Bölüm 26
VedaŞok olmuş bir şekilde yerde yatan Mert'e bakıyordum. Bu saatte burda ne arıyordu ki?
Uyanması için bir kaç kere tokat attım ama kendine gelmedi. Telaş yapıp salonun içinde bir sağa bir sola giderken aklıma birilerini aramak geldi. Telefonumu odada bıraktığım için koşarak odaya çıkıp telefonumu alıp aşağıya indim.
Aklıma ilk Orkunu aramak geldi ama sonra vazgeçtim. Denizi de arayamayacağıma göre Keremi aramaya karar verdim. Rehberden Keremi bulduktan sonra araya bastım. Telefon kulağımda bir süre bekledim ama açan olmadı. Kimi arayacağımı düşünürken aklıma son çare Taha geldi. Rehberde Tahaya bulduktan sonra aradım. İkinci çalmada açtı. Uykulu bir sesle konuşuyordu.
" Efendim Peri? "
" Taha kimseye ulaşamadım en son aklıma sen geldin. Orkunun evine acil gelir misin? Çok önemli lütfen. " dedikten sonra telefondan sesler gelmeye başladı. Bir süre sonra kapı sesi geldi. Ardından Tahanın sesi
" Ne oldu? Neyin var? İyi misin? "
" Soru sorma lütfen sadece gel. "
" Tamam çıktım geliyorum. "
Telefonu kapattıktan sonra Mertin yanına geri döndüm. Merti uyandırmaya çalışırken sonunda uyandı gözlerini açıp yavaş yavaş etrafa bakmaya başladı. O sırada kapı çaldı. Merti koltuğa oturtup kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açar açmaz Taha kendine çekip sarıldı.
" Çok şükür iyisin. Öldüm meraktan. Ne oldu anlat şimdi. " diyerek içeriye doğru yürümeye başladı. Koltukta oturan Merti görünce yüzü şekilden şekile girdi. Mert biz içeri girdikten sonra bana doğru dönüp konuşmaya başladı.
" Zalımın kızı elin ne kadar da ağırmış. Pekmezimi akıttın. "
" Eve hırsız gibi girmeseydin sende. "
" Ne yapayım kızım Orkun seni kontrole yolladı. Bende rahatsız olma diye anahtarla girdim. Yalnız birşey soracağım. "
" Sor. "
" Tahanın burda ne işi var? " dedikten sonra gülmeye başladı. Kafasına vurduktan sonra inledi bu haline güldükten sonra konuşmaya başladım.
" Yerde 2.80 yatıyordun. Korktum Tahayı çağırdım hastaneye götürelim seni diye ama mario gibisin maşallah can bitmiyor. "
Taha atışmalarımıza gülerken Mert ve bende gülmeye başlamıştık.
" Ee o zaman kafamı yardın madem uyumak yok sana film izleyecez. Taha otur kardeşim. "
Herkes koltuklara yayılırken Merti zorla kaldırtıp film seçmesi için tv ünitesinin yanına yollamıştım. Mert film taktıktan sonra solumda kalan tekli koltuğa oturdu. Ben ve Taha ise ayrı ayrı olan üçlü koltuklara yayılmıştık. Merte bakıp konuşmaya başladım.
"Mert kafanı sarmamı istemediğine emin misin? "
" Gayette eminim. Bundan 4 sene önce yine böyle bişey olmuştu. Zorla kafanı saracam demiştin. Bende tamam demiştim. Beni mumyaya döndürdün vicdansız. Bir daha olmaz o hata. "
Ben Mertin o halini hatırlayıp yüzümü ekşitirken Taha yüzümün haline gülmeye başladı. Bende gülmelerine gülerken en son Mert bize kızınca sustuk.
Filmi izlerken gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. En son hatırladığım şey üstüme örtülen bir örtüydü..
******
Sabah uyandığımda odamdaydım. Beni odama kim getirdi acaba diye düşünürken aşağıdan sesler gelmeye başladı. Bizimkiler mutfakta li tabakları kırarak bişeyler yapıyorlardı galiba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYRUKLU YILDIZ
Teen Fiction"Kuyruklu yıldızlar vardır; yetmiş yılda bir yaklaşır dünyaya... İnsan ömrü boyunca ya bir defa görür ya hiç... Ben o kuyruklu yıldızı gören şanslı insanlardanım. Benim kuyruklu yıldızım sensin. İnsanların hep görmek için uğraştığı yetmiş yı...