Ali'nin Kadını - 22.Bölüm

2.4K 133 28
                                    

Abarık bölümün oy ve yorumlarına da abarırsınız umarım..

Keyifli okumalar :)

Selin

"Ali öğrenirse fena olacak, benden söylemesi, Selin hanım."
Hafif kıkırdayarak elimi omuzuna yerleştiriyorum.
"Bilakis, çok mutlu olur."
Hızlı adınlarını durdurarak bana dönüyor.
"Deminden beri karşı komşuyu bana övmene bence hiç de mutlu olmaz, Selin'ciğim."
Etrafıma kısa bakış attıktan sonra yavaşça devam ediyorum.
"Yeni komşumuz Ali zaten, Zeynep."
Gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi açılıyor.
"Oha! Harbiden mi?"
Sırıtarak kafamı belli belirsiz salladığımda dudaklarını sarkıyor.
"Ey aşk, sen nelere kadirsin. Koskoca Ali Mertoğlu, bizim gecekondu mahallesine taşınmış."
Karşılıklı gülüşürken, yabancı sesle duraksıyoruz.
"Merhaba, Selin."
Ses gelen tarafa döndüğümde, zor da olsa gözlerimi devirme isteğimi bastırıyorum.
Zeynep'e taraf dönerek devam ediyor.
"Yalnız konuşa bilir miyiz?"
Zeynep bana çevirerek bakışlarını ileriyi işaret ediyor.
"Ben ilerde bekliyorum, Selin. Çabuk ol!"
Kafamı salladığımda, beni görücülerini yumuşka bir dille reddetmemize rağmen hâla benle konuşmak isteyen Erdem ile yalnız bırakıyor.
Kafamı 'ne var' dercesine salladığımda boğazını temizleyerek yüzüme bakıyor.
"Geçen seneden beri senden hoşlanıyorum, Selin."
Sessizce dinlemeye devam ediyorum, biraz da sabırsızca. Zira Ali benim konuştuğum kişinin bana görücülerini gönderen Erdem olduğunu görse aramızda tatsız olaylar yaşanabilir.
"Annemleri, annen kızımı okutacağım diye reddetmiş. Bak, eğer sorun okumaksa, evlendiğimizde bile okumana izin veririm."
Kaşlarım hafiften çatılıyor, hayır istemiyorumsa, istemiyorumdur. Domates, patates satmıyoruz burada, ne bu ısrar.
Derin nefes alarak saçımı arkaya atıyorum.
"Bak Erdem, senden hoşlanmıyorum. Ayrıca sokak ortasında karşıma falan çıkman hiç hoş değil! Müsaadenle."
Gitmek için hareket edeceğim sırada kolumdan yapışarak beni durduruyor.
Sert bakışlarım kavradığı koluma inerken ekliyor.
"Eğer fikrini değiştirirsen, ben hep buradayım."
Kolumu sertçe çekerek, üstüne basarak cevaplıyorum.
"Sanmıyorum!"
Ve ayaklarımı asfalta vura vura yanından uzaklaşıyorum.

*
Feryal

Havuz başında, soğuk içeceklerden yudumlayarak güneşin sıcağından kaçıp kendimi serinletiyorum.
Gözlerimi kapatarak hafif esintili rüzgarın tadını çıkarmakla meşgulken, Nalan sesleniyor.
"Feryal, hanım!"
Gözlerimi açma zahmetinde bulunmadan cevaplıyorum.
"Sana beni bu saatlerde rahatsız etme demedim mi, Nalan? Şimdi beni rahat bırak!"
"Özür dilerim ama misafiriniz var mış, Yasemin hanım diye biri."
Elimi sallayarak 'gelsin' işareti yaptıktan sonra gözlerimi açarak bahçeye açılan kapıya dönüyorum.
Gözlüğünü çıkarak bana uzaktan gülümseme sunanan Yasemin görüş alanıma girdiğinde, uzandığım şezlongdan doğrularak ayağa kalkıyorum.
"Yesemin, hoşgeldin, hayatım."
Kollarımı açarak sarıldığımda, karşılık vererek sarılıyor.
"Feryal teyze, hiç değişmemisin, aksine gençleşmişsin."
Daha sonra etrafına bakınıyor.
"Ali nerede, çok özledim."
Yüzüm düşüyor.
Derin nefes alış verişi yaptıktan sonra salona geçiyoruz.

*
Elinde tuttuğu kahvesinden bir yudum bile içmeden söylediklerimi dinledikten sonra burukça gülümsüyor.
"Demek bizim Ali aşık oldu ha? Oysa ne çok koşmuştum peşinden, lise başlarında."
Elimi omuzuna yerleştiriyorum.
"O kız...O kız gelip geçici bir heves, Yasemin'ciğim. Ali böyle biri değildi, biliyorsun."
Dokunmadığı kahvesini sehpaya bırakarak arkasına yaslanıyor.
"Haklısınız, Ali böyle biri değildi. Hiç bir kız için evi terkedecek biri değildi. Aşık olmuş belli ki."
Alayla bir hıh! nidası kaçıyor boğazımdan.
"Aşk mı? Sanmıyorum."
Ardından gülümsüyorum.
"Ali o zamanlar daha ergendi, ama inan ki sen görünce aklı başından gidecek, o kadar güzelleşmişin ki, Yasemin."
Kısık ela gözlerini kırpıştırarak gülümsüyor.
"Pes etmeyin diyorsunuz yani?"
Tebessüm ederek neşeyle cevaplıyorum.
"Aynen."
Keyifle kahvemi yudulamaya devam ederken, Selin saçaklısını oğlumdan uzaklaştıracak gelin adayımı izliyordum.

Renksiz HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin