi.
Kız hafifçe sallandı. Titremeyen ayakları titredi. Kolları iki yana doğru açıldı. Bozulan dengesini korumak için sağa sola savruldu bedeni.
Tekrar dengesini bulduğunda görüntü kaybolmuştu.
Ne cehennem, ne de cennet vardı ortalıkta.
Gözlerini kırpıştırdı. İpe odaklandı tekrar.
Cehennem, diye düşündü. Olmam gereken yer cehennem.Seçimini yapan küçük kız cehenneme yöneldi. İnce ipin üzerinde emin adımlarla ilerledi.
Dengesini kaybetmedi. Aşağıdan gelen çığlıkları gözardı etti.
Sonunda cehenneme ulaşmasına iki adım kala, sesi duyuldu.
"Üzgünüm." Annesi fısıldamıştı. Kız duraksadı. Nefesi boğazında düğümlenmişti.
Gerçek değildi, olamazdı.
Kalan son iki adımını attı.Son duyulan ses kızın tutuşan giysilerinden çıkan cızırtıydı.
---
Elimdeki kitabı yavaşça başucuma bırakırken psikologla göz göze gelmemeye çalıştım.
Psikolog.
Deli olduğumu düşünüyordu. Kahrolası Koral, deli olduğumu düşünüyordu.
"Şimdi aklından geçen düşünceleri öğrenebilir miyim?"
"Bilmem, aklımı okuyorsun sanmıştım." Sinirim bedenimi dolduruyordu. Hatta taşıyordu. Elim ise siyah ciltli kitabın kapağını turlamaya devam ediyordu.
"Pekala, Toprak. Öncelikle eğer bana yardımcı olmazsan bunu halledemeyiz. " Derin nefes aldı. Bana kızması iyiydi. En sonunda tekrar psikologuma döndüm.
Koyu kahverengi gözlere sahip, burnunun ucunda lanet olası bir gözlüğü olan, ayrıca buruş buruş bir takım giyen psikologuma iyice baktım.
"Benim bir sorunum yok." Gözlerimi tekrar devirdim. Bu adam odaya girdiğinden beri bu kaçıncıydı acaba?
"Koral Bey- "
"Hah. Bey mi? Koral Bey mi? Söyle ona, seninle konuşacak kadar delirmedim daha. Yani sana verdiği paraları alıp bir tarafına sokabilir."
"Toprak." Keskin bir nefes alarak kapıyı yumrukladım.
"Sakin olmalısın. Sadece benimle konuşmanı istiyorum.""Koral, şu lanet kapıyı açmazsan eğer-"
"Yeter artık!" Kapının diğer tarafından gelen sesle kendimi yumrukladığım kapıdan sıyırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVEYRA #Wattys2017
General FictionLAVEYRA Hayatımın bir anda tepetaklak olacağını kim bilebilirdi ki? Bana bakan gözlerin bir zamanlar sevgi dolu olduğunu hatırlıyordum. Ben ağladığım zamanlar kapının önünde nöbet tuttuğunu hatırlıyordum. Ama şimdi gitmişti. O, özenle dizilmiş kirp...