Kahrolası iddia.
Cidden şu an bu kuaföre girdikten sonra yaşananlar lanet olası bir iddia sonucu ortaya çıkmıştı. Sadece saçlarımı kestirmek istemiştim. Ve bir bakmışım saçlarımı boyatıyorum.
Lanet aklım nerdeydi acaba?
Ah, eğer merak ediyorsanız söyleyeyim aklımı, kaybetmişçesine bunu yapmamı sağlayan şey karşımda otuz iki diş sırıtan Ceren' di.
--
Okuldan çıktıktan sonra her zaman yaptığım gibi söylenmeye başlamıştım. Her huyum iyi olmasa da, saçlarıma bu kadar kafayı takmam tamamiyle sinir bozucuydu. En sonunda saçlarımı tekrar karıştırarak yerini yeni öğrendiğim kuaföre yol aldım.
İçeriye girdikten sonra bu kadar kalabalık olması beklediğim bir manzara olmasa da yanıma gelen kızlardan birine kesim istediğimi belirterek beklemeye başladım.
Oturduğum yerden pek dikkat etmesem de çevremde dedikodu yapan kızlar yavaşça uğultu halini alan seslerini kestiler. Tabi ben de merakla bunun nedenini yanımda oturan kızlardan birine sordum.
"Ne oluyor? " Her ne kadar sessizde olsam, sesim sanki yankılanmıştı koca salonda.
"Ceren. Burada. " İki kelime etmesi yeterliydi. Bu kız tam bir başbelasıydı. Radarına yakaladığı insanı önce yükseltir, ardındansa hiç beklemediği şekilde yere gömerdi. Neyse ki radarına yakalanan grupta olmadığım kesindi.
Kısa sarı saçlar görüş alanıma girdiğinde olaya kulak kabarttım. Bu sefer ki heedefi o kız olmalıydı. Simsiyah saçlara sahip güzel bir kızdı. Benim asla olamayacağım türde bir güzellik. Ben daha çok, aşırı derecede normal olan sıkıcı tiplerdendim. Tek farklılığım yeşil gözlerimdi o kadar. Ha, birde boyum uzundu, standartların üstünde diyeyim ya da.
Sonra Ceren konuşmaya başlayınca yeni başlayan uğultu derhal kesildi.
"Hadi, güzelim. O tamponunu al ve ikile. " Bir de ağzı bozuktu.
"Bunu neden yapayım ki? Sen kimsin? " Etrafımda ki herkes gibi bende nefesimi tuttum. Birinci sınıftı. Kahretsin. İşte can evimden vurulmuştum. Lanet bir terazi olmamın zararlarıydı bu. ( Bu bilgi tam olarak kesin olmasa da tam bir terazi gibi davranıyordum. 23 Eylül' de doğmamın getirileriydi işte.)
Hafifçe dikleştim. Of, kendimi ortaya atmak istemiyordum. Ama bunu yapmazsam da vicdan azabı dedikleri ilmek boynuma geçecekti. Yani anladığınız üzere müdahale edecektim.
Çifte kahretsin.
"Ah, canıım. Beni tanımıyorsun demek. Eh, o zaman tanıtmak lazım,... - " Ve oltaya takılan balık bendim.
"Bir dakika. Kızın birinci sınıf olduğu bariz, Ceren. Senin için bile kolay lokma. " İşe yarayan bir taktik olmasını umdum. Egosu olmayan bir Ceren düşünülemezdi.
Etraftan çıt çıkmazken Ceren'in kahverengi gözleri üzerime dikildi ve kusur aramaya başladı. Harika. Artık hedefi bendim. Hayırlı uğurlu olsun.
"Sen kim oluyorsun peki? Çömlerin avukatı falan mı? " Dişlerimi sıktım. Terlemeye başlamıştım. Ne zaman birileriyle iletişime geçsem bu oluyordu. Deli gibi heyecanlanıp, panik yapıyor, ardından saçmalamaya başlıyordum. Ve ben şu an gittikçe saçmalama kısmına yaklaşıyordum.
"Ben - "
"Aman ya. Önemli değil. Hadi otur şuraya. " Önünde bulunan sandalyeye beni itekleyerek oturttu. Bu iş hiç iyi bir yere gitmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVEYRA #Wattys2017
General FictionLAVEYRA Hayatımın bir anda tepetaklak olacağını kim bilebilirdi ki? Bana bakan gözlerin bir zamanlar sevgi dolu olduğunu hatırlıyordum. Ben ağladığım zamanlar kapının önünde nöbet tuttuğunu hatırlıyordum. Ama şimdi gitmişti. O, özenle dizilmiş kirp...