Benim Adamım-16. Bölüm

2K 129 14
                                    

Okumayanlar diğer alsel hikayem KüçüK Hanımefendi'ye göz ata bilirsiniz mi acaba?

Fazla romantiğe kapıldım bu bölümde.
Umarım bölümü beğenirsiniz.
Keyifli okumalar

Öfke dolu gözlerim annem ve Şükufe cadısının arasında gidip gelirken, onlardan bir cevap bekliyorum.
Annem boynunu bükmüş bir vaziyette dururken, Şüküfe lafa atlıyor.
"Ocakta yemek vardı, ben gideyim."
Yanımızdan koşar adım giden Şükufeden bakışlarımı çekip anneme yönlendiriyorum.
"Anne ne demek bu?"
Çenesini sıvazlayarak dudağını dişleri arasına alıp çekiştiriyor.
Gözlerimi öfkeyle kapatıyorum.
"Anne daha geçen Ali ile tanışmadın mı sen, ne görücüsünden bahsediyorsun?"
Nihayet annem konuşmaya karar veriyor..
"Kızım Şükufe işte konuşuyor. Hem gelsinler ben uygun dille anlatırım onlara."
Alayla bir 'HIH!'nidası yükseliyor boğazımdan.
"Gelmesinler..İstemiyorum."
Saçlarımı geri savuruyorum.
"Kimden haber yollamışlarsa, ondan da geri gönderme yap! O görücüler gelmeyecek bize."
Sinirle kapıyı çarparak içeri geçiyorum.
Salona girerek koltuğa yaslanıyorum. Düşüncesi bile beni ürküten görücü meselesinde umarım Şükufe annemin beynini yıkamaz. Aksi takdirde yapmadığım şeyler yapmak zorunda kalırım.

*

Anahtarı çevirerek kafenin kapısını açıyorum ve saat, sabahın 7'sini gösterdiğinden tüm yol boyunca olduğu gibi hâla esnemeğe devam ediyorum. Haftasonu olduğu için kafeyi açma nöbeti bendeydi.
Uyku sersemliği ile mutfağa geçerek önlüğümü takıyorum.
El bezi ile bardakları silmeye koyulurken kapı açılıyor. Benden yarım saat sonra Ayşe geleceği için onun geldiğini varsayarak sesleniyorum.
"Ayşe sen misin?"
Silmek için elime bardak aldığımda bir el'in belime sarılması ile irkiliyorum.
"Hıh!"
Bardak elimden kayarak sert zeminle buluştuğunda, büyük bir çıtırtı ile param parça oluyor.
Önümdeki pencerenin camından belime sarılanın Ali olduğunu görmemle birazcık rahatlasamda kaşlarımı çatmaktan kendimi alıkoyamıyorum
"Beni delirtmek mi istiyorsun sen? "
Başını omuzuma yaslayarak belimdeki elini daha da sıklaştırıyor.
"Korkutmak istememiştim."
Omuzuma öpücük konduruyor.
"Bardakta kırıldı...Bir bardağın bedeli bir saat fazladan çalışma demektir burada biliyorsun değil mi?"
Camdaki yansımamızdan Ali'yi süzüyorum karnımdaki ellerinin üzerine ellerimi koyarak.
"Hmmm...Akşama yetişirsin herhalde."
Kafamı hafifçe çenesini yasladığı omuzuma çeviriyorum.
"Akşama mı?"
Huylanmama sebep olacak bir şekilde boynumu koklayarak öpücük kondurduktan sonra ellerini belimden ayırarak ona dönmemi sağlıyor.
"Bir günümü sana ayıracağım dedin ya, bende bir akşamını bana ayırmanı istiyorum."
Gözlerimi kırpıştırıyorum merakla.
Kafasını yan tarafa çevirerek gözleri ile tezgahı işaret ediyor.
Onu taklit eder gibi işaret ettiği tarafa baktığımda, tezgahın üzerindeki kahve rengi kutu gözüme takılıyor.
Meraklı gözlerimi Ali'ye çeviriyorum.
"Sana aldım."
Burnunu burnuma sürtüyor ve fısıldıyor.
"Akşam bunu giymeni istiyorum"
Gülümsemeye başlıyorum gözlerim kapalı.
"Nereye gideceğiz?"
Burnuma öpücük konduruyor.
"Sürpriz."
Beni kendine bastırarak sarılırken, kollarımı boynuna doluyorum sıkıca. Sarılmanın etkisiyle sağa sola sallanıyoruz.
"Yanımdayken bile özlüyorum seni."
Dudaklarını omuzuma bastırarak konuştugu için sesi boğuk çıkıyor..
"Yanındayken bile özlüyorum seni."diyerek tekrar ediyorum.
Bir müddet sarmaş dolaş kalıyoruz.
"İşi kaytarıyorum biliyorsun değil mi?
Belimdeki eli aşağı yukarı sırtımı seyre çıkarak cevap veriyor.
"Ama çok seviyorum ne yapayım?!"
Kısık kahkaha atarken, dış kapı açılarak içeriden ayak sesleri duyuluyor.
Halimden gayet memnunken gözlerimi rahatsız edilmiş bir şekilde deviriyorum.
"Ayşe geldi."diyorum boynundaki kollarımı gevşeterek.
Homurdanarak ayrılıyor.
"Akşam saat 8'de."diyor göz kırpıp, çarpık gülümseme sunarken.
"Sabırsızlanıyorum."diyorum yüzümde beliren kocaman tebessümle.

Renksiz HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin