KUYRUKLU YILDIZ

Bölüm 11

Bölüm 11
Konser

Doktora bağırmamın ardından doktor suratıma baktı. Ağlayarak
" Son bir kez daha" dedim doktora doğru. Artık acıdı mı? Yoksa haklı olduğumu mu düşündü bilmiyorum ama kafasıyla beni onaylayıp kalp masajını tekrar yapmaya başladı.

Bir süre sonra makineden sesler gelmeye başladı. Sesleri duyunca bakışlarımı Peri'nin yüzünden alıp makinelere çevirdim. Kalp atışını gösteren makine az önce düz çizgiyken şimdi ritmik bir şekilde ilerliyordu. Bakışlarımı tekrar Peri'ye indirdim ve elini tuttum. Gülüyordum. Beni bırakmamıştı.

"Beyefendi siz dışarı çıkın biz kontrolleri yapıp size bilgi vereceğiz." diyen doktora baktım. Kafamla onu onayladıktan sonra Peri'nin eline öpücük bırakıp odadan çıktım.

Egemen dikkatle bana bakınca "Yaşıyor." dedim. Derin bir oh çekip tekrar camın önüne döndü.

Duvarın kenarında ki koltuklara otururken bakışlarımı kapıya diktim. Doktorun çıkmasını bekliyordum.

Doktor çıkınca hızla ayaklanıp doktorun yanına gittim.

"Sizin sayenizde hayatta Peri hanım. Bana kalsa vazgeçmiştim. Durumu şuan gayet iyi tehlikeyi anlattı. Büyük ihtimal yarın bu saatlerde uyanmış olur. Geçmiş olsun." dedi ve yanımızdan ayrıldı.

Gitmemişti ve iyiydi. Hatta yarın uyanacaktı. Başka istediğim birşey yoktu.

Peri'den

Uyuyup uyumadığımdan emin değildim ama etrafım çok güzeldi. Her yer yeşillikti ilerde salıncak gördüm oraya doğru koşmaya başladım. Salıncağın yanına gelince oturdum ve sallanmaya başladım. Bir süre sonra biri beni sallamaya başladı. Kafamı arkama çevirince Taha'yı gördüm gülümsüyordu özlemişim. Biraz daha beni salladıktan sonra salıncağı durdurdu ve bana baktı elini yanağıma yaklaştırdı yanağımı okşadı. Hemen ardından alnımdan öptü.

Bir süre sonra benden uzaklaşmaya başladı arkasından ne kadar seslensem de bana bakmadı. En son tüm sesimle seslendiğimde dönüp baktı ve konuşmaya başladı.

" Uyan güzelim şimdi uyanmazsan bir daha uyanamayacaksın beni bırakma hadi güzelim. " dedikten sonra bana doğru uzattı elini...

Elini ne kadar tutmaya çalışsam da çok uzağımda olduğu için yetişemiyordum. Kendimi zorladığımda elini tutmayı başardım.

Yavaş yavaş gözlerimi açtım ve etrafa baktım. Hastanedeydim odada ki pencereden dışarı baktığımda güneşin daha yeni doğduğunu gördüm kafamı sağ tarafa çevirdiğimde koltukta uyuyan Egemen'i gördüm.

" Egemen? " biraz yüksek seste seslendiğim için yerinden sıçrayarak uyandı. Bu haline gülerken oda benimle beraber gülmeye başladı.

" Uyanır uyanmaz uğraşılır mı kızım ya? "

" Ata sporum bu benim. Şeyy ya Egemen sana bişey soracağım. "

" Taha'yı soracaksın değil mi? Dışarda bekliyor o beni görünce sinirlenmesin dedi ve bizi sevgili sanıyor. Niye yalan söyleyeceğiz ki doğruyu söyleyelim. "

" Tamam çağır onu ben konuşacağım onunla. "

" Tamam. " dedikten sonra odadan çıktı. Yaklaşık 5 dakika sonra odaya Taha girdi. Ağzı kulaklarında deyimine uyan bir şekilde gülüyordu. Vicdansız bu çocuk ya çok tatlı gülüyor.

" Geç otur Taha. " tamam anlamında kafasını salladıktan sonra koltuğa oturdu ve kafasını bana çevirdi tam gözlerimin içine bakmaya başladı. Tam ağzımı açmıştım konuşmak için ama o benden önce davranıp konuşmaya başladı.