Bölüm 48
Düğün Vaar!
Olan tartışmadan sonra kınaya erkeklerle beraber dönmüştük. Döndüğümüzde bizi kapı da karşılayan annem ve Leyla teyzeyi unutmamak lazım yaklaşık yarım saat boyunca azar yemiştik. Azarlamaları bittikten sonra bahçeye çıktık.
Deniz ve Derya, Mert ve Orkuna trip atıyordu. Tabi bizimkilerde suçlarını bildikleri için peşlerinden koşuyordu. Emreye baktığımda annem kulağından çekmiş içeri götürüyordu. Yanımda oturan Tahayı kolumda dürtüp bana bakmasını sağladım. Ardından elimle Emre ve annemi gösterdim.
"Dev azar yiyecek." dedim ve gülmeye başladım. Taha da gülerken "Ve sende bundan zevk alacaksın." dedi ve ayağa kalktı. Saf saf suratına bakarken "Bu anı kaçırmak istemezsin diye düşünmüştüm." dedi ve omuzlarını silkti. Gülerek ayağa kalktım ve içeriye doğru yürümeye başladık. Binaya girdiğimizde annemin sesi duyuluyordu. Köşeye geçip annem ve Emreye bakmaya başladık.
"Ya sen nasıl böyle bişey yaparsın? Biz büyüdükçe akıllanır diyorduk bunun kafası iyice uçtu. "
" Ama anne. "
" Anne deme bana. "
" Ne diyeyim?" diyen Emreye annem ters ters baktı. Ben gözlerimi devirerek Taha sessiz bir şekilde kıkırdadı.
"Sus bakalım eşek sıpası bir de cevap veriyor. " diyen annem kafasına hafif bir şekilde vurdu ve ardından konuşmaya devam etti. "Hadi ben bizm haytalardan beklerdim. Orkun ve Merti biliyoruz. Ama sen sınırını aştın beyefendi. Sana ceza 1 hafta geceleri dışarı çıkmak yok." dedi ve elini beline yerleştirdi. Bu hareket 'sıkıyorsa itiraz et' hareketiydi.
"Ama anne! " diyen Emreye baktım. Bugün yürek yiyenlerden biri de oydu sanırım.
" İtiraz yok sinir etme beni. " dedi annem ve ters bir şekilde Emreye baktı. Elimi solumda bulunan sehpa tarzı bir şeye koymuş dikkatle Emrenin vereceği cevabı bekliyordum. Koridorda büyük bir ses yayıldı ve bakışlarım yere kaydı. Sehpanın üzerinde ki vazoya çarpmıştım. Taha bana 'Aferin sana' der gibi bakarken hızla annemlere baktım. Buraya bakıyordu. Taha hızla elimden tutup koşmaya başladı. Ona ayak uydurup bende koşmaya başladım. Bahçeye çıktığımız da derin bir nefes aldım. Taha elimi bırakmadan pistin ortasına çekti beni be ellerini belime yerleştirdi. O an çalan müziği yeni duymuştum. Dans müziği çalıyordu. Gülerek ellerimi boynuna sararken müziğin ritmine uygun şekilde dans etmeye başladık.
Bakışlarım bir anlık binaya kaydı. Annem ve Emre çıkmış buraya geliyorlardı. Gözlerini kısıp bana baktı bir süre içimi telaş kaplarken Taha elini yanağıma koyup okşadı. 'Sorun yok' der gibiydi. Annem yanıma gelip bana baktı bir süre. Ardından gözlerini üzerimizde gezdirip konuşmaya başladı.
"İçeride Emreyle konuşurken kapının orda ki vazo devrilmiş. Sizin bu işle alakanız var mı? " dedi tek kaşını kaldırırken.
" Ne alakamız olabilir anne ya. Dans ediyoruz biz burada. " dedim annem kafasıyla beni onaylarken kendi kendine mırıldanmaya başlamıştı. "O zaman o vazo nasıl devrildi?"
"Kedidir anne kedi. " dedim ve annemin kötü bakışlarına maruz kaldım.
" Sen benle dalga mı geçiyorsun? " diye sorup sinirli bir şekilde bana bakmaya başlayan annemden korkmam gerekir mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYRUKLU YILDIZ
Novela Juvenil"Kuyruklu yıldızlar vardır; yetmiş yılda bir yaklaşır dünyaya... İnsan ömrü boyunca ya bir defa görür ya hiç... Ben o kuyruklu yıldızı gören şanslı insanlardanım. Benim kuyruklu yıldızım sensin. İnsanların hep görmek için uğraştığı yetmiş yı...