Yekta yla kusmamın ardından bi parkın bankına oturdum. Saat geç olsada istanbul burası normal bi şehrin gündüz kalabalığından daha fazla kalabalık oluyor geceleri. Hava serinlemişti. Yazda olsa bazı günler hava kararınca kış ayı gibi soğuklar yaşanıyordu. Üstüme bi titreme gelmişti.
-Üşüdün mü?
Bu soruyu geçte olsa sordu Yekta bey.
-Evet ama biraz hareket edersek geçer.
-Hadi kalkalım o zaman.
Yekta dan alacağım bi hırka falanda yoktu kusmuklu tişörtle geziyordu benim yüzümden hiç şikayette etmiyordu canım benim ya. Eğer Yekta benim tişörtlerimden birine kussaydı ona o kusmuğu yalattıra yalattıra çıkarttırırdım böylede bi insanım napalım. Kalktık Yekta yla yürümeye başladık.Onunla ilgili merak ettiğim çok şey vardı.
-Ergenlik döneminden bahsetsene bana.
-Neyinden bahsedim ergenlik işte.
Tam Yekta dan beklenilen bi cevaptı öküz işte. Fenerbahçe nin yıllar önce oynanmış maçlarını izlerken bile canlıymış gibi 90 dakika susmadan konuşan benim sanki. Hayır bin defa izlediğin maça söyleyecek şeyin varken kendin için nasıl ergendim işte deyip kestirip atabiliyorsun.
-Yekta anlat işte ya. Öküze bağlama bişeyide. Okulda nasıl bi çocuktun?
-Peki bak sen istedin sonra kızmak yok.
Bi insan çocukken en fazla ne yapabilirdiki zaten.
-Kızmam anlat.
-Tembel bi öğrenci değildim. Sınıfı geçecek kadar çalışırdım derslere.Lise dönemlerimde çok spor yapardım. Okulun tek kaslı vücutlu çocuğu bendim diyebilirim. Bu yüzden kızlar benimle yakından ilgilenirdi. Bende fazla ilgileneni affetmem sike...
Lafın devamını biliyordum.
-Oha ohaaa.
-Ne oldu?
Yekta ya sinirli sinirli baktım.
-Ne demek ne oldu ya. Anlattığın şeye bak.
Yekta gülüyordu.
-Ben sana kızarsın demiştim.
O an omzuna vurmak değil kafasını yerinden koparmak geliyordu içimden.
-Abazaydım desen anlardım bu kadar detaya inmene gerek yoktu.
Yekta yı arkamda bırakıp önden önden yürümeye başladım. Arkamdan seslendi.
-Beklesene!!
Hiç duymamış gibi yapıp yürümeye devam ettim.
-Tutkuuuuu!! Sana diyorum.
-Gelmiycem yanına.
-Yakalarsam fena yapıcam seni.
-Hıııı.
Arkama bi bakim dedim Yekta bana doğru koşuyordu. O an bende bi anlık galeyana gelip koştum. Hızlı koştuğumu sanıyordum... Dediğim gibi sanıyordum artık sanmıyorum on saniyede tişörtümden tutup yakaladı beni.
-Bıraksana tişörtümü ya.
-Yürü eve götürüyorum seni.
-Becerdiğin kızları eve götür beni ne götürüyorsun.
Yekta çenemi sıktı eliyle.
-Onlar lisede kaldı. Sen beni kıskanıyor musun?
Güldüm.
-Ne kıskanıcam seni ya.
-Hadi hadi sen baya baya beni kıskandın.
Doğru söylüyordu. Onu lise anılarından bile kıskanıyorken Buse yle yana yana gelince nasıl sabrederdim bilmiyorum. Yekta bozulduğumu anlayacakki elimi tuttu.
-Ben sana aitim. Şuan sadece buna odaklan bunu yaşa. Sen artık benim bi parçamsın biliyorsun değil mi?
Yekta dan bu kelimeleri duyunca süt dökmüş kedi gibi olmuştum. Ne sinir ne kıskançlık kaldı içimde sadece onu hissetmeye baktım.
-Sen benim bi parçam değilsin artık sen benim her parçamsın Yekta.
-Güzel. Ortada sorun kalmadığına göre artık eve geliyorsun değil mi benimle?
-Geliyorum.
Yekta nın arabasına binip eve doğru yola koyulduk. İğrenç, komik ve garip bi gece yaşamıştık. Bu sabahki ruh halimle şuanki ruh halim arasında o kadar çok fark vardıki olayları yaşayan ben olduğum halde ben bile hala inanamıyordum.
-Sen araba kullanmayı biliyor musun?
Araba muhabbetlerini sevmiyordum. Yekta ne kadar sevmediğim muhabbet varsa konuşmaya bayılıyordu. Kendi arkadaşlarıyla konuşsa bananede bana niye soruyorsun.
-Bilmiyorum. Bilmekte istemiyorum. Hayatımın her kısmında benim yerime arabayı sürecek biri vardı.
Yekta kaşlarını çattı.
-Ne demek bu?
-Ne var ya babamı kast etmiştim.
Evin önüne yarım saatte vardık. Mutluydum hayatımın erkeği benimleydi. Beni merak ediyordu. Beni kıskanıyordu. Beni istiyordu. Benden keyiflisi yoktu. Dünyada kaç kişi benim sahip olduğum kadar sevdiğine sahip olabilirdiki? Birşeyi çok isteyince gerçekten oluyormuş. Pelin de adam akıllı kalamamıştım. Günlerdir Erdem lerdeyim. Ondan öncede çoğunlukla Yekta da kalmıştım. Kıza ayıp olmuştu. Bu gece hem Yekta yla uyumak hemde Pelin lerde kalmak istiyordum. Apartmana girmiştik.
-Ya bişe dicem bu gece Pelin lerde kalsak.
Yekta öfleyip puflamaya başladı.
-Boş ver Pelin leri gel bize gidelim.
-Ya yok bak valla bu gece Pelinle kalmazsam ayıp olur. Hem ben sen her çağırdığında geldim.
Yekta beni apartmanın duvarına yaslayıp üstüme yaslandı. Hala heyecanımı yenememiştim. Bana dokunmasına alışmam zaman alacaktı, biliyordum.
-Bu gece için başka planlarım vardı.
-Yekta biri görecek.
Yekta parmağını dudaklarımı bastırdı.
-Bize gidelim.
-Ben Pelin lere gidiyorum istersen gel istersen gelme.
Yekta dan sıyrılıp Pelin in kapısını çaldım.
-Kim o?
-Aç kanka aç.
Yekta bi kaç basamak aşşağıda durmuş bana davetkar gözlerle bakıyordu. Gözlerimi baya baya girdim Pelin lere. Pelin e Yekta yla aramda bişe başladığını söylemeyecektim. Sırası değildi. Erdem le ayrılınca söylerim diye planladım kafamda. Yekta nın eve girmesini beklemedim. Dış kapıyı açık bıraktım geleceğinden şüphem yoktu. Evin içinde pis ayakkabı izleri vardı. Hırsız falan girdi sandım başta ama sonra Pelin in bunu anlamayacak kadar geri zekalı olmadığı geldi aklıma.
-Bu pisliğin sebebi ne?
-Zengin sevgilimle takılıyordum.
-Az kaşar değilsin. Ya kızım git o seni evine atsın sen ne eve getiriyorsun.
Pelin e biraz yaklaşınca içtiğini anladım. Neyseki Pelin ne kadar içerse içsin Yekta kadar kendini kaybetmiyordu. Kafası hep ayıktı ne kadar içerse içsin. Biraz konuşması bayıklaşıyordu o kadar. Ben Pelin i azarlarken Yekta eve girdi.
-Yanlış zamandamı geldim?
Yekta ya en yakın arkadaşım kaşar sürekli eve birilerini atıyor demek istemiyordum.
-Yoo misafirimiz varmış Tutku niye haber vermiyorsun. Gel içeri gel.
Pelin çok rahat takılıyordu. Bu hareketleri Erdem in yanında yapsa neysede Yekta nın yanında yapınca çok moralim bozuluyordu nede olsa Erdem Pelin i tanıyordu ama Yekta Erdem kadar iyi tanımıyordu. Yekta ayakkabılarını çıkartıp eve girdi. Pelin Yekta yla ayak üstü ne yapıyorsun? nasılsın? Muhabbetlerine girdikten sonra tuvalete gitti. Bende fırsattan istifade Yekta ya durumu açıklamaya başladım.
-Evde Pelin in erkek arkadaşı var. Sorun etmezsin değil mi?
Yekta hayır anlamında kafasını iki yana salladı.
-Gel bize gidelim işte kız rahat rahat takılsın sevgilisiyle.
- Rahatsız olacak biri değil sevgilisi ya ben tanıyorum .
Pelin yüzünden söylediğim yalanlar sayesinde cehennemin en sıcak köşesinde yerim hazırlanıyordu. Yekta eliyle sakalını sıvazladı.
-Gel bi selam verelim istersen.
-Ya bırak selamı ne yapcaksın Pelin in sevgilisini biz odama geçelim hadi.
Yekta nın elinden tutup odamın kapısına getirdim. Onun kolları arasında uyuyacağım için şimdiden heyecan basmış avuç içlerim terlemişti. Kapıyı açtığımda karşımda duran manzarayı görünce küçük dilimi yutacaktım. Yakışıklılıktan geberecek kas yığınına dönmüş bedenleriyle yatağımda duran üç harika adama baktım. Hepsinin elleri bokserından fırlayacak gibi duran penislerindeydi ve meraklı gözlerle bize bakıyorlardı. Yekta ya kafamı çevirdim. Beni öldürecek kadar sinirli gözüküyordu. Kaşlarını çatmış gözlerinden ateş ediyordu bana. Korkudan yutkundum. Bu kadarını bende beklemiyordum. Yekta dış kapıya doğru hızla yürümeye başladı.
-Yekta dur ya açıklayacağım.
Beni dinlemeden kapıdan çıktı gitti. Bu şekilde gitmesine izin veremezdim. Ah Pelin Ahhhhhhhh!!!!! Yekta nın arkasından koşmaya başladım. Eve çıkmadan daha merdiven basamaklarında yapıştım koluna.
-Ya bi dinle iki dakika ya.
Yekta eliyle boğazımı sıkıp kafasını kafama yaklaştırdı. Nefesim kesilmişti ona karşı koyacak kadar güçlü değildim. Elini boğazımdan çekmeye çalışıyor başaramıyordum. Yekta beni bidaha yanında görmek istemediğinden bahsediyordu. Onun dediklerini idrak edemiyordum. Boğazımı öyle güçlü sıkıyordu ki artık öleceğim sandım.
-Neyini açıklıcan lan!!! Kopartim mi kafanı senin ezim mi? Tutku!!! Öldürim mi seni burdaaaaaa lannn öldürim mi cevap ver????????
Konuşurken tükürükleri suratımın her yerine geliyordu.Yekta hem nefesimi tıkamış hemde cevap istemişti. Ciğerlerim acımaya başlıyordu artık. Düşünemiyor hareket edemiyordum.
-Siktir ol git oğlum siktir ol git.
Boynumu daha sıkı kavrayıp beni itti. Merdiven basamaklarından üçer beşer düşerken kafamı demirlere çarpmamla birlikte yığılıp kaldım apartmanın ortasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hetero Sevgilim
RomansaKader kelimesine hayatımın hiçbir zaman diliminde inanmamıştım insanlar bir tercih yapar ve yaptıkları tercihin sonucunda ya ödüllendirilirlerdi ya da cezalandırılırlardı. Peki neden ben hep cezalandırılan taraftayım tanrım? Neden aldığım her kararı...