Bir Bok Bildiğim Yokmuş

5.8K 240 51
                                    

Uyandığımda vücudumun heryeri inim inim inliyordu. Hastanede değildim. Yani hastane kokmuyordu bulunduğum yer neresi ise. Hastane kokusu nasıl oluyor diyeceksiniz ya böyle serum falan kokuları olur ya o tür bi koku almıyorum. Tanımadığım bi adam yanımda duruyordu. 30 lu yaşlarda vardır. Tam bir takım elbise erkeğiydi. Bu halde bile ne düşünüyorum. Neyse adamı tanımıyorum ettafımda kutular var. Ufak bi divan ın üzerinde yatıyorum. Sızlanmak istiyorum ama gururuma yediremiyorum acıdan ölsemde bu kadar kolay değil Tutku Özen i ağlatıp sızlatmak.
-İyi misin?
-İyi..
Bi defa yutkundum.
-İyiyim, siz kimsiniz?
-Ben bu butiğin çalışanıyım.
Etrafa bidefa göz gezdirdim.
-Butik?
-Burası deposu.
Yerimden hafif bi ahlamayla doğruldum.
-Beni buraya neden getirdiniz?
-O getirmedi ben getirdim.
İçeriye hafif beyaz saçlı orta yaşlı bi adam girdi orta yaşlı desemde yaşı var ama tipide olan bi adam. Lacivert bi takım içinde yavaş yavaş yürüyerek yanıma geldi. Sesinden anladımki bu adam beni dayak yemem sırasında bırakmaları için gençlere bağıran adam.
-Siz kimsiniz?
Ona can borcum varmış gibi hissediyorum kendimi.
-Ben bu butiğin sahibiyim.
Kafasıyla yanımızda duran adama git anlamında işaret etti. Adamda hemen kalkıp gitti.
-Ne kadarda zengin ve kurtarıcı bir beysiniz.
Adam gülümsedi.
-Bey değil.
-Abi mi demem gerekiyordu?
-Hayır adım Kenan. Kenan desen yeterli.
*******
Kenan denilen adamla yarım saate yakın konuştum. Bana vuran çocuklardan biri de kuzeniymiş. Ondan polisi aramamış fasa fiso bişeyler bişeyler. Ayıp olmasın diye oturdum. Yoksa kalkar kalkmaz gitmek istedim. Evin önüne geldiğimde Pelin le rast geldim. Başıma geleceği biliyorum bu şimdi iki saat ne oldu? Kim vurdu? Gel dalmaya gidelim modlarına girecek. Fakat benim şuan düşündüğüm tek şey kendimi eve nasıl atacağım. Pelin durumumu hemen fark etti. Yanıma bi telaşla geldi.
-Kanka bu ne hal? Yekta yaptı değil mi? Apartmandan bağırma sesleri gelmiş aradım aradım açmadın.
-Kanka bi sakin ol. İyiyim.
Baktım Pelin sinirlenmeye başladı hemen sarıldım deliye.
-Kanka şimdi yukarı çıkıp sıçıcam ağzına merak etme yavşağa bak sen. Daha düne kadar boktu.
-Pelin bak Yekta bişe yapmadı. Kavga ettim. Şu halimde bari anla.Biraz sus. Evde konuşuruz. Çok kötüyüm eve çıkalım lütfen.
Pelin tamam kanka hadi çıkalım dedi. Yaralarımın sadece dışımda olmadığını görebilecek kadar iyi tanır beni. Zaten ben kendime itiraf edemediğim zamanlarda bile Yekta ya hislerim olduğunu söylemişti. Onun abarttığı kadar şeyler geçmedi aramızda. Fakat hiçbişey geçmedi demekte yanlış olurdu. Pelin le eve çıkınca bi çıkmazın içinde olduğumun artık net farkına vardığım için herşeyi anlatim dedim. Zaten sırdaşlığından asla şüphem olmadı. Aldım bunu karşıma başladım anlatmaya.
-Pelin şimdi beni iyi dinle. Yekta yla aramızda hiçbişey yok ama içimde ona karşı beslediğim hisler var.
Pelin kafa salladı.
-Anlamıştım..
-Benden uzak olursa unuturum dedim. Yekta hiç bişey bilmiyor. Bana kardeşim kardeşim demekten başka bi bok yaptığı yok. Fazlasıyla yanımda ama lakin bu yeterli değil. Yanında oldukça daha fazlasını bekliyorum. Onu kendimden uzak tutmak istedim...
Başladım buna baştan sona herşeyi anlattım. Beni değiştirmeye çalışmasından tutun. Son kavgamızda elinin kanamasına kadar. İncik cincik bi ton detayı anlattım. Pelin dinledi, sonra asıl soruyu sordu.
-Peki ya Erdem? Onunla gönül mü eğlendiriyorsun.
-Pelin mal mal konuşma. Ne gönül eğlendirmesi. Erdem i seviyorum. Bak nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Erdem çok iyi biri. Onu sevmiyorum diyemem. Seviyorum tabiki. Fakat bi Yekta değil içimde anla.. Yani Yekta da olupta onda olmayan bişey yok hatta beni daha iyi seviyor . Gelde bunu kalbime anlat.
Normalde her bokta iki saat konuşan Pelin şimdi tek kelime etmiyordu belkide edemiyordu.
-Evet Pelin seni dinliyorum?
-Kardeşim bak sana şunu şöyle diyeyim. Yekta bizim gibi.
-Ben hayvan mıyım Pelin ne demek bizim gibi.
Kız bana destek olacağı yerde dahada sıçtı moralimin içine.
-Kanka öyle demek istemedim. Yani demek istediğim o kızlardan hoşlanıyor. Sizin bi sonunuz yok.
-Pelin gerçekten çok saol ya sayende bu gece gönül rahatlığıyla uyuyabileceğim.
Beni yaralayan Pelin in söyledikleri değildi. Beni yaralayan Pelin in söylediklerinde baştan sona haklı olmasaydı . Pelin i dinlemekten kaçmak istedim.
*******
ÜÇ GÜN SONRA.
Erdem ne zaman istese binbir çeşit bahane uydurup buluşmayı reddettim. Ondan ayrılmayı düşünüyorum. Evden dışarı adım atmıyorum günlerdir. Kafamda binbir tane soru var. Saat gecenin ikisi olmuş.. Uyku düzeni diye bişeyim kalmamış. Bu kadar acı bişey olamazdı aşk . Aşk sevmekti, aşk kavuşmaktı BİLİYORUM. Çıktım balkona içmem ama bu gece içesim geldi... Bi sigara yaktım. Düşündüm.. sevmeyen insan öyle güzel sarılırmıydı? Pelin ne derse desin ben Yekta nın içinde bi yerim olduğunuda BİLİYORUM. Bence Buse denilen kız onda bi alışkanlık olmuş zaten o kızı sevdiğide yok. Hatta ben gittiğimden beri beni düşünüyor, BİLİYORUM. Gelmek istiyor ama gelemiyor. Çünkü ona ayyaşın tekisin dedim. Gurur yapıyor. Haklıda, onu küçük düşürdüm. Zaman geçtikçe kendimi daha açık eleştiriyorum. Sigaramdan bi duman daha aldım. Üst kata baktım. Yekta nın evinin ışıkları yanıyordu. Ya korkuyorsa yine acı çekmekten ya üzgünse.. İkimizinde acısına bi son vermek istedim Onunda bana ihtiyacı var..BİLİYORUM. Attım sigarayı balkondan aşşağı. Hala geçmemiş dayak izlerim, uykusuzluktan şişmiş gözlerim ve içimdeki yaralarla Yekta nın evine gitmek için çıktım evden.Merdivenleri kalbim ağzımda çıkmaya başladım. Daha üç gün önce bitirmek için çıktığım bu merdivenleri şimdi bişeyler başlasın diye çıkıyorum. Gidim söylim seni seviyorum seni aşık oldum diyeyim. En fazla ne olabilirki? Ne diyebilir yani. Gözlerimi kapattım bi defa içimi çektim. Elimi zile koydum. Bi kaç saniye bekledim sonra zile bastım. Kapı açılana kadar gözlerim kapalı bekledim. Yekta nın kapıya yürüdüğünü duyuyorum. Bi elimi kalbime koydum. Geçen her saniye yüz yıl gibi geliyor. Kapının açılma sesini duyar duymaz cesaretimi bi saniyede dilimde topladım.
-Yekta konuşmamız lazım.
Yekta nın ağzı mutluktan kulaklarındaydı. Hiç bana kırgın yada kızgın gibi durmuyor çok mutlu gözüküyordu. Acaba kapı deliğinden baktı benim geldiğimi görünce mi bu kadar mutlu oldu?
-Konuşuruz gel buraya.
Yekta kolumdan tuttu beni içeri çekti. Sarılıp döndürmeye başladı. Tabi bende mutlu olmaya başladım. Günler sonra gülmeye başladım.. Hislerimde yanılmamışım diyorum kendime... iyiki gelmişim diyorum. Yekta beni döndürdü döndürdü. Yere bıraktığında onu çift görüyorum ayakta durmak için onun göğsüne ellerimi koyuyorum. Yekta bana mutlu mutlu baktı.. baktı...baktı.. Ve sonra kalbimin üç gündür çektiği acıyı hiç görmeyerek, tahmin etmeyerek, siklemeyerek, yüzümdeki yaraları, içimin acısını görmeyerek bana şöyle dedi.
-BUSE YLE BARIŞTIK OĞLUM!!!!

Benim Hetero SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin