Yeni bölüm için yorumlarınızı duymak istiyorum sadece. Onun haricinde umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar...
____
"İki bira!"
Bu hazırlayıp götürdüğüm milyonuncu biraydı. Müzik yüksekti, içerisi öyle kalabalıktı ki nefes almak ölüm gibi hissettiriyordu.
Çalan şarkının ritimleriyle vücudum titriyordu.
Tanrım.
Çok. Kalabalıktı."Bize beş shot, güzel kız." Dili dolanan bir herif daha.
"İşte, hazır." Hazırladığım bardakları leş gibi içki kokan kişiye ittirdim.
"Bize katılmaya ne dersin, ha güzelim? İnan bana bu gördüğün sadece demo." Kaşlarımı çatmama engel olamadım. Nasıl bir şakaydı bu pislik.
"Toz ol." Sesimin tehditkar bir hale dönüşmesi ve gözlerimin kısılması şu akşamın bana kazandırdığı tek yetenekti sanırım.
Gerizekalı Cade Andros beni bu lanet bara getirmiş ve o zamandan bu zamana karşıma çıkmamıştı.
Sarhoşlar, sapıklar ve daha niceleriyle uğraşmak zorunda kalmıştım.
Biri daha kalçama dokunmaya kalkarsa elimdeki bira şişesinin kurbanı olacak gibiydi.
"Alex. İki votka!" Ah, bu bana seslenen kişi de gardiyanım olan James'ti. Çığlık atmak istiyordum.
Gitmek.
Bu lanet bardan, kokusundan ve diğer iğrençliklerinden kurtulmak.
"Hazır." Elimdekileri masada sürükleyerek önüne bıraktım. Gitgide büyüyen kalabalığın siparişlerini hazırlamaya geri döndüm.
"Vay, yeni eleman." Ve biri daha kalçama dokundu. Ne dediğimi hatırladım. Elimdeki şişeyi sıkan parmaklarım bembeyaz kesilene kadar bekledim.
"Bir daha o lanet elini üzerime sürersen başkasını elleyecek organın kalmaz."
"Ateşli, küçük bir parçasın hem de!" Pişmiş kelle gibi sırıtmasını bozdum.
Elimdeki sişeyi ilk bulduğum yerde kırdım ve üzerine atladım. Savaş çığlığı da atmıştım bu arada.
"Siktir, Alex!" Arkamdan yakalandım. Oysa ki daha kırık şişe vücuduna değişmemişti şerefsizin.
"Bırak! Senin o dilini kopar-" Ağzımın üstüne yerleşen nasırlı sert eli çekmeye çalışsam da şişe elimden alındı. Beni ise kucağında sürükleyen koruma çırpınışlarımı duyumsamadı bile.
Sonra durdu. Hem de lanet Cade Andros'un kapısının önünde.
Aferin, Toprak. İlk günden sıçtın. Ah, bir de ilk günden küfürbazın alası oldun!
Alkış!Kapıyı çaldı. Bense durmuştum artık ki kapının arkasındaki sesler kulağıma ulaştı.
İnlemeler.
Iyy."Gitmek istiyorum." Hareketlerimi kısıtlamaya devam etti ve kapıyı tekrar çaldı.
Ve büyük bir takırtı sesi duyuldu. Ve inlemeler. Ve takırtı. Ve inlemeler.
"En azından kulaklarımı kapasan. Yemin ederim kaçmayacağım. Bu iğrenç!"Mick, yani koruma güldü. En azından sapık değildi. Kulaklarımı kapayabilmem için ellerimi serbest bıraktı.
Kapıyı tekrar çaldı. Gözlerimi devirdim. Anlamıyordu sanki, işleri bitene kadar açmayacaklardı işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVEYRA #Wattys2017
Ficción GeneralLAVEYRA Hayatımın bir anda tepetaklak olacağını kim bilebilirdi ki? Bana bakan gözlerin bir zamanlar sevgi dolu olduğunu hatırlıyordum. Ben ağladığım zamanlar kapının önünde nöbet tuttuğunu hatırlıyordum. Ama şimdi gitmişti. O, özenle dizilmiş kirp...