-Anlat dinliyorum.
Erdem i de alıp direkt Pelin lere geldim. Ne de olsa iki öküzün aynı evde durması riskli olur dedim.
-Bak Erdem anlatıcam ama sakin ol. Tamam mı?
-Tutku!
-Tamam ya anlatıyorum. Ben bu salağı
-Hangi salağı?
Ya bu Erdem çok maldı yada ben anlatamıyordum.
-Hangi salak olacak yukardaki.
-O salak değilki o orospu çocuğu.
Erdem daha ben hikayeye girmeden köpürüyordu. Kaşar Pelin de ağzına sıçacağımı bildiği için evden gitmiş zaten.
-Aşkım sen sakinleş öyle konuşalım olur mu?
-Yada sakinleşmek yerine yukarı çıkıp şu orospu çocuğunun ağzını yüzünü kırim.
Erdem sinirlendikçe terliyordu terledikçede gözüme seksi geliyordu.
-Aşkım seni şuan acaip öpmek istiyorum.
Erdem şaşkın şaşkın bakıyordu ama içimden bunu demek gelmişti.
-Hadi sevişelim.
-Tutku ben ne diyorum sen ne diyorsun.
-Of aşkım malın biri için keyfimizi bozmayalım ya ben şuan seni çok istiyorum anlamıyor musun? Hazır Pelin de yokken hemen soyunalım hadi.
Ben üstümü çıkarmaya çalıştıkça Erdem elimden kolumdan tutup beni engellemeye çalışıyordu.
-Tutku sana bişeymi içirdi o orospu çocuğu.
-Erdem bak sende istiyorsun biliyorum ya şimdi ya hiç. Hadi bak yoksa gider onunla yaparım.
-Tutku seni sikerim bak doğru konuş.
-Tamam işte bende bunu istiyorum hadi başlayalım.
Sabah ereksiyonundanmıdır nedir beni durdurabilene aşk olsunduuuuu.
*****
-İşte hikayemiz bu.
Erdem le yaklaşık bir saat süren cinsel birlikteliğimizin ardından ona Yekta yla tanışma hikayemizi baştan sona anlattım. Sevişmek onu da rahatlatmış olacak ki daha sakin bi Erdem yatıyordu yanımda.
-Bi daha onun evinde görmek istemiyorum seni tamam mı?
-Tamam aşkım.
-İyisin değil mi şimdi kızgın falan değilsin.
-İyiyim iyiyim.
Tabi iyi olursun o kadar.. tövbe tövbe ya. Bende gayet iyiydim. Hem Yekta zaten moralimin içine sıçmaktan başka bi boka yaramıyordu hayatımda böylesi daha iyi olmuştu. Hayattı bu sonuçta birilerini hayatımızda tutmak için bazen bir şeyleri feda etmek gerekiyordu.Bende Erdem i elde tutmak için Yekta yı feda ettim.
-Aşkım benim şimdi gitmem lazım.
Bu lafı yattıktan sonra söylemesi bende kullanılmış hissi yaratmıştı.
-Nereye gitmen lazım?
-işe aşkım.
Erdem le günlerdir sevgili olmamıza rağmen nerede çalıştığını sormak aklımın ucuna gelmemişti. Yekta yüzünden akıl mı kalmıştıki bende.
-Erdem bana nerede çalıştığını söylemek gibi bir fikrin var mı yoksa daha beklemem gerekiyor mu?
Hayır benim aklıma gelmedide Erdem niye söylemiyor günlerdir. Tencere kapak misaliyiz bu hayatta......
-Aşkım o ilk tanıştığımız mekan vardıya.
-Şu eskort dünyası mı?
-Evet.. Aşkım ben orada çalışıyorum. Kasadayım sadece.
Elinden başka bi iş gelmesini beklemiyordum zaten.
-Erdem koca İstanbul da çalışacak başka bi yer bulamadın mı?
-Mekan babamın olunca aşkım.
Mokon bobonon gotono gorson oşkom.
-Tamam ya anladım açıklama yapma. Hadi git tamam.
-Aşkım böyle yapma ama. Hadi bi dudak ver öyle gidim. Aklım hep sende zaten ordada. Gözün arkada kalmasın.
-Bence senin gözün milletin arkasında kalmasın yoksa çıkartırım bak o gözlerini.
Erdem i dudağından öptükten ve giyinmesini bitirdikten sonra üç evetle evden uğurladım. Ben onu gönderdikten sonra iki dakika geçti geçmedi yine kapı çaldı. Ah salak Erdem neyini unuttu diye düşündüm.
-Kim o?
-Baş belan aç.
Kapıdaki ses Erdem in değil Yekta nındı. Ona ne demem gerektiğini bilmiyordum. Sevgilisinin bi lafıyla tek kalemde adam silen tip imajı yaratmamak için kapıyı açtım. Yekta elinde siyah ve içinde ne olduğunu çözemediğim bi poşetle karşımdaydı.
-Ovv şettt.
Ov şet mi? Yekta niye beni süzüyordu.
-Yekta ne oldu yine.
-Ben kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm ama görüyorum ki sen pek müsait değilsin.
-Ne demek müsai
Lafımı tamamlamadan ne demek istediği kafama dank etti. Ah salak kafam giyinmeyi unutmuşum. Durumu anlar anlamaz Yekta nın suratına kapıyı çarptım.
-Ben evdeyim üzerini giyince gelirsin kahvaltıya. Bak simit bide üçgen peydirde aldım o kadar aşşağı inip gelmemezlik yapma.
Simit ve üçgen peyniri duyunca benim mide guruldamaya başladı.
-Tamam gelicem sen git.
Yekta nın evine çıkan ayak seslerini duyunca içim rahatladı. Utanmam gerekirdi karşısına boxerla çıktığım için ama utanmadım çünkü nede olsa o bir heteroydu. Yada utanmam mı gerekirdi? Neyse ne ya.
*****
Kahvaltı için Yektalardaydım. Erdem i dinlememiştim. Zaten nereden haberi olacaktı.
-Eve erkek mi attın sabahtan.
-Saçmalama istersen.
Dışarıdan orospuya benzer bi izlenim mi yaratıyorum ne? Her tanıyan saçma salak yargılıyor. Gerçi çocuk okuldan sakso çekerken yakalanıp atıldığımı biliyordu. Bu soruyu sormaması saçma olurdu.
-Neydi peki kapıdaki halin?
-Duşa girmek üzereydim.
-Seni tanımak ne zor iş.
Sevgilim olduğunu söylemek istemiyordum. Erdem le Yekta birbirinden çok farklı iki insandı. Aslında aynılardıda. İkiside kalastı.
-Bugün izin günüm. Bişeyler yapalım mı?
Hazır Erdem de işteyken Pelin salağıda kaşarlık yapmaya gitmişken günü evde yatmak yerine Yekta yla geçirmek bana iyi gelirdi.
-Bana uyar.
-O zaman ben otoparktan arabayı almaya gidiyorum. Beş dakika sonra aşşağı gelirsin.
-Bende bu sırada üstüme daha rahat bişeyler giymek istiyorum. Buranın havası cehennem gibi.
*****
Üstüme kısa turuncu bi şort üzerine de beyaz uzun tişörtümü giyip aşşağıda kapının önüne park etmiş arabaya doğru yürüyordum. Arabanın camları siyah olduğundan içerisinde Yekta da belli olmuyordu. Arabanın kapısını açınca yanlış araba olduğunu anladım. Karşımda sarışın kalıplı yeşil gözlü bi adam duruyordu.
-Çok özür dilerim yanlış oldu.
Bende alem biriyim sanki yanlış numara aramış gibi açıklama yapıyordum.
-Hayır yanlış olmadı. Ben Mesut.
-Mesut?
Bu ismi duymuştum ama nerede..
-Buse nin kardeşi.
Şimdi olayı anlamıştım. Bu Yekta malı bana niye söylemediki Mesut un geleceğini.
-Öyle mi memnun oldum.
Mesut bi garipti ya böyle biraz fazla rahat gelmişti gözüme. Arabanın içinde yayıla yayıla oturmaları, yılışık yılışık gülmeleri falan vardı. Allah için yakışıklı biriydi ama yiğidi öldür hakkını yeme.
-Eee nereye götürüyorsun bizi bugün.
-Bize gideriz diye düşündüm.
-Evde oturmaktan sıkıldım başka birşeyler yapsak?
-Bi saat bize geçelim sonra senin istediğini yaparız.
-Tamam o zaman.
-Arabaya binmeyeceksin galiba.
Mesut un yüzüne baktım sinsi bi gülümseyle suratıma bakıyordu.
-Yok ben Yekta gelince binerim.
-O gelmeyecek.
-Nasıl yani? Ne demek gelmeyecek biz konuştuk geleceğini söyledi.
-Sana süpriz yapmak istedi.
Gerçekten olanı biteni çözemiyordum. Beynim durmuştu.
-Ne süprizi? Bi dakika bi dakika süpriz sen misin?
-Beğenmedin mi?
Yüzüme sahte bi gülümseme koyup cevapladım.
-Bayıldım. Yekta şuan nerede?
-Yekta bak işte karşı da.
Yekta resmen beni pazarlamıştı. Kendimi sakso çekerken yakalandığım anda dahil bu kadar ucuz hissetmemiştim. Artık uçarak mı diyelim koşarak mı diyelim bilemedim Yektanın yanına gidip boynuna asıldım. Sokak ortasında boğazlamıştım geri zekalıyı. Ellerimi boğazından kurtarmaya çalıştıkça daha da sıkıyordum .
-Seni bi daha yanımda görürsem o çalışmayan beynini sikerim Yekta. Uzak dur benden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hetero Sevgilim
RomansaKader kelimesine hayatımın hiçbir zaman diliminde inanmamıştım insanlar bir tercih yapar ve yaptıkları tercihin sonucunda ya ödüllendirilirlerdi ya da cezalandırılırlardı. Peki neden ben hep cezalandırılan taraftayım tanrım? Neden aldığım her kararı...