Doğum Günü - 24. Bölüm

1.9K 124 38
                                    


Selin

Dakikalardır süren yeri paspasla temizlik işlemi bittikten sonra doğrularak alnımda oluşan terleri elimle siliyorum.
Zeynep çantasını koluna geçirerek yanıma ilerliyor.
"Selin, yardım etseydim. Bak, hiç içim rahat değil."
Temizlik malzemelerini bir kenara bırakıyorum.
"Zaten bitti sayılır, sende çok yorulmuşsundur. Bulaşıkları da yıkayıp geleceğim."diye itiraz ettiğimde, memnun olmamışcasına kafasını sallayarak kafeden çıkıyor.
Derin nefes alarak tezgahtaki sürahiye uzanıyorum.
Büyük bardak buzlu suyu kafama dikdikten sonra belimde hissettiğim baskıyla irkiliyorum.
Boynuma hızla sayısız öpücükler kondurulurken, yüzümde belli belirsiz tebessüm beliriyor.
Ellerim, belimi sıkıca saran kollarını kavradığında, omuzuma dayadığı kafasına taraf eğiyorum başımı.
Burnunu kulağımın altına sürterek derince kokladığında, bir şey dökülüveriyor dudaklarından.
"Kokun oksijen oldu ciğerlerime, içime çekmesem olmuyor."
Ayrılarak yüzümü ona döndüğümde elimi yanağına yerleştirerek okşamaya başlıyorum.
Elimi kavrayarak avuç içime bir kaç tane sıcak öpücüğünden bahşettiğinde, sabahkı olayaları hatırlamış gibi elimi hızla geri çekiyorum.
Ne olduğunu anlamayan gözlerle boncuk mavilerini üzerime diktiğinde söylenmeye başlıyorum.
"Senin yüzünden işe geç kaldım ve patron çok kızdı. Ya maaşından kesilecek, ya da bugünlük mesaini iki saat artıracaksın dedi."
"Benim yüzümden?"diyerek gözlerini pörtlettiğinde kafamı aşağı yukarı sallayarak tastikliyorum.
"Aynen,canım, dolmuşta beni rezil etmeseydin işe de geç kalmazdım."
Elini belime dolayarak kendine çekiyor bedenimi.
"Kıskançlık krizine girmeyip beni dinleseydin bunlar olmazdı. Sabah söylediğim gibi cezalısın, bebeğim."

*
Deterjanı da ilave ettikten sonra bugünden kalan onlarca bulaşığı yıkamaya başlıyorum.
"Selin, istersen yardım ede bilirim, bitanem."
Alaycı bakışalarım tezgaha yaslanarak elma ısıran Ali'yi bulduğunda, ağzımdan şaşkınlık nidası yükseliyor.
"Hı! Siz bulaşık yıkamasını da mı biliyorsunuz, Ali bey?"
"Tabii."diyerek yanıma yaklaştığında kollarını yukarı kaldırıyor.
Gülümsemem genişlenirken, yedek önlüğü üzerine geçirerek, arkadan ipini bağlıyorum.
"Buyurun bakalım! Bu meydan, bu da şeytan."diyerek kolumu açıp bulaşıkları işaret ettiğimde, süngeri çoktan eline almıştı bile.
Ara sıra göz ucuyla Ali'yi süzdüğümde, bastıramıyordum resmen gülümsememi.
Süngeri elinden alarak devam ediyorum.
"Bak birtanem, süngeri tabağa sertçe sürteceksin. Ne o tabağı okşar gibi."
Dikkatlice el hareketlerimi izledikten sonra elindeki kaşığın deterjanlı suya düşmesi ile üstü hepten köpük oluyor.
İşaret parmağımdaki köpüğüde burnunun ucuna sürterek sırıtıyorum.
"Bebek gibisin."
Kahkahalarımız havada uçuşurken, ara sıra Ali'nin üstümüze sıçrattığı pis,deterjanlı suya rağmen, sonunda bulaşıkları yıkayıp,bitirebiliyoruz.

*
Yüzüme çarpan serin rüzgarın aksine elime temas eden sıcacık elini sımsıkı tutarak hafif kararmış sokakta yürüyoruz.
Bugün gereğinden fazla tirip atarak peşimde koştursamda, kıyamıyordum ona. En iyi şekilde telafi edecektim.
Evimizin yanına geldiğimizde, elini elimden çekerek yanaklarımı kavrıyor.
"Senden bir saniye bile ayrı durmak istemiyorum, Selin. Sabahı zor ediyorum seni görmek için."
Söylediği sözlerle içimi mum gibi eritirken, bu adamı hakedecek ne yaptım diye düşünmeden edemiyorum.
"Seni seviyorum, Ali."
Uzanarak dudaklarımı çenesine bastırdığımda, ard arda iki tane öpücük bırakarak geri çekiliyorum.
Gözleri kapalı bir şekilde gülümserken, sarılıp canımın içine sokmamak için zor tutuyorum kendimi.
Annnemin bugün Ali'yi yemeğe çağırdığı aklıma gelmiş olacak ki, hızla saatime bakıyorum.
"Ali, ben unuttum söylemeyi de, annem bu akşam seni yemeğe çağırmıştı."
Önce şaşırıp,biraz afallasa da toparlanarak cevap veriyor.
"Selin, bu şimdi mi söylenilir."
Kaşlarım anında çatılıyor.
"Ne yapayım, söylemeiçin geldiğimde o kız vardı evinde. Hem de şeyin sabahı..şeyin.."
"Neyin?"diyerek yüzüne muzip bir gülümseme takındığında, göslerimi kaçırmakla yetiniyorum.
"Ş şeyin işte. Her neyse unuttum işte söylemeyi. Yarım saate bizde ol."
Kapıyı açarak hızla içeri giriyorum. Her seferinde beni sıkıştırmayı başarıyor.

Renksiz HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin