Bölüm 42
Sürpriz Gün
Uçağımız Antalya'ya inmişti ve şuan valizlerimizi almak için bekliyorduk. Gözüm uzaklara doğru dalıp giderken kafamın içinde bir sürü düşünce dönüyordu. Ben Taha'ya niye kızmamıştım? Belki de Tahanın doğru söylediğini bildiğim içindir.. Damlanın nasıl bir kız olduğunu Barkın anlatınca içim rahatlamıştı. O an anlamıştım Tahanın doğruyu söylediğini. Ama planımı uygulamam için Taha dan uzak durmam gerekiyordu. Damlanın bizi ayırdığı için sevinmesi beni daha çok sinir edeceği için ona acıyıp bu intikam olayından vazgeçmeyecektim en azından.
Kolumda hissettiğim elle düşüncelerimden sıyrılıp sol koluma dokunan kişiye baktım. Orkun endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Bir sorun olmadığını anlaması için gülümsedim. Oda baba gülümsedikten sonra biricik karısının yanına gitti. Onlar izlemeye başladım. Çok yakışıyorlardı. Deniz hamile olduktan sonra Orkun zaten fazla iş yaptırmadığı karısına hiç iş yaptırmamaya başlamıştı. Deniz valizleri almaya çalışırken Orkun zorla elinden valizi aşmaya çalışıyordu. "Orkun bıraksana şunu." dedi Deniz kaşları çatık bir şekilde. Orkun işaret ve baş parmağıyla Denizin çatık kaşlarını havaya kaldırıp konuşmaya başladı. "Öyle kaş çatmak yok. Hamilesin kızım ağır taşımak yok." Deniz sinirle ofladı. "Ağır değil benim valizim ver şunu." dedi ve elini valize doğru atmaya çalıştı. Tabi sadece çalıştı Orkun hemen valizi Denizden uzaklaştırdı. Bu sefer Orkunun kaşları çatıldı. "Yok öyle bir dünya Deniz Hanım. Sinir etme beni yürü şimdi." dedi. Deniz Orkunun bu tepkisine gözlerini devirdikten sonra önden yürümeye başladı. Ben onların bu haline gülerken yanımda duyduğum sesle dikkatim sağ tarafıma döndü.
"Bizde böyle olabilirdik. " diyen Tahaya kaşlarım çatılı baktım. Ne demek istiyordu bu yine?
" Ne diyorsun? " dedim ve kollarımı göğsümün altında bağladım. Taha önce halime bakıp ufak bir tebessüm etti. Ardından aklına bişey gelmiş olmalı ki gülümsemesi yavaş yavaş yüzünde soldu.
" Evlilik teklifimi kabul etseydin,beni orta da burkan gitmeseydin demek istiyorum. " dedi ciddi bir şekilde suratıma bakarken. O an aklıma geldi. Havaalanının ortasında bana evlenme teklifi etmişti. Ne kadar kabul etmek istesem de hayır deyip uçağa bitmiştim. Sonrasında Taha uçurumdan atlamıştı. Aklıma gelen şeyler yüzünden gözlerim dolmaya başladı. Tahanın ciddi ifadesi bir anda yok olurken elini yanağıma koydu. "Belki bu sefer beni hiç affetmeyeceksin ama yanında olmak bile yeter bana. Senin bir daha üzülmene izin vermeyeceğim." dedi eliyle yanağımı okşarken. Elini yanağımdan indirip yüzüne baktım bir süre ardından arkamı döndüm. Ağlamamam lazımdı. Gözlerime dolan yaşları geri göndermek için havaya doğru bakmaya başladım. O an kulağımın dibinde bir ses duydum. Bu Tahanın sesiydi..
"Bir daha sakın ağlama. "
*
Şuan otele gelmiştik ve odalarımıza yerleşiyorduk. Hepimizin odası aynı kattaydı. Oteller fazla dolu olmadığı için ayarlamak fazla zor olmamıştı. En başta ki odada Deniz ve Orkun kalıyordu. Onların hemen yanında ki oda Kerem'e aitti. Sonrasında sırasıyla Aleyna, Sara, Melis, Barkın, Mert, Derya, Taha, benim ve Damlanın odalarımız geliyordu. Damla ve Tahanın odasının yanyana olmamasına özen göstermiştim. Damla ilk başta Tahayla ortasında ki odada olmama söylesen de attığım kötü bakışlar sonucu odasını kabullenmek zorunda kalmıştı. Odalarına girmeden önce herkesin hazırlanıp en geç 2 saat içinde aşağıda ki lobide olmasını söylemiştim. Arkadaşlarım bir süre yaşadığım yere gelir de gezdirmez miyim? Herkes odalarına dağılırken bende hızla odama girip kısa bir duş aldım. Kıyafetlerimi de giydikten sonra aynanın karşısına geçip bir süre yüzüme baktım. Baya solgun görünüyordum. Bu yüzden biraz makyaj yaptım. Makyajımı tamamlandıktan sonra odamdan çıkıp lobiye inmek için asansöre bindim. Zemin katın tuşuna bastıktan sonra aşağıya inmesini bekledim. Zemin kata geldiğini belli eden sesi duyduktan sonra kapılar açıldı. Ağır adımlarla lobiye doğru yürümeye başladım. Lobide Mert, Taha ve Barkın gülerek sohbet ediyordu. Bir süre Tahanın gülmesine takıldı gözüm. Özlemiştim. Kafamı sağa sola sallayıp düşüncelerden arındıktan sonra yüzüme sıcak bir gülümseme yerleştirip yanlarına doğru yürümeye başladım. Beni ilk fark eden Mert oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYRUKLU YILDIZ
Novela Juvenil"Kuyruklu yıldızlar vardır; yetmiş yılda bir yaklaşır dünyaya... İnsan ömrü boyunca ya bir defa görür ya hiç... Ben o kuyruklu yıldızı gören şanslı insanlardanım. Benim kuyruklu yıldızım sensin. İnsanların hep görmek için uğraştığı yetmiş yı...