Dolmuş - 23. Bölüm

2.3K 119 28
                                    


Beklettim farkındayım..
Kusura bakmayın :)
Upuzum bölüm telafisi olsun.
Yorumlarınız çok önemli unutmayın..
Keyifli okumlar..

Parmaklarım çıplak göğüsünü hafiften okşarken, bedenimi saran sıcacık kolları arasında huzurun tarifini bulmuş gibiydim.
Göğüsüne temas eden yanağımdan vücuduma sanki elektirik akımı yüklenmiş, teninden yayılan baştan çıkarıcı, kendine has kokusu beni çoktan mayhoş etmeye yetmişti bile.
Şakağıma sulu öpücük kondurarak boğuk sesi ile bir kaç şey mırıldanıyor.
"Sana dokunmak...Tenini tenimde hissetmek o kadar farklı ve güzeldi ki, bu eşsiz duyguyu anlatacak kelimenin harfleri alfabede henüz yok."
Kalbimi ısıtan sözleri aynı zamanda utançtan yanağımı da ısıtmıştı. Hangi pozisyonda olduğumuzu hatırlamış gibi kollarının arasından çıkarak çıplak bedenimi saran çarşafı boğazıma kadar çekiyorum. Yönünü bana taraf çevirerek koluyla kafasına destek verir bir şekilde beni izlemeye devam ediyor.
Beni pür dikkat izlemesi utancımdan yerin dibine girme isteği uyandırsada bende, çarşafı kafama geçirmekle yetiniyorum.
Kısık kahkaha atarak açıkta kalan saçımla oynuyor.
"Niye yüzünü saklıyorsun benden? Sabah olanlardan sonra utanıyormusun bend..."
"Ya Ali sus!"diyerek çarşafın altından söylenmeye başladığımda, gözlerime hücum eden ışıktan çarşafı yüzümden indirdiyini anlıyorum.
Yüzüme, gözüme dağılan saç tellerimi kenara ittikten sonra başparmağını gamzelerimde dolaştırmaya başlıyor.
"Sana ilk dokunan adam ben isem, benim dokunduğum ilk kadın da sensin, Selin. Biz bir birimize aşığız, pişman olunacak ve yanlış sayılacak bir şey yapmadık."
Gözlerim yavaşça Ali'ye kaydığında başımı hafif bir şekilde sallayarak tekrarlıyorum.
"Yapmadık."
Oyalanırken dudaklarımda gözleri, dudakları yukarı kıvrılıyor.
"Cık, yapmadık."
Dudaklarının sıcaklığını dudaklarımda hissettikten bir müddet sonra yataktan kalkıyor.
Hemen bakışlarımı yere indiriyorum.
Giyindikten sonra odanın her köşesinden kiyafetlerimi toplayarak yanıma bırakıyor.
Şortuma uzanacağım sırada yatağın üstüne bıraktığı sütyenimi görür görmez kan basıncı yanaklarıma vurmaya başlıyor.
Sessizce "Giyineceğim, çıkar mısın?"dediğimde yanağımdan makas alarak mutfağa taraf ilerliyor.
Alel acele üzerimi giyindikten sonra gözlerim yataktaki lekeli çarşafa sataştığında fal taşı gibi açlıyor.
Ali'nin kirlilerini topladığım poşeti kaptığım gibi çarşafı buruşturarak poşete tıkıştırıyorum.
Adımlarım salona yöneliyor.
Yavaşça kapıyı açmak için hareket edeceğim sırada Ali'nin sesi ile duraksıyorum.
"Selin, nereye?"
Arkama dönerek kekeliyorum.
"Şey..annem merak...eve gitsem.."
Yutkunarak kelimeleri kafamda toparlamaya çalışıyorum.
"Geciktim annem gelmeden eve gitsem iyi olacak."
Gözleri elimdeki poşete kayıyor.
"O ne?"
Bakışlarımı kapısı aralık olan yatak odasından çekerek gülümsüyorum.
"Ne olacak kirliler, canım."
Bakışları benim gibi kapıdan gözüken yatağı bulduğunda sırıtarak yanıma yaklaşıyor.

Daha ne kadar kendini rezil edeceksin, Selin?

"Tamam, gidebilirsin."
Alnıma öpücük kondurarak burnunu, burnuma sürtüyor.
"Yarın gel ,tamam mı?.."
Kafamı aşağı yukarı sallayarak evden çıkıyorum.

Yüzüme çarpan serin hava belki yaşadığımız şeyi hazmetmeme yardımcı olur.

*
Saçlarımı tek omuzuma atarak taradığımda, aynadaki yansımamdan boynumun açıkta kalan kısmındaki bir kaç morluk gözüme çarpıyor.
Elim istemsizce boynuma; morluklara dokunduğunda, yaşanan eşsiz anın getirdiği utançla yanaklarım yanmaya başlıyor.

"Beni benden alıyorsun Selin. Deli oluyorum sana."

Dudaklarım da yanan yüzümün aksine yukarı kıvrıldığında, yavaşça ayağa kalkarak yatağıma ilerliyorum. Eğilip lambayı söndüreceğim sırada penceremin açık olduğunu hatırlamış olacağım ki, vazgeçerek oraya ilerliyorum.
Pencereyi kapatmak için perdeyi çektiğimde ışığı karanlık sokağa loş bir hava katan evin penceresinden odamı dikizleyen Ali görüş alanıma giriyor.
Ben çekingen gülümsemi ona sunarken Ali de sırıtarak elindeki kahvesinden yudumluyor.
Yanında olmayı o kadar çok istiyorum ki, boynuna atlamak. Şimdiden özlemiştim onu, yanından ayrılalı daha iki saat bile değilken.
Dudağını oynatarak
'Seni Seviyorum' dediğinde,
'Seni Seviyorum'diyerek dudağımı oynatır bir şekilde karşılığını verdiğimde aniden Ali'nin yüzü düşüyor..
Meraklı gözlerle onu izlemeye devam ederken görüş alanımı kapatan perdeyle irkiliyorum.
"Selin!"
Kulağımı tırmalayan annemin sorgulayıcı sesiyle usulca ona dönüyorum.
Ellerini göğüsünde birleştirerek benden bir açıklama beklediğini ifade edercesine kaşının tekini havaya kaldırdığında derince yutkunuyorum.
"Yanılmamışım, düğündeki çocuk ta Ali'ydi, değil mi?"
Ben cevap vermeksizin öylece dururken annem tüm kızgınlığıyla devam ediyor söylenmeye.
"Evi, barkı yok mu şu çocuğun, Selin. Ne işi var bizim mahallede? Adına lafa mı çıksın kızım? Bu ne rezillik!"
"Anne, açıklaya bilirim."diye sakinleştirmeye çalışıyorum.
Şakaklarını ovarak yatağın kenarına oturuyor.
"İzin vermedim mi, Selin? Hı, vermedim mi? Sırf Ali'yi sevdiğin için görücülerini geri çevirmedim mi? Ne diye gelip tam karşımıza yerleşiyor? Gönlünüz eğlence mi istiyor, Selin? Ama ben o yaşı geçtim, el alem ne der? Bu yaştan sonra milletin dilene mi düşeyim?"
"Ailesi ile sorun yaşıyor."diye çıkışıyorum.
Kafasını kaldırarak meraklı gözlerle söyeceklerime odaklanıyor.
"Annesi ile sorun yaşamış, evden ayrıldı ve parasının yeteceği miktarda ev kiraladı işte burada."
Ayağa kalkıyor şüpheci gözlerle.
"Neymiş ailesi ile arasındaki sorun?"
Gözlerimi kaçırıyorum.
Aslında istenmeyen gelinim, Ali'nin annesi bana iftira attı diyemezdim. Bu utançtı! Benim değil, bizim aşkımızı kabul etmeyenlerin utancıydı!
Omuz silkerek
" Bilmiyorum" dediğimde, bir süre beni süzüyor.
Ardından kafasını sallayarak kapıya yöneldiğinde duraksayarak bana dönüyor.
"Peki, ne yeyip, ne içiyor şu çocuk?"
Yumuşlamış ses tonu yüzümde sebepsizce gülümseme oluştururken anneme dikiyorum gözlerimi.
Gülümsüyor.
"Yarın çağır da yemeğe gelsin, hem tanışmış oluruz."dediğinde.
Hayretle,
"Anne...Sen ciddi misin, Gerçekten mi?"diye az daha çığlık atamak üzereyken kafasını belli belirsiz sallıyor.

Renksiz HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin