Bölüm 50 *Kesit*
Baba Olmak
Taha ve Peri'nin düğününün üzerinden 3 hafta geçmişti. Balayına Antalya'ya gitmişlerdi. İlk başlarda 1 hafta Antalya'da kalıp ordan İzmir'e geçmeyi düşünseler de Perinin işleri yüzünden Antalya da kalmaya devam etmişlerdi.
Tahayla ne zaman konuşsam halinden gayet memnun olduğunu şirkette Periye yardım ettiğini ve boş zamanlarında da bol bol gezdiklerini anlatıp duruyordu.
Ne kadar Tahayı sinir etsem de hiç olmayan kardeşimdi benim bu yüzden uzak kalınca özlüyordum. Derya sürekli aradığım için söylenip dursa da ne Peri ne de Taha şikayetçi olmuyordu. Ne zaman döneceklerini sorduğumdaysa en geç haftaya döneceklerini söylemişlerdi. Bu haber beni mutlu etse de içimde kötü bir his vardı.
Sanki her şey çok yolunda gidiyordu. Alışkın değildik biz böyle monoton, düzenli hayata. Bahçede ki salıncakta oturmuş dalgın bir şekilde etrafa bakarken omzumda hissettiğim elle biranda irkildim. Yanıma gülerek oturan Barkını görünce tebessüm ettim.
"Mert neyin var senin? " diye sordu merakla kaşları havalanırken.
" Bişeyim yok. " dedim ve ardından omuz silktim.
" Var bişeyin tanıyorum seni. " diye ısrar eden Barkına döndü bakışlarım. Nasıl da haklıydı. İçim rahat etmiyordu.
" Ya herşey sence de yolunda gitmiyor mu? İçimde kötü bir his var. " dedim yüzüne bakmak devam ederken kaşlarını çatıp bir süre düşündü.
" Abicim işin gücün yok bunları mı düşünüyorsun? İçeride nasıl bir curcuna var senin haberin var mı? " Barkının ne dediğini anlamak için kafamı evin tarafına doğru çevirdim. Melis, Derya ve Aleyna ellerinde dergilerle evin içinde volta atıyorlardı.
" Ne yapıyorlar? " diye sordum gülerken.
" Gelinlik seçimi. " dedi ve gözlerimi devirdi Barkın.
Çifte düğün yapmaya karar verdiğimizden beri kızlar uyumlu gelinlik bakmaya başlamışlardı. Düğünler gelecek yaza olarak düşünsekte onlar şimdiden hazırlığa başlamışlardı. Hatta bir ara bu kadar zaman bize yetmez dedikleri bile olmuştu. Kadınlar işte..
Zil sesini duyunca ayaklanır kapıyı açmak için içeri girdim. Tartışan kızlara gülüp kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açtığımda gülerek bakan Damla'nın suratını görünce kaşlarım çatıldı. Biz hayatımızdan tamamen çıktı diye sevinirken durduk yere yine niye çıktı bu ortaya?
"Ee beni içeri davet etmeyecek misin Mert? " diye sordu gülmeye devam ederken.
" Hayır. Şimdi zehrini burda akıt ve git. "
"Aa olur mu öyle şey herkesin bilmesi gereken bir şey var." dedi ve kolumu iterek içeri girdi. Kapıyı kapatıp peşinden içeri girdim. Herkes şaşkın bir şekilde Damla'ya bakıyordu.
"Ee hadi oturun size sürprizim var. "
Herkes anlamamış şekilde koltuklara otururken Damla da koltuklardan birine oturdu. Gülümsemesi genişlerken "Kızlar siz Hala, erkekler siz de Amca oluyorsunuz." dedi ve elini karnına koydu. O an karnında ki hafif şişliği fark etmiştim. Yoksa Tahayla bişeyler? Yok canım. Perinin bunu duymaması lazım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYRUKLU YILDIZ
Teen Fiction"Kuyruklu yıldızlar vardır; yetmiş yılda bir yaklaşır dünyaya... İnsan ömrü boyunca ya bir defa görür ya hiç... Ben o kuyruklu yıldızı gören şanslı insanlardanım. Benim kuyruklu yıldızım sensin. İnsanların hep görmek için uğraştığı yetmiş yı...