Selin
"First of all we are a...ımm..OOF YİNE UNUTTUM"
Gözlerimi yeniden açarak kitabın sayfalarını çeviriyorum.
"Seliin."
"Hı? Merkalı gözlerle kitabı inceliyorum.
"Sence öpüşmek nasıl bir histir."
"Ne?"
Kitabı kenara bırakarak ilk önce, elini çenesinin altına yaslamış bir şekilde oturan Zeynep'e, daha sonra ise hayranlıkla izlediği televizyona bakıyorum. Kumandayı elime alarak TV'yi kapatıyorum.
"En heyacanlı yerinde n'apıyorsun Selin ya."
"Ingilizce sınavında sana bunlar sorulacak, kim nasıl öpüşür diye sormayacaklar"diyorum
Sehpa'nın üzerindeki sınav sorularını işaret ederek.
Kanepeye yaslanıyor
"Aman sende. Ben kiss'i biliyorum ya o bana yeter."
"Kiss mi?"
"He canım kiss. Namıdeğer öpücük. Cat'i milk'i öğreneceğine işine yarar şeyleri öğren."
Koltuktaki yastığı alarak kafasına fırlatıyorum.
Kahkaha atıyor.
"Selin bak ne diyorum ilk kim öpüşecekse diğerine ne hissettiyini anlatsın tamam mı?"
"Bak hâlâ konuşuyor"
Gülerek diğer yastığa uzanacağım sırada telefonuma mesaj geliyor.
"Dur sen dur" işaret parmağımı Zeyenp'ee sallarken telefonuma bakıyorum.Kimden: Ali
"Buluşalım mı? Seni iki sokak ötede bekliyor olacağım :)"
Bir kaç kez mesajı tekrar okuyorum. Gözlerimi kırpıştırırken sanırım midemdeki kelebekler harekete geçiyor.
"Kimmiş" diyor meraklı gözlerle Zeynep.
"A Ali. Beni bekliyormuş." diyorum içimdeki çocuksu heyecanım sesime yansıyarak.
"Ee?"
"E si gitmeyeceğim. Beklesin dursun. Mustakbel sevgilisinden nasıl izin kopardıysa artık." Bacaklarımı bağdaş kurarak elimi göğüsümde birleştiriyorum.
"E kızım kime bu tiribin? Goren de seni iki çocuklu, dul bıraktı sanacak. Hem sevgilim değil demiş işte çocuk,Selin."
Kafamı Zeynep'e döndürüyorum.Haklı kız bana noluyorsa artık.
"Haklısın.E o zaman ben buluşayım Ali'yle."
Telefonu açarak Ali'yi yanıtlıyorum.Kime: Ali
"Evde değilim. Bizim mahallenin çıkışındaki parka gelsene."
Çok geçmeden cevaplıyor.
Kimden: Ali
"Okey!"
Hazırlanarak evden çıkıyorum.
* * *
Hava giderek kararırken, bende anca varabilmiştim parka.
Ilerdeki bank'ta oturan Aliyi farkederek adımlarımı ona taraf yöneldiyorum. Hafif rüzgarda uçuşan ipek saçları dalgalanıyor, iç çekmeme sebep oluyordu.
"Selam."
Kafasını yerden kaldırarak bana bakıyor, en güzel gülümsemesiyle adeta ışık saçarak.
"Selam."
Yanına oturuyorum.
Ben sessice etrafı inceliyormuş gibi yaparken onun beni izlediğini göz ucuyla gayet net görebiliyorum.
Sessiz geçen saniyelerin ardından sessizliyi bozan taraf Ali oluyor.
"Niye çağırdım diye sormayacakmısın?"
Ali'ye çeviriyorum yüzümü.
"Buluşalım mı deyince bende.."
"Bana güveniyorsun yani." Diyor yüzündeki İlahi sırıtışla.
"Güvenmesem gelmezdim." Diyorum aynı ifadeyle karşılık verirken.
Bir müddet gözlerini gözlerime sabitliyor.
Yüzündeki sırıtış soluyor. Surat ifadesi ciddileşiyor.
"Hayatımda bir çok kız oldu. Arkadaşlarım,takıldıklarım..."
Elini yanağıma koyuyor. Yutkunuyorum. Bu an'a hazırlıksızdım.
"Ama hiç biri senin gibi değildi. Sen...sen farklısın benim için." Baş parmağı gamzelerimi okşarken bayılacak gibi hissediyorum. Mideme kramp girer gibi kasılıyor.
Gözlerini gözlerimden ayırmıyor "Masum..temiz." daha sonra fısıltıyla devam ediyor.
"Ve çok güzelsin biliyor musun?!"
Gözleri dudaklarıma kayıyor. Yüzünü yüzüme yaklaştırırken, ılık nefesi gözlerimi kapatmama sebep oluyor. Burnu burnuma dokunduğunda dudaklarımı hafif aralıyorum.Yorumlarınız beni o kadar mutlu ediyor ki.. İyi ki varsınız..
Yeni bölüm biraz gecike bilir..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renksiz Hayaller
General FictionAşık olunca uykuların kaçar der kitaplar. Bu bendeki aşk mı, yoksa hoşlantı mı? Daha önce hiç aşık olmadım ki.. Aşkla ilgili onca şarkılar, şiirler yazılsada onlar sadece aşkın ne kadar güzel hissettirdiğini yazıyor, nasıl hissettirdiğini değil. D...