Gururum

2.8K 114 42
                                    

Erdem gittikten sonra o kapının arkasından öyle uzun baktım ki.. Öyle boş.. Öyle acı.. Öyle kırık..Öyle umutsuz Mutfakfa ki o ufak beyaz masanın sandalyesin de oturdum da oturdum. Bitmişti işte artık Erdem yoktu. Üzücüydü ama yıkıcı değildi. Bu kadar kolaymış.. Mesut haklıymış eleştirilerinde şimdi daha iyi anlıyorum. Ben bencilin tekiymişim, kendi mutluluğum için herkesi üzecek kadar da kör olmuşum. Ne kadar üzülsem de doğru olanı yaptığımı biliyordum. Bundan emindim Bu güne kadar aldığım her karardan sonra pişman olmuştum ama bu sefer farklı hissediyordum. Hafiflemiştim. Aylardır bu anın gelmesini beklemiştim şu beş dakikalık ayrılığı ne kadar zora sokmuştum. Daha önce ayrılsam bu denli ne kendim kırılırdım ne de Erdem i kırardım ama olan olmuştu. Kendimden nefret etmekten yorgun düşmüş bedenimin artık bu evde işi kalmamıştı. Yapmam gereken eşyalarımı toplamak ve gitmekti. Öyle de yaptım. Evde neyim varsa bir bir topladım bavuluma yerleştirdim. Kıyafetlerimi toplarken en büyük korkum Erdem in eve dönüp gitme gibisinden kelimeler etmesiydi ama neyse ki korktuğum olmadı. Evden çıkmam bir saate yakın zaman aldı. Erdem i bir daha görmeyeceğimi bilmek üzücü gelse de bensiz yaşamayı öğrenmesi için hayatından tamamen gitmeliydim. Çünkü insan gözünün önündekini unutamayandı. Ben Erdem lerdeyken çok acı çektim fakat şuna eminim ki Pelin lerde kalıp Yekta ve Buse nin mutluluğuna şahit olsam çok daha zor geçerdi günlerim. Hem Yekta yı affetmek bir dünya da kalmamıştı benim için o Buse yi seçtiğini çok güzel gösterdi bana. Ben seçilmeyendim.. İkinci seçenek olan.. Belki de fazlalıktım onun için hep. Yaşadığımız onca şey ben güzel hissettiğim için güzellermiş. Aşık olduğunuz adamın hayatında önemsiz olmaktan daha kötü birşey varsa o da bunu benim kadar geç anlamanızdır. Ne kadar geç kabullenirsen o kadar fazla ziyan oluyorsun. Onunla vedalaşmalı mıydım? Belki evet belki hayır. Adam benim kokum yatak odasından çıkmadan sözlenme kararı almış bir de gidip veda mı edeceğim? Aslında kokumun pekte yatak odasında kaldığı söylenemez daha bir kere cinsel birliktelik yaşamamıştık. O evin herhangi bir yerinde izim kaldığından şüphe ediyorum.Vedalaşmak değil de Yekta yı görmek istiyordum. Evet.. Onu son defa görmeyi tüm kalbimle istiyordum. Konuşmayalım gitmeden önce ona sarılmayayım ama göreyim. Bu bile yeterliydi benim için. Birbirimize her ne yaşatmış olursak olalım bu alev kül olmayı bir gün daha bekleyebilirdi. Yarında herşeyimi alır giderdim İstanbul dan. Sonra zaten istesem de ne o beni görebilirdi ne de ben onu.
Ah! Mahalle hiç değişmemişti.. Off beni görende sanki on yıldır gelmiyorum zanneder alt tarafı bir aydı.Bir ömür gibi hissettiren geçmek bilmeyen bir ay diye bahsetmem daha uygun olur. Taksiciyi bavulları bagajdan indirtip parasını ödeyerek uğurladım. Tanrım ne kadar heyecanlanmıştım ellerim ayaklarım titriyor apartmana yürümem güçleşiyordu. Yekta ya olan özlemim apartmana attığım her adımda çığ gibi büyüyüp içimi darmaduman ediyordu. İçimden bir ses "Özledin işte hadi koş sarıl.. Denemeye değer" diyordu. Hayır! O artık benim Yekta'm değildi Buse nin Yekta sıydı. Benim olmak varken benim içimde acı olmayı seçen birine bu kadar büyük gurursuzlukla gidemezdim. Hem sarılırsam bir daha bırakamayacak kadar özlemiştim onu. Ya iterse? Ya beni kovarsa.. Düşüncesi bile boğazımı düğüm düğüm yapmaya yetmişti. Bavulları taşıyacak halim kalmadığından apartmanın girişine bıraktım. Duvarlara tutuna tutuna çıktım merdivenleri. Ah ne harika günlerim geçmişti bu binada. Kendimi bulduğum yerdi burası, yaşamanın seksten ve paradan ötede çok daha derin bir anlamı olduğunu keşfetmiştim. Zile bastım ama açan olmadı.. sonra tekrar bastım.. tekrar ve tekrar. Lanet olsun! Pelin evde yoktu. Apartmanda kalakalmıştım. Üstelik çalacak başka kapımda yoktu. Var mıydı? Yekta nın yanına gitmem için kaderin bir işareti miydi yoksa Pelin in evde olmaması? Evet.. olabilirdi. Hem sonuçta başka gidecek yerim olduğu da söylenemezdi. Merdivenleri bir koşuda çıktım. Ah! İşte yine onun kapısındaydım. Elimi zile götürdüm hafifçe bastırdım... çalamadım... durdum.. elim zilde gözlerimi yumdum bir süre bekledim. Eğer biraz daha bastırırsam o zil çalacak ve bu kapı açılacaktı. Evden son çıkışım dün gibi gözlerimin önüne geldi aniden. Buse o masa da bana küçümseyerek bakarken Yekta tarafından kovuluşum geldi.. Elimi hemen geri çektim ve çıktığım merdivenleri bir bir geri indim. Pelin lerin kapısının yanından aşağı inen merdiven basamaklarından birine oturdum. Bekledim.. bekledim.. bekledim.. ne gelen vardı ne giden. Uçak biletimi alması için babama mesaj attım. Yarın İzmir e dönüyordum. Geldiğim yere! Pelin aramalarıma dönmemişti ama nihayet mesaj atabilmişti bana "Erdem'in yanındayım..geleceğim bekle." Tabi ya. Erdem direkt Pelin i aradı canı yanınca ona koştu. Peki ben? Ben niye böyle yalnız başıma bu apartman köşesindeydim? Çünkü hak etmiştim. Herşey gönlümce olur sandım.. olmadı. Kafamı apartmanın duvarına yasladım. Düşünmekten kaçamıyordum. Nereye gidersem gideyim Yekta yı düşünmekten kaçamıyordum. Düşünmek düşündüğün kişiye dokunabildiğin zaman anlam kazanan bir olguydu ve düşünülen her kimse hep çok uzaktaydılar. Ben küçükken bisikletten düştüğümde kanayan dizim için babam şöyle söylemişti "Bu yara geçtiğin de dizin eskisinden daha sağlam olacak." Belki ağlamam geçsin diye söylerdi bunu ama inanırdım. Dizimden o yara gittiğinde deli gibi koşardım mahallemiz de. Yeni dizimin gücünü görmek istiyorsun..çocuk aklı tabi bu kadar çalışıyor. Aynı şeyin ruhumuz da açılan yaralar içinde geçerli olmasını isterdim. Fiziksel yaralarla ruhsal yaraların tek farkı birini gözle görebilirken diğerini içinde hissediyordun. İçinde hissettiğin daha bir yakıyor canını. Derin derin düşüncelere dalmışken apartmandan ayak sesleri gelmeye başladı. Pelin olmasını umarak ayağa kalktım. Aman Tanrım! Gelen Yekta'ydı. Beynimden vurulmuş gibi oldum. Ah.. yine dizlerim titremeye başladı. Gözlerim gözlerine kitlendi. Bakışı beni derinden etkiliyordu hala. Göz göze geldiğimiz andan bu yana beynim düşünme yeteneğini kaybetti. Onu dövmek istiyordum. Ağzını burnunu kırmak bir yandan da sarılmak istiyordum. "Bana bunu neden yaptın?" Diye boğazına yapışmalı mıydım yoksa? Yekta karşımdaydı bir aydan beri bir saniye aklımdan çıkmayan adam! Gözleri öyle güzeldi ki. Hiçbir kızgınlık yoktu bana bakışında. Sanki hüzün vardı. Evet evet mutlu görünmüyordu. Üzerinde mavi bir kot ceket altında siyah pantolonu vardı. Ceketinin içindeki vücut kaslarını ortaya çıkaran beyaz tişörtü onu dayanılmaz derecede seksi göstermişti. Karın kasları fark edilir şekilde belliydi. Beni görünce donup kalmıştı. Ona da süpriz olmuştu benimle karşı karşıya gelmek. Sessizlik hakimdi aramızda. İkimiz de tek kelime edemiyorduk. Demek söylenecek tek bir kelime bile kalmamıştı aramızda. Dizlerimin titremesine daha fazla dayanamayarak merdiven basamağına yavaşça geri çöktüm. Uzun süren bakışmanın ardından gözlerimi gözlerinden kaçırdım. Kafamı yere eğdim. "Aşağıdaki bavullar senin mi?" Sessizliği bozan o olmuştu. Ona bakamıyordum ama cevap verebilirdim. "E..evet yarın.. İzmir e dönüyorum." Zorla çıkmıştı kelimeler ağzımdan. Yekta bulunduğum merdiven basamağının bir altında durup diz çöktü. Kalbimin atışı tüm vücudumda yankı buluyordu. Kendimi sakinleştirmeliydim ama bana bu kadar yakınlaşmışken NASIL? "Pelin evde yok..ben.. sadece onu bekliyorum." diye açıkladım durumumu güçlükle. Hâlâ ona bakamıyordum. Beni izlediğinin bilincindeydim. "Apartman soğuk bize gel. Pelin gelince yine inersin aşağı." Beni evine davet ediyordu. Kovulduğum o eve geri dönmek öyle hemen kabul edeceğim bir teklif değildi. "Gerek yok." dedim ve gözlerine baktım. Bu cevabı beklemiyor olsa gerek afallamıştı. Ayağa kalktı ve yanımdan geçip gitti. Bir dakika. Gitmemişti arkamdaydı. Bir üst basamağıma çıktı ve yere çöküp elleriyle belimi sarıp sarmaladı. Burnunu saçlarımda gezdirirken kulağıma eğilip "Lütfen..beni kendine yalvartma..bak ben gururu bir kenara bıraktım. Sende bırak." burnunu saçlarıma bastırdı derin bir nefes aldıkta sonra devam etti "Ne olur Tutku..burnumda tütüyorsun."

Benim Hetero SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin