Bölüm 14
Kıskanç TahaBaşımda babamın ortağının oğlu belası vardı. Evlenmek nerden çıktı yahu. Bugün babamın zoruyla ailecek yemeğe çıkacaktık. Akşam üzeri yavaş yavaş hazırlamaya başladım. Şık bir restorana gideceğimizi söyleyen babama bahane uydurmaya başlamıştım hemen...
" Ya baba benim giyecek bişeyim yok ertelesek olmaz mı? "
" Biliyordum böyle yapacağını o yüzden kıyafet işini ben hallettim odanda kıyafetin. "
Babamın dediğiyle şok olmuş şekilde babama bakıyordum. Bu adam beni iyice tanımaya başlamıştı. Hızlıca odama çıkmaya başladım. Odama gelince kapıyı kapatıp kendimi yere attım. Sinirden etrafı dağıtmak istiyordum ama babam evde yapamazdım. Sinirle yerde yuvarlanırken biran da yerden doğrularak oturdum. Maden babamı ikna edemiyorum o zaman çocuğu kendimden uzaklaştırırım. Aklıma gelen fikirle gülümseyerek hazırlanmaya başladım.
Kısa bir süre de hazırlandıktan sonra aşağıya indim. Babamlar beni bekliyordu. Yanlarına gidince herkes kalktı ve kapıya doğru gitmeye başladı. Arabaya binip restorana doğru gitmeye başladık. Restorana gelince arabadan indim ve bir süre restorana baktım. Ne kadar abartılı bir yer normalde önünden bile geçmem hiç gerek yok böyle yerlere. Kendi kendime içimden konuşurken annemin kolumu dürtmesiyle ona doğru baktım. Kafasıyla hadi yürü diye işaret yapınca yürümeye başladım. İçeriye girince babam rezervasyonumuzun olduğunu söyledi. Görevli bizi masaya yönlendirirken babam sessizce kulağıma eğilip konuştu.
" Gelmişler bak orda oturuyor Nazım beyin oğlu. " dedi kafasıyla masayı gösterirken.
Masaya geldiğimizde tanışma faslı sonunda bittiğinde masaya oturduk. Çocuk telefonla oynayıp duruyordu hiç kafasını kaldırmamıştı. Nazım bey öksürüp konuşmaya başladı.
" Bora oğlum kaldır şu kafanı bak Peri ve ailesi geldi bir merhaba de. " dedikten sonra zorla da olsa gülümsedi. Çocuk babasının dediği şey yüzünden zorla telefondan kafasını kaldırdı önce babama sonra anneme daha sonra Emreye hoşgeldiniz dedikten sonra bana doğru bakınca gözleri bir süre bende takılı kaldı ve şaşkın şaşkın bana baktı. Bir süre daha baktıktan sonra bana da hoşgeldin dedi ve kafasını telefona geri çevirdi. Çocuğa şimdiden gıcık olmuştum. Oda beni sevmiyor gibiydi. Planımı uygulamama gerek yoktu sanırım.
Yemeklerimizi yedikten sonra Nazım bey bana ve Boraya bakıp konuşmaya başladı.
" Gençler biraz çıkın gezin siz birbirnizi tanıyın. " anneme lütfen beni gönderme diye yavru köpek bakışlarımı atsam da ikna edemedim. Babam onaylar şekilde konuşmaya başladı.
" Hadi Pericim çıkın siz dışarı. " babama olmaz der gibi baksam da ters ters bakınca korktum bişey diyemedim. Bora telefondan kafasını kaldırmış bize bakıyordu. İlk başta suratını ekşitti daha sonra bana bakarak gülümseye başladı.
" Hadi kalk Peri babalarımızı duydun. " dedikten sonra ayağa kalktı ve bana baktı. Oflayarak yerimden kalktım. Ben ayağa kalkınca yürümeye başladı bende onu takip ettim. Arabasına gelince bian bişey söyleyecek gibi oldu ama geri sustu. Hiç merak etmediğim için sorma gereği duymadım. Arabaya binince motoru çalıştırdı. Telefonumu elime alıp oynamaya başladım. Bir süre sonra araba durunca kafamı kaldırıp etrafa baktım. Sahile gelmiştik. Gülümseyerek arabadan indim ve her zaman oturduğum banka doğru yürümeye başladım. Bankta biri oturuyordu ama hiç umursamadan bende yanına oturdum. Sadece denize bakıyordum. Borada yavaş yavaş geliyordu ayak seslerinden anlamıştım. Yanıma gelince konuşmaya başladı.
" Taha al kardeşim sana Periyi getirdim. " duyduğum şeyle gözlerim kocaman olurken yanımda oturmuş bana bakan Tahayı yeni fark ettim. Gülerek bana bakıyordu. Sinirlendiğim için konuşmaya başladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYRUKLU YILDIZ
Roman pour Adolescents"Kuyruklu yıldızlar vardır; yetmiş yılda bir yaklaşır dünyaya... İnsan ömrü boyunca ya bir defa görür ya hiç... Ben o kuyruklu yıldızı gören şanslı insanlardanım. Benim kuyruklu yıldızım sensin. İnsanların hep görmek için uğraştığı yetmiş yı...