Bölüm 46
Kıyamadım
Taha'dan
Salona geçip koltuklara oturduktan sonra heyecanlı bir şekilde etrafa baktım ama Peri yoktu. Tabi yanımdan geç ayrıldı hazırlanmadı heralde diye düşünürken merdivenlerden topuklu sesi geldi. Herkesin bakışları o yöne dönerken benim de bakışlarım döndü. En önde Peri arkasında da kızlar aşağıya iniyordu. Peri çok güzel olmuştu. Hayran bir şekilde Periye bakarken bakışlarımı Perinin babasının öksürmesiyle Periden alıp babasına çevirdim. Peri ve kızlar kısa bir hoşgeldin dedikten sonra kahvemizi nasıl içeceğimizi sorup kahve yapmak için mutfağa geçmişlerdi. Şuan babam ve Mehmet amca koyu bir sohbete girdiklerinde içimden söylenip etrafa baktım. Bora bana bakıp gülerken gözlerimi devirdim. Herkes şaşkındı tabi benden böyle bir şey beklemezlerdi. Sonunda Peri elinde tepsiyle salona girdi ve kahveleri dağıtmaya başladı. En sona benim kahvem kalınca yavru köpek gibi Periye baktım. Pis pis güldükten sonra sesli bir şekilde "Taha kahveyi içmeyecek misin yoksa çok ayıp. Değil mi leyla teyze?" dedi ve anneme baktı. Annem bana ölümcül bakışlar atarken mecbur kahveyi elime aldım. Allah bilir Peri içine neler koymuştu. Eşim titrerken solumdan helen kıkırdama sesiyle sol tarafıma döndüm. Deniz kıkırdıyordu. Kötü bir bakış atınca anında sussada Perinin gülümsemesi bir türlü durmuyordu. Zalım kız ne koydu kim bilir içine?
Bütün kızlar bana bakarken resmen kahveyi içmem için üzerimde büyük bir baskı olduğunu hissettim. Mecbur içecektim. Omuzlarımı silip fincanı dudağıma getirdim. Minik bir yudum aldım ve ağzıma iğrenç bir tat gelmesini bekledim. Ama kahve gayet normaldi. İkinci yudumu aldım. Kahve hala normaldi. Kızlar kötü bir şekilde Periye bakarken konuşan Melis oldu.
"Kıyamadın dimi kız? " dedi kaşları çatık bir şekilde.
Peri bana bakıp kaşlarını havaya kaldırdı." Yok kıyamadım. " dedi. Gelde sevme şu kızı. Ailesi olmasa kalkar gider öperdim. Ama ailesi burda bu yüzden sadece gülümsedim. İçin rahat bir şekilde kahvemi içtikten sonra babama artık konuya girmesi için kısa bir bakış attım. Yalandan bir kaç kere öksürdükten sonra konuşmaya başladı.
"Şimdi Mehmet Bey gençler anlaşmışlar birbirlerini sevmişler. Bizde buraya bu hayırlı işin devamını getirmek için geldik. " dedi ve bana bakıp elini dizime koydu. Bir kaç kere dizime yavaş şekilde vurduktan sonra tekrar Mehmet amcaya döndü.
"Yani Allahın emri peygamberin kavliyle kızınız Periyi oğlum Tahaya istiyorum." dedi ve gülerek bana baktı.
"Dediğiniz gibi çocuklar anlaşmış Sedat bey bize pek laf düşmez. Bu yüzden verdim gitti. " dedi Mehmet amca ve benim ayağa hızla kalkmama sebep oldu." İşte bu be. " dedim herkes gülerek bana bakarken. Perinin kahkaha sesi gelince bende kahkaha atmaya başladım.
Yanıma gelen Boraya baktığımda eline eki kutuyu ban uzatıyordu. Bunlar yüzükler olmalıydı heyecandan unuturum diye ona vermiştim. Kutuyu elime alıp Mehmet amcaya uzattım. Anlamış gibi kafasını salladı.
Yüzükler takılırken Perinin heyecandan titrediğini gördüm. Kimsenin görmediği bir zamanda nazik bir şekilde elini tutup destek vermek ister gibi tuttum. Gülümseyerek bana baktığında titremesi geçmişti. Yüzükler parmağımıza takıldığında Mertin sesiyle herkes ona döndü.
"Bu anı ölümsüzleştirmek lazım. Ellerinizi havaya kaldırın. " dedi ikiletmeden ikimizde yapınca Mert gülerek resmimizi çekti. Mehmet amca gelip kurdeleyi kestikten sonra Mert telefonu hava da savaşın tekrar resim çekileceğini belli eder şekilde.
Peri yüzü olan elini omuz hizasına getirip kameraya gülümsedi. Ben ona hayran hayran bakarken kameranın ses duyuldu. Peri tekrar aynı pozu verince bende onunla aynı pozu verip kameraya gülümsedim. Mert bu fotoğrafı da çekince herkes yerlerine oturdu. Perinin annesinin yaptığı şeyleri yerken çaktırmadan Periye bakıyordum. Kendi aramızda kutlama yapmak istiyorduk ama benim izin almam konusunda ısrar edip duruyordu. En sonunda dayanamayıp gözlerimi devirip onu onayladım.
"Mehmet amca biz diyoruz ki arkadaşlarla beraber dışarı çıkıp küçük bir kutlama yapsak olur mu? " dedim ve Mehmet amcaya bakmaya devam ettim. Mehmet amca kafasıyla beni onaylandıktan sonra "Kızım sana emanet ona göre." dedi ve güldü.
"Aşk olsun Mehmet amca biz neyiz burada? " diyen Merte döndü bakışlar. Peri gözlerini devirirken Mehmet amca eliyle Mertin sırtına hafif bir şekilde vurdu.
Evden çıktığımız da ortak karar verip arabalara binip yola çıktık. Gittiğimiz yer Mertlerin çiftliğiydi. Uzun zamandır kimse oraya gitmiyordu ama Mertin bugün için orayı hatırlattığını biliyordum. Kısa bir yolculuk sonunda çiftliğe gelmiştik. Herkes arabalardan inerken dikkatimi Periye verdim. Etrafa bakıyordu. Beğenmişti.
Elini gözünün önüne gelen saça uzattığında parmağında ki yüzüklere baktım. Gülümserken kendi parmağımda ki yüzüğe baktım. Hayatım olunca böyle bişey yapacağımı hiç düşünmemiştim. Ama bu kız beni değiştirmişti. Hiç itiraz etmeden evleneceğim tek kadın oydu zaten.
Yavaş adımlarla eve girdiğimizde herkes koltuklara yayılmıştı.
"Hadi oturmaya mı geldiniz? " diyen Mertin sesini duyduktan sonra müzik sesi duyulmaya başladı. Gözlerim Periye kaydı. Bu şarkıyı çok seviyordu. Gülümserken sözlerin başlamasını bekledi ve sözleri söylemeye başladı.
(Şarkı Toygar Işıklı-Bırak Sende Kaybolayım)
Aşk serseri bir kuş
Bazen istesen de tutamazsın
Aç kanatlarını
Bırak korkularım orda kalsın
Biz seninle sonsuz olalımDeyio içten bir şekilde gülümsedi bana doğru. Şarkının sözleri devam ederken birbirimize bakıp şarkıyı söylemeye başladık.
Her sabah yanında uyansam
Gözlerinde yakamoz olsam
Ömrümü ömrüne doladım
Bırak sende kaybolayımHer sabah yanında uyansam
Gözlerinde yakamoz olsam
Ömrümü ömrüne doladım
Bırak sende kaybolayımAraya müzik girdiğinde gülerek ayağa kalktım ve elimi Periye doğru uzattım. Kahkaha attıktan sonra elimi tuttu ve ayağa kalktı. Hareketli bir şekilde dans ederken arada bir etrafında döndürüyordum. Hareketli bir şekilde dans etmeye devam ederken şarkının sözleri geldiğinde bu sefer ben söylemeye başlamıştım.
Aşk serseri bir kuş
Bazen istesen de tutamazsın
Aç kanatlarını
Bırak korkularım orda kalsın
Biz seninle sonsuz olalımPeri gülümseyerek bana bakarken nakarata geldiğimiz de oda bana eşlik etmeye başladı.
Her sabah yanında uyansam
Gözlerinde yakamoz olsam
Ömrümü ömrüne doladım
Bırak sende kaybolayımHer sabah yanında uyansam
Gözlerinde yakamoz olsam
Ömrümü ömrüne doladım
Bırak sende kaybolayımAraya müzik girdiğinde ikimizde gülerek dans etmeye devam ettik. Perinin güldüğünü gördükçe çok mutlu oluyordum. Hala evleneceğimize inanmadığım için çaktırmadan yüzüğüme baktım. Gerçekten oradaydı. Kafamda ki düşünceleri dağıtmak için müziği dinledim. Sözleri söylememiz gereken yer yine gelince beraber söylemeye başladık.
Her sabah yanında uyansam
Gözlerinde yakamoz olsam
Ömrümü ömrüne doladım
Bırak sende kaybolayımBu masal da mutluluk var İnanırsan var olurlar
Tutun bana nolur korkmaBu masal da mutlu son var
Sende benim yarınım var
İnan bana nolur korkmaŞarkı bittiğinde salonda alkış sesi duyuldu. Perinin yüzüne uzun uzun bakarken gülümsedi ve boynumda olan kollarını sıkılaştırıp sarıldı.
Sevdiğim kadın yanımda ve onunla evleneceğim başka ne isteyebilirim ki?
Başka bir şarkı kulaklarımızı doldururken herkes ayağa kalkıp gülerek dans etmeye başladı. Böyle bir ailem olduğu için çok şanslıyım diye düşünürken Perinin kollarını boynuma sararak dikkatimi ona çevirmesi kafamda ki düşünceleri dağıtıp bütün ilgili ona vermemi sağladı.
Güzel yıllar bizi bekliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYRUKLU YILDIZ
Подростковая литература"Kuyruklu yıldızlar vardır; yetmiş yılda bir yaklaşır dünyaya... İnsan ömrü boyunca ya bir defa görür ya hiç... Ben o kuyruklu yıldızı gören şanslı insanlardanım. Benim kuyruklu yıldızım sensin. İnsanların hep görmek için uğraştığı yetmiş yı...