Bölüm 43
Kıskançlık
İnatla Tahaya suni teneffüs yapmaya devam ediyordum. Nefes alacaktı, almak zorundaydı. Çabalarım karşısında Tahanın tepki vermemesi herkesi ağlatmaya başlamıştı en çok Deniz perişan olmuştu.
"Hayır Taha bizi bırakmak yok! " diye mırıldandıktan sonra çenesinden tutup boynunu biraz daha havaya kaldırdım ve hava girmesi için yer açtım. Ardından yine bir elimde burnunu kapatırken dudaklarımı hızlıca dudaklarına yapıştırdım nefes vermeye devam ettim. Öksürme sesi gelince Taha dan ayrılıp bakmaya başladım. Uyanmıştı. Yuttuğu sular ağzından çıkarken bu sefer de mutluluktan ağlıyordum. Deniz hızlıca gelip abisine sarıldı. Çok korkmuştu. Gerçi bende korkmuştum hatta baya korkmuştum ama onu kurtarmam lazımdı. Benim yüzümden oldu. Ben o kadar açılmasaydım peşimden gelmeyecekti. Tam ayağa kalkacağım sıra da elimin üstünde bir el hissettim. Önce elimin üstünde ki ele baktım ardından elin sahibi olan Tahaya baktım. Bana bakıyordu. Kafamı sağa sola olumsuz anlamda sallarken elimi çektim ve ayağa kalktım. Hızlıca kabine doğru yürümeye başladım. Biran önce üstümüzü değişip burdan gitmemiz lazımdı. Üstümü değişirken gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Üstümü tamamen değiştikten sonra ayaklarımda güç bulamayıp kabinde yere oturdum ve sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Onu kaybedecektim az kalsın ve bu olanların suçlusu benim. Benim yüzümden ölecekti. Benim yüzümden..
Düşündükçe ağlamam şiddetlenmeye başlamıştı. O an kabinin kapısı tıklatıldı. Burnumu çektikten sonra derin bir nefes aldım. "İyiyim ben üstümü değişip gelecem yanınıza." dedim bir süre cevap gelmedi. Ardından kapı açıldı. Karşımda Tahayı görmeyi beklemiyordum tabi. Kapıyı kapatıp gelip yanıma oturdu. Kabin fazla büyük olmadığı için yanıma oturduğunda kollarımız birbirine değiyordu. Dizlerini benim yaptığım gibi kendine çekti ve kollarını bacaklarına sarıp kafasını kollarının üstüne koydu ardından bana bakmaya başladı. Tahayı görünce tekrar ağlamaya başladım. Taha önce kaşlarını çattı ardından beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Oda biliyordu bana bunun iyi geleceğini. Tahanın bana satılmasına izin verdim. Biraz daha ona yaklaştım ve göğsünde ağladım bir süre. Onu kaybetme korkusu beni bitirmişti.
"Seni kaybetmekten korktum. " dedim mırıldanarak. Ardından tepkisini ölçmek için kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Kafasını bana eğmiş bir şekilde gülümsüyordu. " Beni hala seviyorsun? " dedi imayla kaşları havaya kalkarken. " Sevmekten hiç vazgeçmedim ki?" dedim gözlerine bakarken. "O zaman neden?" dedi kaşlarını çatarak. Olayı anlatmak için biraz uzaklaştım ve elini tuttum. Ellerimize baktıktan sonra kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı. "Aslında vazgeçmiştim tamamen gidecektim. Hatta buraya gelmeyi düşünüyordum uzak durmak en iyisi dedim. Ama Barkın la konuştuktan sonra fikrim değişti. Bana Damlanın yanına bırakmamam gerektiğini söyledi. Senin öyle bişey yapmayacağını biliyordum zaten herşeyi Damlanın yaptığı ortadaydı. Direk senin yanına gelip seninle barıştığım söyleseydim rahat rahat Damladan intikam alamazdım. Bu yüzden senden saklamaya karar verdim. Zaten daha başlamadım intikam almaya. Ama en kısa sürede başlayacağım. Bu arada kimse bilmeyecek bunu. " dedim kaşlarımı havaya kaldırırken. Taha anlattıklarımı sindirmeye çalışıyordu." Neyi? " dedi anlamaz bir şekilde. İşaret parmağımı ikimiz arasında gezdirdim" İkimizi. " dedim kafasıyla beni onayladı." O zaman sürekli kavga etmeye hazır mısın? " dedi gülerek. Başımla onu onaylandıktan sonra bende gülmeye başladım. Kabinden çıkarken etrafa baktık ve öyle çıktık. Az ilerde bizimkileri gördük hemen Tahaya baktım oda bana bakıp göz kırptı. Hızlıca yanlarına gittik dikkatle bize bakarlarken hızlıca Barkının yanına gittim. "Şu kardeşini al başımdan sinir etti beni." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYRUKLU YILDIZ
Fiksi Remaja"Kuyruklu yıldızlar vardır; yetmiş yılda bir yaklaşır dünyaya... İnsan ömrü boyunca ya bir defa görür ya hiç... Ben o kuyruklu yıldızı gören şanslı insanlardanım. Benim kuyruklu yıldızım sensin. İnsanların hep görmek için uğraştığı yetmiş yı...