Bölüm 51
Herşeyimi kaybettim
İnsanı büyüten acılar vardır birde
yıkan acılar vardır. Ben bu zamana kadar beni büyütecek çok acı gördüm. Bu acılar sonucunda da büyüdüm. Ama hiç bu kadar ağır bir şekilde yıkacak acı yaşamamıştım. Bu acıyı nasıl anlatsam bilmiyorum.Sevdiğim adamın başka bir kadından bebeği olacağına mı içim yansa yoksa aynı zamanda benimde hamile olduğumu öğrenip bu haberi onunla paylaşamamamı?
Çok büyük boşluktayım. Ne yapsam ne desem bilmiyorum. Taha'nın yüzüne hayal kırıklığıyla bakıyordum sadece..
Bana bir adım attığı anda elimi havaya kaldırıp onu durdurdum. Burdan uzaklaşmam lazımdı bu yüzden koşarak hastanenin çıkış kapısını aramaya başladım. Doktorlar, hemşireler, hastalar hatta hasta yakınları bile bana bakıyordu. Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Ama yıkılmamam lazımdı en azından burdan gidene kadar.
Sonunda hastane kapısından çıkıp kapının önünde ki taksilerden birine bindim. Taha'nın adımı bağırmasını duysam da aldırış etmeden şoföre sürmesini söyledim. Gitmezsem herşeyi daha kötü olacağını biliyordum.
Taksi deniz kenarından giderken ani bir kararla inmek istedim. Parayı ödeyip taksiden indikten sonra denize bakan bankalardan birine oturdum. Bir süre denizi izledim. Ne yapmam gerektiğini düşündüm ama bir çıkış yolu bulamadım. Elimi karnıma koyduktan sonra "Seni öğrendiğim gün mutlu olmayı çok isterdim. Ama çok yanlış zamanda geldin." dedim ve o zamana kadar zorla tuttuğumuz göz yaşlarımı serbest bıraktım.
Uzunca bir süre ağladıktan sonra sakinleşip ayağa kalktım. Yanımda telefon olmamasına o kadar çok sevinmiştim ki arayan yoktu sadece ben ve bebeğim vardık. Bir süre daha denize baktıktan sonra kafamı karnıma doğru eğip "Sence baban böyle bişey yapmış mıdır?" dedim. Kafayı yemek üzere miydim onu da bilmiyordum. Bildiğim tek şey bubu yaptıysa onu asla affetmeyeceğimdi.
"Şimdilik bu sırrı sadece sen ve ben bileceğiz miniğim. Baban kendini ispatlarsa ona bu güzel haberi veririz. Eğer söylenenler doğruysa bu yolda sadece ikimiz olacaz." dedim ve elim karnımda yürümeye başladım.
Uzun yürüyüşler sonucunda evimize gelmiştim. Kapının ziline basıp bir süre bekledim. Kapı açıldığında kaşları çatılı bir şekilde olan Orkun'u gördüm. Benim olduğumu görür görmez kaşları gevşemiş ve kendine çekip sıkıca sarılmıştı. Sarılmamız bittikten sonra beni içeriye çekip kapıyı kapattı. İçeriye girdiğimde herkesin endişeli oldğınu fark ettim. Beni ilk fark eden Mert olmuştu.
"Nerdesin kızım sen ya?!" dedi ve ayağa kalkıp yanıma geldi. Bir şeyim var mı diye kontrol ederken herkesin beni fark ettiğini gördüm. Yanıma gelirlerken Taha'nın uzaktan baktığını gördüm. Yanıma gelmemesi gerektiğini oda biliyordu. Ama eve sağlam geldiğim için gelen rahatlama hissini gözlerinde görmüştüm. Fazla ilgiden bunalıp kaçmak için "Ben baya yorgunum uyumaya gidiyorum." dedim ve odamıza doğru yöneldim. Odaya geldikten sonra pijamalarımı giyip yatağa girdim. Gözlerimi her kapattığımda gördüğüm sahne geliyordu gözlerimin önüne sinirlenip yatağa bir kaç yumruk atıp sol tarafıma döndüm. Kapının açılma sesini duyunca hızla gözlerimi kapattım. Yatakta çökme hissettiğimde bunun Taha olduğunu anlamıştım. Elini saçıma getirip saçımı okşadı bir süre ardından konuşmaya başladı.
"Biliyorum çok üzülüyorsun ama ben eminim böyle bişey yapmadığıma inan bilmiyorum Damla nasıl hamile kaldı. Emin olduğum tek şey o bebeğin benden olmadığı. " nefesini dışarı üfledikten sonra alnıma minik bir öpücük bıraktı ve konuşmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYRUKLU YILDIZ
Teen Fiction"Kuyruklu yıldızlar vardır; yetmiş yılda bir yaklaşır dünyaya... İnsan ömrü boyunca ya bir defa görür ya hiç... Ben o kuyruklu yıldızı gören şanslı insanlardanım. Benim kuyruklu yıldızım sensin. İnsanların hep görmek için uğraştığı yetmiş yı...