Sınır dolmadan yine bölüm paylaştım.
Artık sınırı kaldırıyorum. Ve bölümler geç gelecek.
Harika bir bölümle karşınızdayım. Yorumalarınız çok çok önemli. Unutmayın :)Selin
Pencereden odaya düşen güneş ışınları gözlerimi kamaştırarak aralamama sebep olurken, karşımda gördüğüm muhteşem manzarayla tam olarak ayılmaya başlıyorum.
Kolunun birini kafasının altından destek koyarak beni izleyen Ali'yi görmemle yüzüme sebepsiz gülümseme yerleşiyor.
Elimi uzatarak sakalını okşuyorum.
"Günaydın."
İç çekmeme sebep olacak biçimde yanağında sabitlediğim avucuma öpücükler bırakıyor.
"Seninle aynı sabaha beraber uyanmak çok güzel bir şey."
Söyledikleri üzerine Ali'ye biraz daha sokulup, kafamı göğüsüne yaslıyorum.
Parmaklarımı gömleğinin bir kaç düğmesinden, açıkta kalan göğüsünde gezdiriyorum.
"Hep böyle kalsak olur mu?"
Alnıma öpücük kondurarak saçlarımı okşuyor.
"Sonsuza dek kalabilirim böyle..Sadece sen ve ben."
Ali'nin boşta kalan elini kaldırarak kol saatine bakıyorum.
"Ovv! Ben de sonsuza dek kalabilirdim ama saat bayağı geç olmuş. Zeynep'te kalacağım demiştim, annem şimdiden beni aramaya başlamıştır bile."
Kedi gibi sokulduğum göğüsünden doğrularak, yataktan inmek için harekete geçeceğim sırada kolumdan yapışıp beni kendine çekerken, bir anda ne olduğunu anlamadan kendimi Ali'nin altında buluyorum.
Boğazımdan hafif bir çığlık koparken kıkırdıyorum.
"İlla romantizmin içine edeceğim diyorsun yani.."
Konuşurken dudaklarıma çarpan sıcak nefesini, ömürlük hapsetmek istiyorum dudaklarım arasına.
Yetmez miş gibi bıyıklarını dudaklarıma sürterek mırıldanıyor.
"Hmm.. evlensek nasıl olur acaba?"
Gözlerimi usulca aralıyorum.
Gelinlik içerisinde hayal ettiği hayatının kadınının benim olmamı gerçekten istiyor muydu?!. Beni bi kadar çok mu seviyor?!
"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun Ali? Beni bu kadar çok mu seviyorsun?"
Baş parmağıyla dudaklarımı okşuyor.
"Geberiyorum. Bir anda gelip hayatımın merkezine oturdun, Selin. Aklımı, kalbimi işgal ettin."
Ellerimle alnına dökülen bir tutam sarı saçını geriye itiyorum.
"Şikayetçi misin bu durumdan?"
Burnunu yüzümün belli belirsiz kısımlarına sürterek itiraz nidası yükseltiyor boğazından.
"Asla!"
Eğilerek dudaklarıma bastırıyor ahududu tadındaki baştan çıkarıcı dudaklarını. Tadını damağıma hapseder gibi büyük açlıkla karşılık verirken, nefesimiz bir birine karışıp soluksuz kalana dek öpüşüyoruz."Ali, gidelim mi artık bak öğlen oldu. Hem işe geç kalacağım."
İşaret parmağını burnuma sürtüyor.
"Daha kahvaltı yapacağız kim nereye gidiyor."
Üstümden yana kayarken, gözlerimi devirip sonunda yataktan kalka biliyorum.*
Son börek parçasını da ağzıma attıktan sonra Ali'nin beni sırıtarak izlediğini farkediyorum.
Ağzım tıka basa doluyken kafamı sağa sola sallıyorum 'ne?'dercesine.
Sırıtması genişlenirken portakal suyuma uzanarak çiğnediklerimi zar zor yutuyorum.
"Ne sırıtıyorsun?"
Eliyle önümdekileri işaret ediyor.
"Kızım sildin süpürdün sofrayı. MaşAllah iştahın pek yerinde."
Gözlerimi kısarak tehdidkar bakışlarımı yolluyorum.
"Sen benim lokmalarımı mı sayıyorsun?"
"Yok canım estağfurullah da.. böyle yanakların gibi tombul bir şey olunca seni benden başka kimse almaz yani."diyerek yanağımı sıkıyor.
Söyledikleri üzerine aklıma görücü meselesi geldiğinde, canım sıkılırken elimdeki çatalı tabağa bırakıp arkaya yaslanıyorum.
"Ya sen alındın mı? Şaka yapıyorum, birtanem."
Masanın üzerinden elimi sıkıca tutuyor.
"Ali, sana bir şey söylemem lazım."
Neşeli yüz ifadesi yerini endişe dolu bakışlara bırakırken,dudaklarımı dişliyorum.
"Bana görücü gelecekler."
Yüzü anında kaskatı kesiliyor. Boşta kalan diğer elimi elinin üstüne getiriyorum.
"Ben gerekenleri anneme söyledim zaten."
Bir müddet tepkisiz kaldıktan sonra gergince çenesini sıvazlıyor.
"Ne görücüsü Selin? Annen hani ilişkimizi onaylamıştı bizim?"
Dilimle kuruyan dudaklarımı ıslatıyorum.
"Geldiklerinde annem gereken cevabı verecek zaten."
Gerilen kaslarından sinirlendiği belli olurken gözlerini deviriyor.
"Gelmesin, Selin. Gelmesinler."
Başparmağımla tuttuğum elini okşuyorum.
"Ali, ölürüm senden başkasına varmam. Unutma bunu olur mu?"
Gerilen kasları anında gevşerken yüzünde yağmurdan sonra doğan güneş gibi tebessüm oluşuyor.
"Kaçırırım seni."
Eğilerek fısıldıyorum.
"Kaçarım bende."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renksiz Hayaller
Ficción GeneralAşık olunca uykuların kaçar der kitaplar. Bu bendeki aşk mı, yoksa hoşlantı mı? Daha önce hiç aşık olmadım ki.. Aşkla ilgili onca şarkılar, şiirler yazılsada onlar sadece aşkın ne kadar güzel hissettirdiğini yazıyor, nasıl hissettirdiğini değil. D...