Mesut şaşkınlığını üstünden attığında masadan kalktı ve evden çıktı. Evet yanlış okumadınız öylece çıktı. Beni evde çırılçıplak bıraktı ve gitti. Gerçi o beni soymadı ben kendim soyundum ama ben reddedilecek insan mıyım ya? Hem zaten bende onunla sevişmeye çok meraklı değildim. Sadece kendimi kontrol edemiyorum aklıma gelen herşey düşündüğümde çok iyiyken düşüncem icraata geçtiğinde herşey boka sarıyor. Salağa bak ya düne kadar beni eve atmak için yalvarıyordu şimdi reddediyor. Bunlar abla kardeş geri zekalı. Ayy çıldırıcam ya. Burada ne yapacağım tek başıma Mesut varken bile kendimi güvende hissetmiyordum bok gibi bir yer. Hemen çıkardıklarımı paşa paşa üstüme geri geçirdim. Ya nereye gitmiş olabilir ki ben burada ölürüm valla evin yolunu bile bulamam. Korku Kapanındaki o garip pislik suratlı sevimsiz insan yiyen, işkence eden yaratıklar ya kapıyı çalarsa.. Allah ım ne olur yardım et bir daha kimseyle sevişmeyeceğim ya. Uslu biri olacağım. Evin içinde etrafa korku dolu gözlerle bakıyorum. Lan bir dakika! Ben niye Mesut un peşinden gitmiyorum? Sanki elimden ayağımdan tutan var. Ne salağım ya. Akıl mı bıraktınız insanda be of ya off. Hemen dış kapıya koştum kapıyı açar açmaz ayy bir de ne göreyim.. Mesut kapının önünde sigara içiyor. Geri zekalı ya bir sagara için çıkmış dışarı. Korkudan bayılmak üzereydim ama onu orada arkası dönük görünce içime su serpilmedi desem yalan olur. Yavaş yavaş yanına gidip koluna girdim gökyüzüne bakıyordu yeşil gözleri.
-Özür dilerim.. ben sadece ne yapacağımı bilmiyorum. Belki de söylediklerin de haklısın.
Mesut gülümsedi yüzüme bile bakmadan.
-Belki de mi?
Ayy buda iyi ki hak verdim kendini bir bok zannetti galiba.
-Artık normale dönmek istiyorum. Normal bir insan olmak. Herkes gibi güzel bir ilişki yaşamak. Olmuyor Mesut. Ne yaparsam yapayım hayatımın normale dönen yanı yok.
Mesut elindeki sigarayı yere atıp ayağıyla çiğnedi. Sonra da bana döndü çenemin altını okşadı ve "Hiçbirşey yapma o zaman sende." Dedi ve eve geri girdi. Ayy bununda felsefe yapası tuttu dalıcam suratına şimdi. Tıpış tıpış cevap veremeden peşinden gittim. Baktım masayı kaldırıyor hiçte yardım edecek havamda değilim gece gece saat kaç olmuş yüzüne bile bakmadan uyuyacağım odaya girdim ve kapıyı kapattım. Bu yatakta Yekta beni öpmüştü.. şimdi belki de kendi evinde Buse yi öpüyordu. Alkol acıyı alır derler.. almıyormuş. Yatağa uzandım ve tekrar ağlamaya başladım. Hayır Mesut un anlattığı gibi değildi. ASLA! Ben Yekta yı seviyordum. Bunu tüm kalbimde beynimde her hücremde biliyor. Başkaları bilmeyip inanmasa da olur. Bu saatten sonra gerçekten yapacak birşey kalmamıştı. Hiçbirşey yapmak içimden gelmiyordu Yekta nın son hareketi galiba kabullenmem zor olacak olsa da noktayı koymuştu. Artık acımı kabulleniyordum. Yekta bitti dediğimde ölecek gibi oluyordum ama ölmemek için çabalamıyordum. İçimden geleni yapmak daha kötüye de götürse beni ben buyum. İçimden geleni yapmamak için delirmem gerek galiba. Çünkü bazı insanlar böyledir duygularının esiridir. Bende o tip bi insanım. Yekta yla daha önce mutlu olmayı başarmıştım. İmkansızdı düşününce ama başarmıştım. Şimdi de barışmak imkansız gibi geliyor belki yine imkansız dediğim yerden bir kapı açılır.. umut ederekte yaşanmıyor amına koyim. Zaten insanı boka batıranda sonra alıp o boktan çıkaranda hep umut etmek değil midir? Bence öyle. Mesut haklıydı..aldatmayabilirdim. Zor olurdu Erdem den ayrılma kararını vermek ama olabilirdi. Bunların hiçbiri yaşanmazdı eğer Erdem den ayrılsaydım. Hem Pelin yanımda kalırdı hem de Yekta. Erdem le bitmesi çok şey değiştirirdi.. bitmeliydi. Bitirmeliydim. Geç olmuştu ama daha da uzaması için bi yoktu. Pelin i üzmek adına Erdem i harcamak bana hiç yakışmamıştı. Şimdi düşününce keşke ona geri dönmeseymişim.. Ayrılacaktım. En geç yarın.Hem bahanemde hazır kaç saattir ne arıyor ne soruyor yani insan sevgilisini bu kadar ilgisiz bırakmaz deyip ayrılırım ve daha da dönmem ona.. yani inşallah bu kadar kolay olur.
-ERTESİ GÜN-
Mesut a sabahtan kendimi hastaneye bıraktırmıştım. Arabada da onca saat onunla tek kelime konuşmadım daha fazla doğruları yüzüme vurup canımı yakmasın diye. Bindim ve indim diyebilirim. Yine de inerken "görüşürüz" deyip gülümsemeyi ihmal etmedim. Hastaneye baktım. Bir aşk sayfasını koparıp atmak için buradaydım. Benim açımdan bir aşk olmasa da Erdem için öyleydi.. onu gerçekten çok seviyordum. Ona yaptıklarım yalandan yanında olmalarım sevmediğim halde öpmelerim aklıma geldikçe soluk alış verişlerim hızlanmıştı. Ben ne kadar kötü biriymişim. Bitirmeye karar verdiğim de ne kadar geç kaldığımı bir defa daha anladım. Sanki daha kolay olabilirdi bunu yapmam. Ama olmadı. Yapamadım. Yapmadım. Hastaneye girdim kendimi ondan ayrılınca iyi biri gibi hissetmeyecektim.. sadece daha az kötü biri hissedecektim. Son zamanlarda siyaha bürünmüş kalbime beyaz mürekkep tanesi bırakmak olacaktı bu ayrılık. Ah Erdem.. keşke böyle olmasaydı hepsi benim yüzümdendi. Bugünden sonra yaşayacağı acılar da dahil. Kendimi affetmem benim için bile zorken o beni asla affetmeyecekti.. hastane koridorunda Erdem den önce Pelin i görmüştüm. Mutlu görünüyordu duvara yaslanmış hareketli bir müzik mırıldanıyordu. Beni gördüğünde hemen bir ifade takındı.. eskiden ciddiyken birbirimizi görünce gülerdik peki ya şimdi.. yanından geçerken rahatlasın diye önce ona söylemeyi düşündüm ve yanına gittim. Onunla göz göze geldiğimde yine kardeşim olan Pelinmiş gibi hissettim. Çünkü ikimizde öfkeyle bakmıyorduk ama birbirimizi gördüğümüze mutlu da değildik. Hani böyle en büyük düşmanınıza bile merhamet besleyecek kadar kendinizi hassas hissettiğiniz zamanlar olmuştur ya hah bende tam olarak o anlardan birini yaşıyordum. Kimseye kızgın yada kırgın değildim kendimden başka. Tüm suçü kendime yüklemiştim. Etrafımda ki herkes benim bencilleklerim sonucu beni üzmeyi tercih etmişlerdi ama sonuçta benim bencilliğimden dolayı. Hep kendi mutluluğunu düşünen bendim. Değişemeyecektim de. Hala da öyleyim. Çünkü vazgeçtiğim kişi Erdem di ayrılması zor olsa bile ayrılıktan sonraki sürecim kolay olacaktı. Yekta öyle değildi.. olamazdı. Pelin in saçlarını parmağıma doladım bunu hep yapardım eskiden.. "Korkma ya da ciddileşme. Bu sefer canını yakmak için gelmedim. Kendi canımı yakmak için geldim."
Pelin tüm ciddiyetiyle "Nasıl yani?" Dedi.
-Erdem den ayrılmak için geldim. Pes ediyorum Pelin. Sen kazandın.
Cümlemi bitirmemle Pelin in ciddi ifadesi gitmiş paniğe bürünmüştü. Herhalde şaşırdı deyip yanından gidecektim ki Pelin hiç beklemediğim bir şekilde arkamdan seslendi. "Yapma!" Pelin e döndüm şoka girmemiştim ama beklemiyordum da. Pelin yanıma geldi ve "Ayrılma ne olur. Şimdi olmaz" dedi. Erdem le karşısında seviştim ya acıdan kafayı mı yemişti ki acaba. "Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Bitti diyorum bitti. Al Erdem i tepe tepe kullan diyorum." Pelin konuşmaya devam edecek gibi oldu kararlılığımı görünce ama avucumla dudağını kapattım. "Artık çok geç Pelin. Şimdi ne dersen de Erdem in yanına gideceğim ve bitireceğim." Son cümlemi de söyleyip elimden ağzını çektim. Erdem in annesinin bulunduğu odaya doğru yürüyordum ki Pelin yine bana seslendi. "Tutku!" Aldırmadan yürümeye devam ettim ama bu sefer daha yüksek sesle bağırdı. "Gel az lütfen." Sakın diye geçirdim içimden..sakın onu dinleme yürümeye devam et. Kafası güzel hap falan mı kullandı diye şüphelenmiyorum değil. Kalbimi paramparça etmişti ondan ayrılmamı sağlamak için şimdi ise ne diyor. Şaka gibi resmen. Artık Erdem in annesinin odasının önüne gelmiştim. Kapının önünde kimse yoktu. Erdem tuvalete falan gitmiş diye düşündüm. Pelin yanıma yürüyordu. Ayy nereden gidip haber verdim ayrılacağımı al başına belayı resmen. Artık yanıma gelince refleksmen gözlerimi devirdim bunaldığımı belli eder şekilde. "Yalvarıyorum Tutku... Yalvarıyorum sana ayrılma." Gözleri dolmuştu. Ben hala bu garip haline anlam veremiyordum. Pelin kendini oda tarafına döndürdü ellerini Erdem in annesinin bulunduğu odanın camına yasladı. "Baksana aylardır ilk defa yüzü gülüyor." Dedi.Odaya baktığımda gözlerime inanamaştım. Annesi.. annesi uyanmıştı ve Erdem annesinin dibine kadar bir sandalye çekmiş mutlu mutlu annesiyle sohbet ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hetero Sevgilim
RomanceKader kelimesine hayatımın hiçbir zaman diliminde inanmamıştım insanlar bir tercih yapar ve yaptıkları tercihin sonucunda ya ödüllendirilirlerdi ya da cezalandırılırlardı. Peki neden ben hep cezalandırılan taraftayım tanrım? Neden aldığım her kararı...