Erken paylaştım bu muhteşem bölümü. Umarım yorumlarınız ve de vote'larınızla hikayeme destek olursunuz :)
Sınır: 45 Vote
Sınır dolmadan yeni bölüm gelmeyecektir.Selin
Elimdeki tepsiyi bir hışımla Ali'nin eline tutuştururken,açıyorum ağzımı, kapatıyorum gözümü.
"Koskoca İstanbul'da yerleşecek bir tek bizim mahalleyi mi buldun, Ali? Ya bizi anlarlarsa ne olur hiç biliyor musun?"
Ben dert yanmaya devam ederken, omuzlarımdan tutarak beni içeri çekiyor.
"Biraz daha yüksekten konuşmaya devam edersen, anlamayacakları varsa da anlayacaklar,sevgilim."
Kapıyı arkamızdan kapatarak,
yeni taşındığı için biraz dağınık ve eşyaların üzerinde beyaz örtü serili olan eve giriyoruz.
Ben evi inlncelemekle meşgulken, Ali elindeki börek tepsisini burnuna yaklaştırarak kokluyor.
"Oh mis gibi, acıkmıştım."
Az önce söylediklerimi kâle almayarak koltuğa oturup börekleri afiyetle yemeğe başlıyor.
Tıka basa ağzına doldurduğu böreği yemekle meşgulken gülümsememi bastıramıyorum.
Koltuğa; yanına oturarak boğazımı temizliyorum.
"Hepsi senin, yavaş ye. Ayrıca bu evden acilen çıkmalısın."
Ağzındakileri derince yuttuktan sonra şaşkınca bana bakıyor.
"Niye ya? Sevinmedin mi sen?"
Gözlerimi deviriyorum gergince.
"Ali, annem.."
Ayağa kalkıyor.
"Mahalledeki evlerin annenin adına tapulu olduğunu bilmiyordum, Selin."
Yüz ifadesinden bozulduğunu anlamamla ayaklanarak elimi omuzuna yerleştiriyorum.
Bana dönüyor.
"Hem ne güzel! Günün çoğu kısmını beraber geçireceğiz."
Daha sonra adımları pencerenin önüne doğru ilerliyor.
Bizim evi işaret ediyor, perdeyi yavaşça aralayarak.
"Bak pencerem, pencerene açılıyor. İstediğimiz zaman bir birimizi göre biliriz."
Hevesle anlattığı şeyler beni, komşu olmamızın aslında ne kadar güzel olacağı kanaatine getirdiğinde, yaklaşarak kolumu boynuna doluyorum.
"Şu pencereden beni değil de, mahallenin diğer kızlarını dikizlersen, mavi gözlerini oyarım senin."
Kısık kahkaha atarak burnunu burnuma sürtüyor.
"Gözlerimi kamaştıracak kadar öyle ışıltılısın ki, her şey, her kes sönük kalıyor yanında."
Söyledikleri yüzümü güldürdüğünde, boynundaki kolumu daha da sıklaştırıyorum.
"İltifat da mı biliyorsun sen?"
"Bizde yalan yok, gerçekleri söyleriz sadece."
Dudakları yanağımı bulduğunda ard arda bir kaç tane sulu öpücüğüyle ödüllendiriyor beni.
Her seferinde beni mest eden öpücüğüyle.
"Hadi, yeni evini toparlayalım."dediğimde itiraz eder gibi mırıldanıyor.
"Yeni evimiz."
Ali ile benim yeni evimiz.*
Evde yıkayıp, ütülediğim perdeleri tüm gücümle takmaya çalışıyorum ama ayağımın altında sallanan sandalye hiç te yardımcı olmuyor.
Çileden çıkmışcasına homurdanıyorum.
"Ya Ali doğru düzgün tut şu sandalyeyi sallanıyor, düşeceğim şimdi."
"Tutuyorum tutmasına da...Selin."
Telaşla "Hıı n'oldu?" der demez sanki yer ayağımın altından kayıyor.
"Aayh!"
Boğazımdan çığlık yükselirken kendimi yere kapaklanırken buluyorum.
Gözlerimi sımsıkı kapatmış durumdayım ve zannettiğimin tam aksine yumuşak zemine çarpmıştım sanırım.
"Iıı!"
Kulağımın dibinde duyulan inlemeyle gözlerimi aniden açtığımda , Ali'nin üzerine düştüğümü fark ediyorum.
Bulunduğumuz pozisiyonda aramızdaki mesafe o kadar yakındı ki, boğazımı yakan yutkunma isteği bir türlü geçmiyordu.
Cam gibi berrak gözleri gözlerimden ayrılıp, dudaklarımı bulduğunda, üzerinden doğrularak, zeminde oturur pozisyon alıyorum.
Inleyerek doğrulduğunda gülme isteğimi bastıramıyorum.
"Belim koptu, Selin, ayh kemiğim çatladı."
Destek olarak ayağa kaldırdıktan sonra koltuğa oturmasını sağlıyorum.
Elimi sırtına bastırdığımda acıyla inliyor.
"Özür dilerim."deyip elimi çektiğimde t-sörtünün eteklerinden tutup yukarı sıyırıyorum.
Sırtı hafif morarmıştı.
Yüzüm aniden düştüğünde bir şeyler sürsem acısı hafifler diye düşünüyorum.
"Çok acıyor mu, birtanem? Ben merhem gibi bir şeyler bulup getireyim."
"Öpersen geçer."diye sakin tavırla karşılık verdiğinde, akıllara zarar sırtını yumuşak bir şekilde okşamaya başlıyorum.
Dudaklarım, çıplak sırtıyla buluştuğunda iç çekiyorum.
Morarmış bir kaç yerinden öptükten sonra kollarımı arkadan beline dolayarak sırtına yaslanıyorum.
Sıcak sırtının verdiği huzurla gözlerimi kapattığımda karnından birleştirdiğim ellerimi elleri ile kavrıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renksiz Hayaller
General FictionAşık olunca uykuların kaçar der kitaplar. Bu bendeki aşk mı, yoksa hoşlantı mı? Daha önce hiç aşık olmadım ki.. Aşkla ilgili onca şarkılar, şiirler yazılsada onlar sadece aşkın ne kadar güzel hissettirdiğini yazıyor, nasıl hissettirdiğini değil. D...