Bölüm 53

1.7K 179 5
                                    

Bölüm 53

Acı Gerçekler

Keyifli okumalar..

Bazen bazı gerçekleri öğrenmek insanı yıkardı. Gerçek olmadığına inanmak istesen de olanların hepsi gerçek olurdu.

Elimde ki test kağıdı yerle buluşurken Tahaya baktım. Gözünden bir damla yaş düştüğünü gördüm. Kafamı hemen yer eğip yerde ki kağıdı aldım ve Tahaya doğru bir adım attım. Kağıdı sert bir şekilde göğsüne bastırdıktan sonra "Sanırım bu senin" dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım.

Hastaneden çıkarken peşimden kimsenin gelmediğini fark etmiştim. Onlar da haklıydı olayın şokunu atlatamamışlardı.

Elim istemsiz bir şekilde karnıma gitti ve bir süre okşadım. "Artık baba yok bebeğim sadece sen ve ben varız." dedim ve yapmam gereken şeyi yapmak için yoldan bir taksi çevirdim. Taksiye gideceğim yeri söyledikten sonra yolu izlemeye başladım.

Ne acı insanın en sevildiği tarafından bu kadar üzülmesi. Belki ben çok iyi bir sevgili olamadım ona ama sevdim. Gözüm ondan başkasını görmezken o beni bir başkasıyla aldattı. Gözlerim dolarken taksinin durduğunu farkettim. Taksiciye parasını ödedikten sonra taksiden inip önümde ki kocaman binaya baktım. Buraya gelmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Binadan içeri girdiğimde herkes 'Merhaba Peri Hanım' diyip duruyordu. Canım sıkkın olduğu için sadece kafamı sallamakla yetiniyordum. Asansöre binip 4 numaraya bastım. Kısa bir süre sonra asansör 4. kata gelmişti. İndikten sonra koridorun sonuna doğru yürümeye başladım. İstediğim odaya geldiğimde bir süre kapıda bekledim ve derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım. İçeriden "Gel!" sesimi duyduktan sonra kapıyı açıp içeri girdim.

İçeri girdiğimde masadan kafasını kaldıran babam şaşkınlıkla bana baktı. Gözlerim dolu dolu babama bakarken babam hızla kalkıp yanıma geldi ve sarıldı.

"Ne oldu benim güzel kızıma? " dedi ve masanın önünde ki koltuklardan birine oturttu. Masanın arka tarafına geçip telefonu eline aldı ve bir kaç tuşa bastı. Ardından "Bir kaç saat içeri kimseyi almayın Filiz hanım." dedi. Sekreterini aramıştı. Telefonu kapatıp koltuğun önünde bulunan sehpaya oturup ellerimi elleri arasına aldı.

"Dinliyorum meleğim. " dedi. Nasıl anlatsam nasıl söylesem bilemiyordum. Bu yüzden iyi haberden başlamaya karar verdim. Bir elimi babamın ellerinden çekip karnıma koydum. Ardından gözlerinin içine bakıp "Dede olacaksın baba." dedim. Babam ilk başta hayretle kaşlarını kaldırdı. Ardından keyifli bir kahkaha attı ve hızla ayağa fırladı. Masada ki telefonunu eline alırken "Hemen anneni arıyorum kutlama yapalım bugün." dedi. Babamı durdurmam lazımdı.

"Baba annemi arama başka bişey daha var. " dedim. Babam dikkatle telefonu masaya bırakırken kalktığı yere oturup bana bakmaya başladı.

" Bir bebek daha var. Taha'dan yani başka bir kadından. Aldatmış beni Taha. Bu yüzden geldim ben buraya. Boşanma davası açmak istiyorum. " dedim. Babam yarı şaşkın yarı sinirli bir şekilde bana baktı.

" Taha'nın böyle bişey yaptığına inanmam." dedi kaşları çatılıyken.

"Bende inanmazdım ama elimizde test sonucu var. Baba ben boşanmak istiyorum. Şirketin avukatlarından birini yönlendirirsin. Şimdi eve gidip eşya alacam biraz kendime bir süre sizde kalırım. Annem sorarsa kavga ettik diyecem. Bütün bu olayları daha sonra anlatırım ona. Sende anlatma olur mu? " dedim. Babam beni kafasıyla onaylarken "Peki bebeği doğuracak mısın?" diye sordu.

Kafamı aşağı yukarı salladıktan sonra "Evet doğuracam o benim bir parçam ondan vazgeçemem." dedim ve babama öpücük atıp odadan çıktım. Sahilde yürümenin iyi geleceğini düşünüp taksiye bindim ve sahile sürmesini söyledim. Taksi sahile geldikten sonra inip banklardan birine oturdum. Uzun süre denize bakmak içimi rahatlamıştı. Ama eve gidip eşyalarımı toplamam gerekiyordu. İstemeye istemeye banktan kalkıp yoldan bir taksi durdurdum ve evin adresini verdim.

KUYRUKLU YILDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin