Son Nefes - 35.Bölüm

1.3K 115 50
                                    

Acı dolu bölümle herkese Selam..
Bu bölüme özel video hazırlamak istedim ama son anda vazgeçip hikayeye özel gifler hazırladım :) biraz zahmetli bölüm oldu..
Desteklerinizi bekliyor olcam :)

Ali

Bir birine yapışmış olan göz kapaklarımla savaş halindeyken zonklayan beynimde çınlayan kapı zilinin tiz sesi de cabasıydı.
Çalar-çalar gider umuduyla yatakta döndüğümde patırtıyla yere düşmemle irkiliyorum.
Gözlerimi dehşetle açtığım zaman dün gece yatak diye uyuduğum ikili koltukta sızıp kaldığımı anlamam geç olmuyor.

Alacaklı gibi çalan kapı bir saniye bile susmazken düştüğüm yerden doğrulmak için hareket edeceğim sırada tutulan belim ve boynum buna pek de müsaade etmiyor.
Acıyla inleye inleye, kapıyı çalan kişiye de içimden küfürler savura savura dogrularak girişe yöneliyorum.
Kapıyı açtığım zaman sabah sabah bu neşeyi nerden aldığını düşünmeden edemediğim Yelda beliriyor karşımda.
"N'aber,kuzen? Nasılsın?"
Yüzümü buruşturuyorum,parmaklarımla ağrıdan çatlayan şakaklarımı ovalayarak.
"Ordan nasıl görünüyorum?"
"Fiyasko!"diyerek içeri giriyor.
Ardından içeri geçiyorum.
"Geldiğin zaman niye haber vermedin diye kızgın değilim sanma!"
Başladı mı sonunu getirmeyeceğimi anladığım için koltuğa yayılarak başımı arkaya atıyorum.
Sesi uzaklaşırken mutfağa taraf ilerlediğini anlıyorum.
Yelda bana duyurmak için yüksek tonda kendi kendine konuşurken onu dinlememekle meşguldüm.

"Selin tam beş ay depresyona düştü..."

Beynimi taciz eden sesle göz kapaklarımı hızla aralıyorum.
Dün gece..
Hatırlamakta güçlük çekiyorum lakin dün gece bir şeyler yaşanmıştı ve beynimin o kısmı kısmen sisliydi.
Dirseklerimi dizlerime dayayarak kafamı ellerim arasına alıyorum.
Şakaklarımı adeta ezerek ovuştururken kendimi zorlamaya başlıyorum.
Hatırlamam lazımdı..

"Selin tam beş ay depresyona düştü, sırf o herife varmamak için bir kutu dolu uyku hapı içti. Ölüyordu Selin!"

Beynimden vurulmuşa dönüyorum, hatırladıklarımla..

Nasıl kıymaya kalkışa bilmişti kendi canına! Ben onun tek teline dokunmaya kıyamazken hem de.

Bu kadar çok mu üzülmüştü yani!!
Bana 'ölürüm de başkasına varmam ' diye söz verirken bunu eyleme dökmeye çalışacağını hiç düşünememiştim..Bu kadar ciddi olacağını hesaba katmamıştım.

"Ve sana hala deliler gibi aşık."

Kafamdaki sis bulutları hafif hafif dağılırken her şey daha da belirginleşiyor beynimin için..

Karşı koyamıyorum gözlerimin nemlenmesine.
Ölümü bile göze almıştı bizim için..Benim için..
Onsuz geçen her saniyeye...Sevgisinden şüpheye düşdüğüm her saliseye lanetler yağdırıyorum..

Bitmeliydi..Onsuzluk bitmeliydi.
Kirpik diplerine kadar her zerresine tapdığım kadının özlemi bitmeliydi..

Gözlerimin önünde sallanan elle kendime geliyorum.
"Heyy! Kiminle konuşuyorum sabahtan beri ben!"
Bakışlarımı, başımın üstünde dikilen Yelda'ya taraf kaldıryorum, kararlılıkla.
"Bana yardım etmen lazım!"

*

5 SAAT SONRA..

Her zaman ki ölüm sessizliği yine çökmüştü soframıza.
Bir kaç gündür annemin bana karşı tavırları yumuşak bir hal almaya başlasa da bugün yine kaşları çatıktı.
Gergince yemeğini yerken burun deliğinden solduğu havadan bile sinirinin hangi boyutta olduğu anlaşılıyordu.
Omuz silkiyorum, kendimce.
Yemeğime devam ederken sert ama alçak bir tonda mırıldanıyor.
"Bugün Erdem üstü kapalı bir şekilde Ali'yi sordu benden."
Elimdeki çatalı masaya bırakıyorum.
Sorgulayıcı bakışları önce elimi, daha sonra gözlerimi buluyor.
"Ali ile görüşüyor musun?"
Keşke dedim o an içimden. Görüşseydim de göğüsümü gere gere onaylasaydım...
Erdem'in de içime şüphe tohumları yeşeriyordu.
Umrumda değildi..
Bitsin! Gitsin!

Renksiz HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin