Chapter 45 --> Boşluk

804 49 8
                                    

İyi okumalar.

👑

"Gerçekten mi Devlin? Tam da senin özünde iyi biri olduğunu düşünüyorken hem de."

"Değilim, Alex. Özünde iyi biri değilim. Zaten eli kanlı bir katilim, daha önce kimseyi öldürmediğimi düşünüyorsan safsın." Omuzlarım aşağıya düştü.

Gözlerimi yumarak gidişini bekledim. Alnını ovalayan bendim bu sefer. Devlin'se beni karman çorman ederek gitmişti.

Gerçekleri görmemi ummuştu.

----

Bir çemberin içindeymiş gibi hissettiniz mi hiç?

Sanki ne yaparsanız yapın, ne söylerseniz söyleyin bir faydası yokmuş gibi?

Şimdi elim kolum birbirine kenetlenmiş halde bir çemberin içinde hissediyorum.

Ya da okyanusun dibi de olabilir. Işığı görebiliyorum fakat asla ulaşamıyorum.

Devlin'le olan büyük kapışmamızın ardından sabahı etmiş ve işim için izin almıştım.

Sözde çok hastaydım. Sesimi öyle bir şekle sokmuştum ki adam ölüyorum sanmış bile olabilirdi.

Neyse.

Şu an sırf beni bu bataktan kurtarmadan ölmesin diye Devlin'e kahvaltı hazırlıyordum.

Geberesice!

Bir neyse daha.

Kelimeleri hala aklımda dönüp duruyordu ve hepsi aynı kapıya çıkmaktaydı.

Devlin'e ne kadar sığınırsan sığınayım, güvenmemeliydim. Herkese çabucak güvenen biri olup çıkmıştım zaten şu dört yılı düşününce. En iyisi mesafeyi korumaktı.

Diyor, ona kahvaltı hazırlayan kişi.

Sağol, iç ses!

Bulabildiğim birkaç şeyle hazırladığım tepsiyi zorlukla taşıyarak kapısını yavaşça araladım. Hala uyuyordu. Ve kabul ediyorum, sevimli falan değildi.

Uykusunda bile çelik gibi duruyordu. Hayal kurmama da izin yoktu galiba. Kendi düşüncelerime burun kıvırarak elimdekileri boş bulunan komodine bıraktım.

Sırt üstü yatıyordu ve görebildiğim kadarıyla çıplak yatıyordu. Yani her yerini gördüğümden değil tabii, aşağıya iyice kaymış olan örtü fazla düşünceye yer bırakmıyordu çünkü.

Of.

Dikkatimi dağıtmamaya çalışarak ve dövmeleri yerine saçına odaklanarak hafifçe omzunu dürtükledim.
"Devlin?"

Ve bunu der demez onu dürten elimden yakalanarak yatağa çekildim.
"Sikeyim!"

Acıyla inleyen de o oldu bu durumda. Anında yarasına çarpmıştım.

"Oh, olsun." diyerek altından kurtuldum.
"Ya sana iyilik yapmak için geliyorum, ama yatağa çekiliyorum."

Kaşları çatık halde bana dikti gözlerini.

"Seni altıma almaya meraklı değilim!"

"Ya evet. Saldırgan seni Devlin, diye seslenerek uyandıracaktı zaten."
Başımı iki yana salladım.

"Uyuyordum diyorum, kadın."

Yaralı olmasına rağmen karşımda dikilme hızı gözümü korkuttu. Bir adım geri çekilmiştim.

LAVEYRA #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin