Senin Çöplüğün Benim Sarayımdır

5.5K 228 26
                                    

Bilincimi kaybetmemek için direniyordum. Apartmanın ışığı tepemde dört dönüyordu. Kafamı vurduğum yere parmağımı götürdüm. Elime biraz kan bulaştı. Yekta yanıma geldi hemen. Eliyle sırtımdan tutup beni yerden doğrulttu.
-İyi misin?
-Başım çok acıyor.
Yekta beni kucağına alıp kendi evlerine doğru çıkarmaya başladı.
-Size gelmek istemiyorum.
Şurda bir dakika önce boğazlayan başkasıydı sanki. Bide kendi evine çıkartıyor salak.
-Fikrini sormadım.
Yekta yla tartışmak istemiyordum. Beni kıskanmıştı. İşin bu yanı güzeldi ama gerizekalı insan kıskandığında kızar bağırır boğazlamakta neyin nesi. Hayvan gibide gücü var. Yekta beni odasına götürüp yatağa uzattı. Kafamın arkası şişmişti. Kendime geldikçe dalasımda geliyordu öküze. Eliyle kafamın demire vuran yerini elledi. Sonrada içeri gidip elinde bi buz torbasıyla geldi.
-Kimdi onlar?
-Pelin in... ne denir bilmiyorum ama oyuncakları gibi bişey. Tanımıyorum bile.
Oyuncakları dedim sikicileri kelimesi en fazla bu kadar yumuşatılabilirdi. Yekta buz torbasını kafamın şişen tarafına koydu. Bende ona niye açık olmadığımdan bahsediyordum.
-Özür dilerim. Senin bu kadar kirli biri olabileceğine inanmamalıydım.
Gülümsedim.
-Bunun hesabını ödeyeceğini biliyorsun değil mi?
-Neyin hesabını?
Salak bu Yekta ya neyin olabilir bide soruyor. Gözleri annesini kaybetmiş yavru köpek gibi savunmasız ve üzgün bakıyordu.
-Yaptığın öküzlüğün. Resmen öleceğimi düşündüm bi ara. Sırlar dünyasına konu olmak için çok gencim.
Yekta yanaklarımı sıktı.
-Emrindeyim paşam
-Hahahaahaha paşam ne ya deli
Başımın acısı falan gitmişti. Sanki beş dakika önce boğulan ben değildim. Ne dengesiz bi ilişkinin içindeyim diye geçirdim kafamdan. Yekta dan intikamım acı olacaktı.
-Ne istersem yapacaksın ama.
-Ne istersin söyle bakalım.
-Yastığınıda al git salonda mı uyuyorsun nerede uyuyorsan orada uyu. Beni rahat bırak.
Yekta nın suratı beş karış asıldı.
-Ben seninle uyumak istiyorum.
-Hadi naş naş. Çık odadan bak valla Pelin lere giderim o kaslı çocukların yanında yatarım.
Yekta kaşlarını çattı.
-Sıçarım ağzına senin öyle bişey yaparsan. Hem Pelin lede falan görüşmeni istemiyorum. O kız senin yanına yakışmıyor.
Biri şu Yekta ya yerini hatırlatsın pleaseeee yaniiii. Pelin ondan öncede vardı ondan sonrada olcaktı. Kaşarda olsa üstünden bütün dünyada geçse o benim hep kaşar bacım olarak kalacak.
-Bugün kuralları ben koyuyorum. Senin benden bişey isteme lüksün yok. Hadi Yekta ya git şu odadan. Zaten her yerim acıyor şöyle keyifli bi uyku çekim kendime.
Yekta dudağımdan öpücük almaya kalkıştı. Hemen kendimi geri çektim.
-Bi öpücüktemi yok?
Yekta o kadar masum gözüküyorduki konu emmeli gömmeli yerlere gelince ama ben yer miyim bu numaraları?. YERİM. Heleki karşınızda sevdiğiniz adam varsa küs kalma gönül koyma hissiniz böyle ufak şeylerden yana sıfır çekiyor.
-Yanak ama.
Yekta üzülmüş gibi duruyordu.
-Neyse bunada şükür.
Eğilip yanağıma bi öpücük bıraktı.
-Kalsam yanında heryerim ağrıyor benimde yorgunluktan.
-Yekta şansını zorlama gidiyorum bak.
Yastığını alıp yavaş adımlarla kapının yanına yürüdü.
-İyi geceler..
Umursamıyormuş gibi davrandım. Yatağın içine girip arkamı döndüm.
-Giderken ışığı kapat.
*********
Sabah uyandığımda Yekta yanıma yatmış beni izliyordu. Bi ara dün geceyi unutup öpmeyi düşünsemde kafamı kaldırmaya çalıştığımdaki ağrı hemen hatırlattı herşeyi. Üstümde bi halsizlik vardı. Yazın ortasında soğuk alıp hasta olan bi ben vardım herhalde.
-Sen niye yanıma yattın.
Konuşurken boğazlarım acıyordu.
-İşte olacağım bütün gün. Uyuyamadım zaten ufacık kanepe bütün gece sağa sola döndüm durdum.
Şimdi bütün gün uykusuz uykusuz çalışacaktı. Benim yüzümden. Bunu düşününce içimde ona karşı tarifi olmayan bi acıma duygusu yerleşmişti. Sabah sabah duygusallığım üzerimdeydi.
-Özür dilerim. Kanepede uyumanı istediğim için. Pek iyi bi fikir değildi.
Yekta dudağımı öptü.
-Pişmansın yani.
Üzgün emoji ifadesine büründüm.
-Evet.
Yekta hınzır hınzır gülmeye başladı.
-Pişman olmana gerek yok o halde benim miniğim çünkü sen uyur uyumaz yanına geldim.
Kafamın altındaki yastığı alıp Yekta ya fırlattım.
-Pisliksin iştee pislikkk. Hiçte pişman değilim üstelik madem evin içinde seninle başa çıkamıyorum bugün dışarda uyucaksın.
Yekta kafamı boynunun altına aldı. İki parmağıyla dudağımı kıstırdı.
-Senin bana atarlanan o ağzının içini öperim.
Yekta nın sesinden bunu duymak içimde bi bayram havası yaratmıştı.Kolunun altından çıkmaya çalıştıysamda başarılı olamadım. Çıkmak istemiyordum zaten maksat naz olsun.
-Yerlerde yatırıcam seni. Sokaklarda yatırıcam.
Ben hala gereksiz bi atarın içindeydim. Elime düşmeseymiş ne yapalım.
-Koynunda yatır beni koynundaaa.
Yekta daki özgüven hem sinir bozucu hem mutlu ediciydi. Çocuk gibi didişmeye başlamıştık.
-Koynuma girmemen için bütün gün leş gibi terlicem. O zaman gel yanıma bakalım.
Yekta beni yatağa devirip üstüme çıktı.
-Terini içerim senin ben.
Bu lafı dedikten sonra boynumu diliyle yaladı. Gıdıklanıp gülmüştüm.
-Ya pissin işte kabul et pissin.
Yekta dudaklarını kulağımın etrafında gezdirdi.
-Senin olduğun çöplük benim sarayımdır.

Benim Hetero SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin