Şimdi seni seviyorum dersem onu affetmiş olurum. Gerçi beni öpmesine izin vererek affetmiş sayılırım ama ben onun öpmesine karşılık vermedimki. Yani kendi öptü ama zorlada sayılmaz.. Ben desem mi demesem mi diye düşünürken Yekta ağzımın içine bakakalmıştı. Bu kadar kolay değil ya bu kadar kolay değil..
-Şimdi biri gelecek bırak.
-Söyle sen kimse gelmez.
Ya nasıl bu kadar umursamaz olabiliyordu? Buse su almaya gitti alt tarafı şimdi içeri girse gelde açıkla durumu.
-O kadar kolay değil hala çok kızgınım sana.
Ayak seslerinin duyulmasıyla Yekta beni üzerinden fırlattı. Öküz seninde cesaretin bu kadar olur. Artık ikinci planda olmaktansa olmamayı tercih ediyorum. Film senaryosu gibi bi dargın bi barışık. Olacaksak olalım yani yeter sıkıldım artık bu durumdan. Benimkide can. Hayatımın mutlu ve huzurlu kısmına geçmek istiyorum. Şuan bakınca pek mümkün gözükmüyor ama Demet Akalınında dediği gibi kadere inanırım olacak olacaaakk!!!
-Aşkım suyun geldi.
Yekta yataktan kalkacak gibi olduki Buse tek eliyle göğsüne dokundu. Öyle bi içerlendimki o dokunuşa yutkundum ağlamamak için. Lan benim sevgilim o sen ona nasıl dokunursun hemde göğsüne hemde benim yanımda?
-Aşkım yat yat kalkma aaaaaa!!! Tutku sende hemen yatmışsın. Bi nefes alsın rahat verde. Kalk bakim oradan.
Sürtüğe bak ya. Sanki odada bin kişi var. Yekta yla baş başa kalmak için yapmıyorsa neyim. Yekta yı düşündüğünden falan değil yani.
-Aşkın nefes darlığı çekmiyor sadece ağrısı var. Hem su ne alaka anlamadım. İlkokul öğrencileri vardır öğretmen çocuğun bağırsaklarının söküldüğünü görse lavaboya götürün arkadaşınızı der okulun suyunda şifa varmış gibi seninkide o hesap galiba.
Bu cümleyi takılmadan kurduğum için kendimi ayağa kalkıp alkışlamak istedim. Buse kaşlarını çatıp bana dik dik bakarak Yekta nın yanına oturdu.
-Ben ona nerede neyin iyi geleceğini iyi bilirim.
-Çok belli bildiğin. Karnım ağrıyor diyor sana gidip su getiriyorsun.
-Buse doktor değil ya sende üstüne gitme. Düşündüğünden getirmiş suyu.
Öküze bak ya geçmiş bana Buse yi savunuyor. Biraz önce dilini ağzıma sokmaya çalışan bendim sanki.
-Ayy ben doktor sanıyordum Buseni!
Ben konuşurken Mesut içeri geldi üstünü değiştirmişti. Dar mavi pantolonun üzerine ütüsü hafif bozulmuş gri gömlek giymişti. Çok yakışıklı olmuştu dememe gerek yok sanırım. Buse ye laf sokabilmek içimi rahatlatmıştı. Ayağa kalkıp Mesut un koluna girdim. Buse ve Yekta ya inat. İkiside moralimi bozmaktan başka bir halta yaramıyor.
-Evde ağrı kesici merhem ne bilim krem varsa getirde ağrıyan yerine sürsün şu yoksa yanlış müdahaleden ölecek diye korkuyorum.
Ezikler gibi gözlerimi süze süze baktım ikisinede.
-Bir gerginlik var sanırım.
Gülümseyerek Mesut un yanaklarını sıktım. Sırf Yekta ya gıcıklık olsun diye iyice vücudumu Mesut a yanaştırdım.
-Gerginlik mi? Çok ayıp ne gerginliği sadece ufak bir anlaşamamazlık. Ablan Yekta ya su getirmişte bende suya ihtiyacı yok onun şuan dedim bu kadar yani.
-Ne ukala biriymişsin sen ya.
Buse ye cevap vermeden Mesut kolumda odadan çıktım. Ukala senin anandır yani. Bana ukala diyene kadar kendine malım de.*******
Akşama kadar evde oturduk ben Yekta Buse Mesut.. Mesut la Yekta arada maç muhabbetlerine girdiler Buse akşama kadar Yekta ya aşkım şimdi iyi misin soruları sorup durdu bende öylece oturup kıskançlığımdan çatır çatır çatladım. Yemin ederim Yekta gelmeden önce daha iyiydim ya en azından kıskanma derdim yoktu. Ne bok yediklerini görmüyordum. Kız durup durup Yekta nın kucağına yatıyor yok saçlarını okşuyor yok yanağını öpüyor Yekta da garibim ben varım diye mi bilmem ama hepsine izin versede hiçbirine karşılık vermiyor. Bence ben varım diye böyle yoksa Yekta yani ne bilim onunla hiç seks yapmadık.. Yapamadık her seferinde bir bokluk çıktı desem daha doğru olur. Kendimi gerdek gecesinde karısının aids olduğunu öğrenen bakir adam gibi hissediyorum. Ay öyle biri varmıdırki ya. Bence kesin vardır. Düşünsenizya 30 yıl bunun hayaliyle yanıp tutuşuyorsunuz birini bulup evleniyorsunuz o kadar heyecanlısınızki o gün düğün falan umurunuzda değil tek umurunuzda olan şey düğün biran önce bitsede milli olsam.. İnternetten gerdek gecesine dair seks hikayeleri falan okuyorsunuz Haydar Dümen e ulaşıp gerdek gecesiyle ilgili taktik alıyorsunuz. Ay Haydar Dümen de ne bilim sanki ellisinden sonra azmışta bu mesleği seçmiş gibi duruyor ya. Adamda sapık gözü var. Soru sormaya kalksam eve gel açıklayayım falan diyecek gibi. Verdiği tek cevapta akışına bırakın.. Ya akışına bırakacak rahatlıkta olsa millet sana mı yazar? Valla bir gün seks doktoruna ihtiyaç duyarsam en genç ve en yakışıklı olanına giderim. En azından eve gel açıklayayım dese gözüm kapalı giderim. Neyse düğün öyle böyle bitiyormuş kadınla adam odalarına geçiyor. Adam kadına ufak ufak dokunmaya başlıyor. İkiside birbirine gerçekten aşıklar köpekler gibi hemde. Tabi kadın düşünüyor söylesem mi söylemesem mi? Söylese bir dert söylemese bir dert. En sonunda bok yoluna adamı öldürmeyeyim diyor. Herşeyi bir bir adamın yüzüne vuruyor. İşte annem yüzünden oldu benim bi suçum yok ayaklarına yatıyor tabi adam salak değil malını biliyor. Kes lan sesini orospu diyor kadını bütün gece şamarlıyor işte mutlu son. Sıkıntıdan neler düşünüyorum.. Düştüğüm duruma bak ya. Futbol yorumu dinlemek dahada geriyordu beni.
-Ayy maç maç içim patladı ya. Ben çok sıkıldım biraz dışarı çıksak.. Mümkünse merkeze doğru.
Buse hemen bok varmış ona demişim gibi cevap verdi.
-Buradaki sessizliği daha nereden bulacaksın canım? Hazır Mesut seni buraya getirmiş o kadar ağlıyormuşsun meçhul nedenlerden ötürü.
-BUSE!!
Mesut Buse ye sesini yükseltti yükseltmesine ama geri zekalı sen ne hakla benim ağlamamı gidip orospu ablana anlatıyorsun. Mesut a kafamı çevirdim ciddiyetimi bozmadan.
-Sana güvenmemem gerektiğini biliyordum geri zekalı.
Kanepenin yastığını Mesut a fırlattım. Zaten sinirlerim tepemdeydi şu kaşarın söylediklerine bak. Buse Yekta nın omzuna başına yaslamış öyle rahat rahat konuşuyordu karşımda.
-Tutku sende saçmalama lütfen.
Buse ağzını yaya yaya Mesut la muhabbetime dahil oldu.
-Görüyor musun Mesutcuğum sen git adamı yerlerde sürünürken bul getir evine rahat ettir o sana nankör gelsin.
Duyduklarım karşısında ağzım beş karış açık kaldım. Bu orospu benimle bu şekilde konuşma hakkını nereden alıyordu. Onu geçtim sen şimdi bana neden bilendin kötü birşeymi dedim yani. Hapise gireceğimi bilmesem mutfaktan bıçak alıp delik deşik edicem her yerini orospunun. Kendimi zor zapt ediyordum. Yekta ağzını açıp birşey diyecek gibi oluyor ben sinirlenirim diye geri yutuyordu.
-Birincisi ben buraya gelmek istemedim kardeşin beni buraya getirdi ikinciside dayanamıcam artık söylüyorum. Ya senin karşında kardeşin var ben varım. Bi şu hareketlerine çeki düzen ver. Hayır utanmasan Yekta yla gözümüzün önünde..
-YAVAŞ!
Yekta nın bu çıkışı yüzünden lafımı bitiremedim ama ne diyeceğimi herkes biliyordu sonuçta. Buse sinirle ayağa kalktı. Saçlarını geriye atıp dış kapıya yürüdü. Adımları o kadar serttiki parke kırılcak sanıyordum yürürken çıkardığı seslerden. Kapıyı açıp parmağıyla dışarıyı işaret etti.
-Çıkabilirsin sıkıldıysan. Hadi çık!
Yavaşça ayağa kalktım. Yerin dibine girmek istiyordum. Yekta gözlerimin içine içine bakıyordu.. Hatta evdeki herkes. Ya hava karardı ben bu saatte nereye gidebilirdim buradan taksi bile geçmez. Hem korkarım dışarısı çok tenha. Gündüz bile çıkarmaya korkarken şuan ne yapardım.. Ama gitmeliydim. Ben bu evin fazlalığıydım hem Yekta nında kimi seçtiği belli.. Öylece orada oturduğuna göre. Bana yavaş demeyi biliyor ama Buse ye şuan bile ağzını açıp tek kelime etmiyor.
-Gidiyorum tamam. İzin verirsen eğer birkaç eşyam var onları alıp öyle çıkayım.
Buse den gözlerimi kaçırarak Mesut un odasına yürümeye başladım. Odaya girdim. Ellerim ayağım titriyordu. Defteri ve kalemi sakladığım yerden alırken (Perdenin arkasında pencere kenarının üstü) Odadan çıkacaktım ki Mesut içeri girip odanın kapısını kapattı.
-Nereye gideceksin? Kafayı mı yedin sen otur oturduğun yerde.
-Çık önümden! Yoksa bugün bu evi başınıza yıkarım yemin ederim yaparım çık bak çok kötüyüm benim bu evden gitmem lazım çıkk!
Mesut u itip çıktım odadan Buse hala kapıda duruyordu.
-Bu saatte nereye gideceksin gerçekten. Mesut götürsün bari beklede.
Kaşara bak sen ya kendi kovdu şimdi ne diyor kapıdan çıktım arkamaı bakmadan gidecektimki içim rahat etmedi.
-Kardeşinde sende benden uzak durun.
Hızlı adımlarla uzaklaştım kapıdan. Evin bahçesinden çıkmak üzereydimki arkamdan gelen arabanın ışığıyla tekrar arkamı döndüm. Bu Yekta ydı. Onun arabasıydı..Arabayı yanımda durdurdu. Sinirli bir halde arabadan indi.
-Bin şuna bize gidiyoruz.
-Gelmiyorum seninle hiçbiryere.
-Adamı hasta etme Tutku bin şuna.
Yekta omzuma dokunmak için hamle yapınca elini sert bir şekilde ittim.
-Şu çocuk çocuk davranışlarından vazgeç belliki sabahki laflarından dolayı sana kızgın. O böyle bir kız. Tanısan anlarsın.
Ayy bende senin sevgilini tanımak için gün sayıyordum zaten. Bu nasıl bir açıklamadır ya.
-Onu değilde seni artık çok güzel tanıyorum. İğrenç pisliğin tekisin sen bencil pislikk.
Yekta kolumu tutana kadar uğraştıda uğraştı. En sonunda fazla naz aşık usandırır diyerekten bindim arabaya tabi oda peşimden bindi.
-Bana yavaş ol demeyi biliyorsun ama Busene pek bi suskunsun bakıyorumda.
Yekta beni dinlemeden arabayı sürmeye başladı. Bende hiç susmadan şikayet ettim durdum.
-Hayır sen birkere buraya niye geldin hadi geldin Buse yi niye getirdin. Aptal kafam hata bende sana bu yüzü ben verdim bennn!!
Yekta sigarasını yakıp camı açtı.
-Ne bu rahat rahat tavırların senin ya. Arabana bindim diyeyse hiç boşuna ümitlenme eve dönünce suratına bakmacağım senin. Sana hayatı zindan edicem zindann!!
- Sakinleşmeni bekliyorum.
-Beni evime götürene kadar sakin olmamı bekleme benden.
-Ben orta yolu bulmaya çalışıyorum.
-Orta yolu göstericem ben sana.
-Hem o defter neyin nesi?
-Özelim olamaz mı benim?
Yekta arabayı ormanlığın ortasında durdurdu. Kendi oturduğu koltuğu geri yaslayıp yatar pozisyonu aldı arabada.
-Baş başayız farkında mısın?
Elimin içini gösterecek şekilde uzattım yüzüne.
-Avucunu yalarsın!
Uzattığım elimi kavrayıp beni üstüne çekti. Göz göze gelmiştik ve öfkem gram dinmemişti.
-Dudaklarını tercih ederim.
-Ben iniyorum arabandan bu saçmalığa bi son verme vakti geldi.
Yektadan kendimi sıyırıp arabadan çıktım ormanda sadece ağaçlar ve garip garip hayvan çınlamaları vardı. Bende ne bekliyorsam ormandan başka düşündüğüm şeye bak. Ayy çok korkunç bi atmosfer ya. Siniri falan bıraktım etrafı kolaçan ediyorum ayı kurt bişey var mı diye. Birde böyle ormanda açıkta kalınca aklıma korku kapanındaki adamlar geliyor. Yekta da inmiyor arabadan önümü zaten zor görüyorum.
-Ya Yekta ne kadar öküzsün.
Arabaya geri bindim tripli tripli.
-Korkuyor musun sen ormandan?
-Yoo ne korkacağım. Alt tarafı ağaç işte.
Yekta koltuğunu hala düzeltmemiş yatıyordu.
-Hadi hadi alt tarafı ağaçmış bildiğin korkuyorsun sen.
Dik duruşumu bozmadan cevap verdim.
-Korkmuyorum.
-Korkuyorsun ben anlarım seni.
Şimdi düşüp bayılacağım yani konumuz sanki benim korkmam.
-Aman iyi be korkuyorum rahatladınmı?
-Gel şöyle omzuma yat o zaman.
Yekta bunu derken eliyle omzuna dokunuyordu. Bende hiç yok demeden yattım bu sefer artık yani halim kalmadı yok demeye. Kalp atışlarını duyacak şekilde göğsünün oraya yattım. Gerçi arabada olduğumuzdan hiç rahat değildim ama yinede kendimi romantik bir moda sokmaya çalışıyordum. Baktım Yekta nın eli ayrı biryerleri ayrı oynuyor anladım niyetini. Valla bir aydır bu fırsatı bekliyorum ama hiç kusura bakmasın bu seferde değil. Korkuyorum lan ben burada seks düşünecek halim mi var zaten korkudan sonra sinir duygum geliyor sonra mutsuzluk sonra sıkılma sonra Yekta nın ağzına sıçma isteği en son erotizm. Hiç kusura bakma Yekta bey ama ilk seferi böyle hayal etmemiştim. Öyle tek taraflı olmuyor bu işler.
-Boşuna çabalıyorsun şuan hadi sür.
Yekta sıkıldığını belli edecek şekilde oflayarak düzeltti koltuğunu.
-Farkında mısın bilmiyorum ama biz seninle.. Anla işte hiçbirşey yaşamadık.
-Gözün benden başkasını göremez hale gelene kadarda yaşamayacağız. Yok bekleyemem diyorsanda bitirebilirsin tekrar alıştım artık.
Arabayı çalıştırırken yüzü düşmüş kaşlarını çatmıştı.
-Benim ağzımdan bitirelim diye bir kelime çıktı mı şuan. Bi kere dedim ondada pişman oldum duramadım sensiz.
-Ya yeter Allah Allah yatmak zorunda mıyım seninle? Neyin tribindesin hâlâ .
-Tamam demiyorum hiçbirşey sen ne zaman istersen o zaman olsun bakalım seni bu konuda zorlamayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hetero Sevgilim
RomanceKader kelimesine hayatımın hiçbir zaman diliminde inanmamıştım insanlar bir tercih yapar ve yaptıkları tercihin sonucunda ya ödüllendirilirlerdi ya da cezalandırılırlardı. Peki neden ben hep cezalandırılan taraftayım tanrım? Neden aldığım her kararı...