Buse yanımızda kalmaya devam etti ve kaldığı müddetçe Yekta nın bi koluna dokunuyor bi yanaklarını sıkıyor bi karnına vuruyor. Ben cinnet geçirmek üzereyim. Birşey değil Yekta nında suçu yok bu manzarayı izlememin tek sebebi benim. Hıncımı ondanda çıkartamıyorum Buse den zaten çıkartamıyorum geriye bitek kendim kalıyorum. Eee işler böyle olunca mutlu olacağım varsada olamıyorum. Buse salak kardeşi Mesut yüzünden gay olduğumu biliyordu. Gerçi salak kardeşide öküz Yekta sayesinde öğrenmişti. Buse evde olduğu sürece sürekli saçma saçma sorular sorup durdu. Kendi gibi muhabbetide bi boka yaramıyor. Oysa ben öyle miyim? Hem muhabbetim güzel hem kendim hem huyum hemde suyum. Acaba bu yılışığı evine göndermeye nasıl ikna ederdim? Belki kendi kalkar birazdan diye düşünmek yerine bunu kendim sormaya karar verdim.
-Buse sen şimdi kızsınya hani ailen birşey demezmi evde olmamana bak saatte ilerliyor.
Buse bacak bacak üstüne oturmuş kafasını Yekta nın omzuna koydu.
-Yok ya bizimkilere söyledim burada olduğumu gece bizim anlaşılan.
Yekta ya bakıp gülmeye başladı şimdi bayılacağım gerçekten bu ne ya. Benimde senin gibi mal bi evladım olsa değil eve geç kaldı diye meraklanmak üç gün eve gelmesen arayıp nerdesin diye sormazdım.
-Eve gitmemen için özel bi sebebin vardır umarım?
Bende sinirden ne dediğimimi biliyorum bu salak beni ciddiye alıp her sorduğumu cevaplıyor.
-Nağğppim yaaa aşkıma doyamıyorum.
Buse lafını bitirince Yekta nın dudağına öpmek için bi hamle yaptı neyseki Yekta hemen kafasını çevirince öpücük dudağına değil yanağına geldi. Yekta gerçekten krizi çok iyi yönetiyordu ama o kızın dudaklarının Yekta ya değmesi beni çıldırtmaya yetti. Lan yalama kimsinde kimin sevgilisini öpüyorsun? Bi kendine gel yeter!
-Buse yavrum sen hep böyle misin?
Buse ne demek istediğimi anlamadı gülerek bana baktı.
-Nasılmışım canım anlat?
-Çok yal..
Yekta ben yalaksın diyemeden söze girdi.
-Iıııııı.. Tutku sen uyusana benim odama geçip.
Buse nin yüzünde şükürki ciddi bir ifade belirdi.
-Burada mı uyuyor?
-Tutku nun burada bi arkadaşı var hastanede..
Salak kız Yekta daha bitirmeden panikledi.
-Ayyy tüh tüh!nesi var arkadaşının?
-Hayır.. Arkadaşının birşeyi yok annesi bi kaza geçirmiş yoğun bakımdaymış. Tutku bütün gün hastanedeydi arkadaşının yanında hiç uyumadı.
Bunu sabrımın taştığını gördüğü için yaptığını biliyordum. Yoksa bu kıza girişecektim. Bu kız az daha karşımda durursa onu lime lime edecektim. Değil Yekta bütün apartman gelse elimden alamazdı bu malı.
-Ah canım benim ya. Bende diyorum bu çocuğun suratı niye kireç gibi. Meğersem arkadaşına canı sıkılmış. Canım yanlış anlama ama Pelin de neden kalmıyorsun?
hay canını... Küfür edicem edemiyorum Erdem aklıma geldi birde bi saattir bu kız gözümün önünde Yekta yla oynaşıyor acı çekiyorum orospu acı acııı!!! Herşey üst üste gelmişti. Ağlamamak için diretiyordum gözlerimde yaşlar birikmişti. Yekta benim yerime cevap vermeye başladı.
-Tutku Pelin in yanında pek iyi değil.Erkeğin dilinden erkek anlar bilirsin. O yüzden bir süre burada benimle kalacak.
Gözlerimin ağlamama çabam karşısında kan çanağına dönmüştüğüne emindim. Kendimi biliyorum ağlamak isteyip kendimi tutunca gözlerim hemen kızarır. Buse üzüldüğümü anlayacakki yanıma gelip elini omzuma götürdü.
-Canım benim üzülme yarın ola hayrola. Nerede iyiysen orada kal. Ben merak ettiğim için sordum sadece. Yoksa rahatsız olduğumdan falan değil.
Geri zekalı ya çok teşekkür ederim bende ölüyordum zaten Buse benim burada kalmama izin versin diye. Nerede iyi hissediyorsam orada kalacakmışım bak sen. Bir kere benim iyi hissettiğim ortamda sana yer yok defol git artık.
-Eee.. Sizin konuşacaklarınız vardır madem öyle ben gitsem iyi olur.
Buse bu lafı dedikten sonra içimden tekrar tekrar "siktir git" dedim. Yanaklarımdan öpmek için yaklaştı anlamıştım hazır dibimdeyken şöyle saçlarından tutup yerleri öptürmemek için zor tuttum kendimi. Sekiz kilo ruj sürdüğü dudaklarını ölümüne yanaklarımda hissettim.Aslında bakarsanız Buse her erkeğin hayalindeki kadındı bende bunu bildiğim için kıza dahada köpürüyordum.Hemde gel gelelim herşey dış görünüş değil bu düşünme özürlüden daha iyi bir insan olduğuma şüphem yoktu.Beni öptükten sonra konuşmadan kapıya yöneldi. Yekta da kapıda ona iyi geceler kendine dikkat et gibisinden kelimeler edip yol etti. Buse gider gitmez ayağa kalktım sinir gözyaşlarımı artık rahatlıkla akıtabilirdim. Bi yandanda yuttuklarımı dökmeye başladım. Yekta kapıda kollarını birleştirmiş bana bakıyordu. Yüzünde ciddi bir ifade vardı.
-Kendine iyi bakması senin için gerçekten önemli mi? Hayır bir kere o kız ne yılışık birşey öyle ya yanımda bir sarılır bir öper bir başka birşey yapar. Sen bu kızın neresini seviyorsun cidden merak ediyorum anlatsana bana anlat!! Anlat Yekta!!
Yekta sırtını kapıya yaslamış hiçbirşey demeden hala bana bakıyordu bağırıyordum ağlıyordum hakaretler ediyordum o ise hiçbirşey yapmadan öylece bana bakıyordu.
-Birşey diyemezsin tabi çünkü savunulacak yanın yok çünkü sen acınacak durumdasın sen benim gözümün önünde o kızın seni öpmesine nasıl izin verirsin? Konuşsana oğlum!?
Kime konuşuyordum diye düşünmeye başladım Yekta dan hala tepki yoktu öylece beni izliyordu.
-Boş boş bakarsın tabi. O yılışığın ağzının içine girecektin? Ona güzel bakıyordun güzel tepkiler veriyordun bana karşı niye böylesin lan niye böyle ANLAT!!!
Aslında bakarsanız Yekta anlattıklarımın hiçbirini yapmadı şuan ona ölümüne iftira atıyordum. Oda karşımda öküzün trene bakması gibi bana bakıyordu. O öyle durdukça dahada ileri gidiyordum Buse den alamadığım siniri ondan alıyordum. Ona neden öküz dediğimi bir kez daha anladım. Lakabını hakkıyla taşıyordu. Yekta ya dakikalarca ağlayarak hakaret ettim masaya elimle vurdum koltuğa tekme attım baktım ondan tepki yok en sonunda sinirlerim boşaldı günün bütün yorgunluğu ve duygu yoğunluğuyla bende kapıya yöneldim. Yekta yı elimle itsemde çıkmadı kapının önünden.
-Çık şuradan gitmek istiyorum.
..........."Sessizlik" ..........
-Çıksana ya çıksana şu kapının önünden.
Elimi Yekta nın belinin arkasına uzattım o kapının önündeyken açacaktım kapıyı. İlk defa onda bi hareketlenme oldu eliyle belimden kavrayıp beni göğsüne yasladı. Yapıştırdı desem daha doğru olur zira hiç nazik değildi.
-Belimi...
Yutkundum bi dokunuşuyla öfkem dinmişti. Pişmanlık gelmişti bunun yerine. Utanma duygusu gelmişti.
-Bırakır mısın?
Yüzüne bakmamaya çalışıyor çıkmak istiyordum evden. Haksız olduğumu bildiğim halde gurur yapıyordum. Yekta elimi kapının koluna uzatmaya çalışırken kavrayıp dudaklarına götürdü. Avcumu açıp tam ortasına iştahlı bir öpücük bıraktı.
-Tutku..
Sonunda birşey demeyide başarmıştı. Utançtan kızarmış yanaklarıma, uykudan şişmiş göz altlarıma ve ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerime rağmen kafamı kaldırdım ve gözlerimi gözleriyle buluşturdum annesine küsmüş çocuk gibi baktım ona. Ne diyeceğini merak ediyordum. Belimi dahada sıkı tutup kendine çekti . Gözlerim hala doluydu ve nefesini yüzümde hissediyordum. Onun yüzünde ne sinir nede beni suçlayacak bir ifade vardı. Sadece aşkı gördüm gözlerinde.. Lafını tamamlaması için dudaklarına baktım.
-Beni hep böyle sev..hep böyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hetero Sevgilim
RomanceKader kelimesine hayatımın hiçbir zaman diliminde inanmamıştım insanlar bir tercih yapar ve yaptıkları tercihin sonucunda ya ödüllendirilirlerdi ya da cezalandırılırlardı. Peki neden ben hep cezalandırılan taraftayım tanrım? Neden aldığım her kararı...