Son Gülen İyi Gülüyormuş Gerçekten

3.1K 134 13
                                    

Başta ne olduğunu anlayamasamda işin aslını düşünerek bulmak çokta zor olmadı. Yekta muhtemelen dün benim Mesut la gittiğimi gördü sonra Mesut tan nereye gittiğimizi öğrendi sabahta bana böyle bir kahvaltı süprizi hazırladı. Bu barışmak için atılan bir adımdı. Lan geri zekalı madem bu kadar seviyorsunda beni ne bok yemeye ayrıldın benden ama yook öyle kolay değil al canım doy yemeğini ye sonra gel kucağıma yok öyle bir dünya. Seni sürüm sürüm süründürmezsem, ayağıma paspas yapıp çamurlu ayakkabılarını suratına suratına sürmezsem banada Tutku demesinler. Yekta yla tek kelime konuşmadan hayvan gibi yedim hazırladığı kahvaltıyı. Ya küs olabiliriz diye hırs yapıp bir saat kahvaltı hazırlamakla uğraşamayacağım. Hazırladığı kahvlatıyı gözlerinin içine baka baka yedim. O ekmeği ağzımda çiğnerken senide böyle çiğneyeceğim demek geliyordu içimden. Yekta demekki daha önce buraya gelmişki evi bulabilmiş. Ya ben buraya bin kere gelsem yine şaşırırım evin yolunu. Geri zekalıyım galiba. Yada üşengecim diyelim daha doğrusu. Köyün girişinde büyük ihtimal "Ebesinin amı köyüne hoş geldiniz. Koskoca İstanbul da o kadar güzel tatil köyü varken bizi seçen aklınıza sokim" diye bir tabela vardır. Ya o değilde ben İstanbul a geldim geleli hiçbir yeri gezemedim. Habire yemek yemek için dışarı çıktım veya Yekta yla kavga edip boş boş sokaklarda dolaştım. Gittiğim yerleri düşünüyorum. Erdem lerin mekanı oradan eve,  hastane oradan eve,  Yekta lara gir çık sonra gel eve. Yaz bitmeye yaklaştı artık en kısa zamanda bir deniz  gidip yanmalı. Bu sıcaklardada deniz ne iyi gelirdi yaa. Kömür gibi olana kadar güneşleneceğim sonra denizde saatlerce yüzeceğim... Yüzeceğimde kiminle?  Erdem i zaten eliyorum onunla şu sıralar eğlenmenin mümkünü yok, Yekta desen şuan affetmeyi düşünmüyorum, Pelin de Erdem yüzünden ne arıyor ne soruyor. Geriye bir tek Mesut kalıyor. Mesut uda tatil planı yapacak kadar iyi tanımıyorum. Tek başıma ne bok yicem ben ya. Yekta öyle gözlerini ayırmadan bana bakıyor. Onun gözlerinin üzerimde olması bile huzur verici. Yokluğuna hiçbir zaman alışamayacak gibiyim. Onsuz bi hayat düşünemiyorum değilde onsuz geçecek bir hayatı yaşamaktan saymamak benimki. Mesut ta garibim bizi kanka sanıyor Yektayla beni. Yekta nın acısı yerine huzura bırakınca Erdem düştü şimdide aklıma.. Acaba ne yapıyorki?  Şimdi onu ararsam ya kavga edeceğiz yada kırgınlıklarımızdan bahsedeceğiz..Neyse ya zaten birşey olsa Pelin beni arardı.
-Bu kadar iştahın varken nasıl bu kadar zayıf kalabiliyorsun? 
Bu soruyu bana Mesut tan önce en az on kişi daha sormuştu. Cevabı bilsem her ne bok yapıyorsam yapmaktan vazgeçip kilo alırdım.
-Metabolizmam hızlı benim yaaaa
Yekta sinsi sinsi gülmeye başladı. Yüzsüz köpek ya şuan bana yaşattığı geceden dolayı karşımda ağlayıp benden özür dileyeceğine bok varmış gibi gülüyor.
-Bir ihtimal daha var aslında kilo alamaman için.
-Neymiş Yekta çok merak ediyorum söyle lütfen.
Yekta bıyık altından güler şekilde cevap verdi.
-Sende bağırsak kurdu olmasın.
Iyyyyy öğğğğğöööökkk!!  Ay şimdi kusucam ya. Bağırsak kurdu götünü siksin senin demek istiyordum.Midem alt üst olmuş bütün iştahım kapanmıştı. Mesut bile yüzünü ekşitti yavrucağızım. Yekta varya inşAllah bütün bağırsaklarını bağırsak kurdu mu her ne boksa sararda bağırsakların iflas eder sıçamaz hale gelirsin.
-Ben lavaboya gidiyorum izninizle.
Mesut masadan kalktı. Kusucak galiba.. Benim bünyem bağışıklık kazandı Yekta nın bu pislik davranışlarına artık şaşırmıyorum.
-Sen ne pis ne iğrenç ne mikrop ne tiksinç bir mahluksun yaaaa sana ailen terbiye vermedi mii? 
-Özledin mi beni? 
Ayy öküz ya ben ne diyorum bu ne diyor. Lan daha iki dakika önce yok bağırsak kurdu yok bok kurdu diyen sen değil miydin mikrop herif!!  Ne ara romantik moda aldın kendini dimi yanii.
-Ne özlicem seni yaaa. 
Yekta masadan kalkıp yanıma geldi. Ellerimi tuttu. Kalbim hala onu görünce yada bana dokunduğunda deli gibi atıyordu.  Ben bu adamsız bir hiçtim. Onun dokunması sevmesi yanımda olması.. Ben bunlarla herşeydim bunlarsız hiç. Koca bir hiç. Şuan barışmak istiyorum hemde deli gibi kaybedecek vakit yok demek istiyorum ona.. Ama yapamam dün gece bana hayatım boyunca unutamayacağım bir acıyı yaşattı.
-Biz ayrılmadık mı?
Yekta elini yanağıma koydu. Sımsıcakta avucunun içi. Ben hayatımda böyle güzel dokunan bir adam görmedim.
-Ben seni çok özledim.
-Otursana yerine ya Mesut gelecek.
Mesut un ayak seslerini duyunca Yekta hemen sandalyesine geçti. Mesut sandalyesini çekip yerine oturdu. Yüzünden anlaşıldığı kadarıyla ya kusmuştu yada aşırı derecede midesi bulanıyordu.
-Oğlum seninde ne hassas miden varmış.Demekki şey desem hep..
-Iııı.. Yekta abartmasan bak sofradayız yeter.
Mesut la hala uğraşmasına karşılık bu uyarım susmasına yetti.
-Köyü gezmek ister misin? 
Yekta benimle birlikte dışarı çıkmak için yer arasada buna o izni vermeyecektim. Hem bu sayede benimle istediği zaman ayrılıp istediği zaman sevgili olamayacağını öğrenmiş olur.
-Mesut ta gelirse olur.
Yekta kaşlarını çatıp bana baktı. Mesut ta başıyla geleceğini onayladı buda dünden razıymış gelmeye çiftleri yalnız bıraksana sen yaaa.. Ben Yekta ya inat olsun diye öylesine bi teklif sundum sana. Onlar zaten hazırlardı benimde hazırlanmam yarım saati buldu. Ne yapabilirim ama Mesut un kıyafetleri çok güzellerdi ama tarzıma uygun çok az şey var. Dolabındaki herşeyin bana büyük olacağı aşikardı. Daha çok hırkalarında takılı kaldım. Çünkü hepsi güzel olmasada hepsi markaydı. Benimde böyle bir takıntım var işte bok gibide olsa marka olsun. İsmi yeteer bir kere ya. Ayy sanki Kral Müzik ödüllerine gidiyorum alt tarafı boklu köyde gezeceğiz niye bu kadar düşünüyorsam ne giyeceğimi. Giyindim çıktım baktım ikisinin suratıda beklemekten düşmüş.
-Şükür!
Şükür mü?  Ya Yekta sana öküz demeyeceğim bir günümüz olacak mı? lan bir saattir senin beni çirkin görmeni istemediğimden süsleniyorum.
-Beklemek zorunda değildin canım yaa.
Benimde bu orospuluklarım yokmu.. Beklemek zorunda değilsin diyorum ama yiyosa beklemesin!  Yekta ya düşündüklerimin zıttı şekilde davranıyorum ama ne yapim götü mü kalksın her dediğine he gülüm evet gülüm diyeyimde. Üçümüz birlikte kapıya yöneldik inadına Mesut un olduğu tarafta yürüyordum. Daha evin kapısını açmamızla Buse yi görmemiz bir oldu. Ayyy orospu ya ne işin var senin burada uzak dur be sevgilimden kaaşşaaarr!!  Bak bak nasıl sarılıyor hemen. Yekta ya yıllardır görmediği çocuğunu bulmuş gibi sarılıyordu. Lan daha dün birlikteydiniz ne ara bu kadar özledin!!
-Gençler nereye böyle?
Ebenin yanına canım. Seni doğuran ebeye sormak istediklerim var.
-Tutku ya köyü gezdirecektik.
Buse nin üzerinde siyah deri bir tişörtle siyah pantolon vardı. At kuyruğu yaptığı saçlarıyla yüzünün güzelliği iki katı ortaya çıkmıştı. Ayy dış güzellikte bir yere kadar. Güzellik herkeste var önemli olan iç güzellik ya. Hem benim içim bu kaşardan daha temiz. Hemde bu yılışıktan daha zekiyim.İçimin temizliği konusunda pek emin değilim tamam sustum..
-Aaaa hayatımmm olur mu biz evde takılalım hem belliki canları beraber takılmak istemiş.
Ya bu kız bugün Tutku yu ne yapıpta sinir etsem diyerek mi yaşıyor?  Canımın ne istediğini sen nereden bileceksin ezik karı.
-Yok hayatım hem sende gel bizimle köy havası iyi gelir.
Biraz önce ben mi yanlış duydum yoksa Yekta Buse ye hayatım mı dedi?  Demek öyle Yekta bey! 
-Buse haklı biz Mesut la gezeriz siz evde takılın.
Bunu derken Mesut un koluna girdim. Yekta hemen gözlerini dışarı dışarı çıkardı. Kıskansın pislik. Mesut la birlikte evden çıktım. Buda salak mı ne ya insan bi yürür hayvanı çekiştire çekiştire çıkardım evden. Hala sizde gelin modunda Yekta yla Buse ye. Neyse evden çıktık. Evin bahçeside mübarek hayvanat bahçesi genişliğinde. Telefonumun titrediğini fark ettim. Erdem den yada Pelin den dir inşallah ya Erdem i çok merak ediyorum..
"Geri dön eve hemen! "
Mesaj Yekta dandı. Hemen cevap verdim.
"Susar mısın Mesut la özel birşey konuşuyorum! "
Ayy bende ne diyorum ya. Hiçte özel birşey konuştuğumuz yok mal gibi yürüyorum. Mesut ta başladı hemen yok köy aslında güzelmiş burayı birde kışın görmem gerekirmiş o zaman buradan dönmek istemeyecekmişim falan filan zırvalıyor. Telefonuma ikinci bir mesaj daha.
"Son gülen iyi güler :)))"
Ne demek istiyor bu ya son gülen iyi güler ne demek?  Ayy acaba Buse yle birliktelikmi yaşayacak!! Buse yi yaparken bana video mu atacak???? Yok be o kadarda değil ne saçmalıyorsam. Öyle birşey yapsa o evi başına yıkarım.Kendimden emin bir tavırla mesajına cevap verdim. Mesut ta telefonuma çaktırmadan bakmaya çalışıyor anlamıyorum malım çünkü ben. Hemen parlaklığı azalttım cevabı yazmadan önce.
"Elinden geleni ardına koyma! "
Mesut la daha 50 metre yürüyememişken arkamızdan Buse çığlık çığlığa bağırmaya başladı.
-Meeeeeeesuuuuuuuuutttt!!!!  Tutkuuuuuuu!!!!  Koşuuuuuun Yektaaa fenalaaaaştııııı!!!
Yaaaaaa ama bu haksızlık geri zekalı yalandan yapıyor eminim. Beyinsiz Buse. Mesut hemen eve doğru koşmaya başladı. Yani öyle bir koşuyorki eve  Usain Bolt halt yemiş yanında o derece. Bende söve söve eve geri dönüyorum mıy mıy. Buse de bana bağırıyor kapıda dizlerine vuruyor falan.
-Tutkuuuu koşsanaaaa!!! 
Acaba gerçekten birşeymi oldu ya?  Kalp krizi falan geçirdiyse?  Yaaa Yekta offf off!  Gerçek olmadığını düşündüğüm halde içime düşen bu şüpheyle bende koşmaya başladım. Eve girer girmez yere çökmüş karnını tutar şekilde buldum Yekta yı. Mesut kolundan tutup kaldırmaya çalışıyordu. Bende diğer koluna girdim. Bunu Mesut un odasına doğru götürüyoruz. Sürüye sürüye. Belim kopacak ağırlığından sürekli bana doğru yaşlandı odaya götürene kadar. Hemen yatağa yatırdık bunu. Gözleri falan açık sadece ağrısı var gibi duruyor.
-Ambulansı arayalım mı? 
Mesut ta Yekta yı hemen yoğun bakımlık hasta yaptı. Ne ambulansı ya daha neyi olduğunu bilmiyoruz.
-Yok yok. İyiyim yattımya. Karnıma kramp girdi.. nasıl oldu anlamadım.
-Dur aşkım hemen su getiriyorum sana.
Su mu?  Bu kız tam bir aptal. Suyla ne alakası var geri zekalı. Çocuk susadım mı dedi sana? Mesut ta üzerindeki hırkayı çıkartıp odadan çıktı gezme işimiz iptaldi..  Yekta hala uzanmış şekilde karnını tutuyordu. Galiba gerçekten ağrısı var.
-Masaj yapmamı ister misin? 
Yekta olumlu anlamda kafasını salladı bi yandanda ahlayıp ıhlıyor ağrıdan. Karnını ovmaya başladım güzelce. Gömleğini kaldırdım belki karnından morluk vardır diye. Allah Allah ya hiçbirşeyde yok.
-Karnında birşeyde yok ağrı içinden galiba.
Yekta ya baktım gülüyordu yaa bildiğin gülüyordu. Ses çıkarmamaya dikkat edeee edeee gülüyordu.
-Yalan yaptın dimii!!! sen gerçekten pisli..
Lafım bitmeden Yekta dudağımı okşamaya başladı baş parmağıyla.Gülmesi durmuştu. Ben hala ona kızgınmış gibi davranmaya çalışsamda nafileydi. Belimden tutup beni tek hamlede kendine çekti. Göz göze kaldık öylece. Zaman benim için durmuştu artık içerde Mesut varmış Buse varmış hiçbirşey umurumda değildi. Dudaklarıma sulu bir öpücük bıraktı.
-Bana bir kere seni seviyorum desene Tutku.. Tutku'm.

Benim Hetero SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin