Seni özlemek üşümek gibidir. Soğuk bir akşamüstü, yağmurun altında yürümek gibi sırılsıklam, titreye titreye. Sıcak bir yer bulup sığınmak istersin ya hani, öyle ihtiyacım var işte, yüreğine sığınıp nefesinde ısınmaya...
Selin
Dünya dönmeyi bırakmış gibiydi.
Zaman hızını yavaşlatmış, her şey ağır çekimde ilerliyor gibi.
Beş ay.. Onsuz geçen beş asır..
Onsuz geçen her saniye bana yıllarmış gibi işkence çekdirirken aldığım her nefes ateş olup ciğerimi yakıyordu.
Şimdi ona.. karşımda dikilen adama içimde biriktirdiğim onca özlemle koşarak sarılmak varken ben öylece kitlenmiştim kaldığım yerde, boğazım düğümlenmiş gibiydi, yutkunamıyordum. Tüm vücudum buz kesmiş gibi tepkisiz kalırken yanağımdan yol çizerek akan tek damla istisnaydı.
Dudaklarım zorlukla aralanarak ismini fısıldayabiliyor sadece.
"Ali."
Bir kaç adım atarak yaklaştığında kaplandığım buz tabakasından silkelenmiş gibi kendime geliyorum.
Kalbim atmayı hatırlamış gibi göğüsümü delerek gümbürtüyle varlığını belli ederken tam karşımda dikiliyor, burnumda tüten adam.
Öyle kırgın bakıyordu ki mavileri.. kırgın ve acı dolu.
Zaman çok şey çalmıştı bizden.Yabancı gözler değiyordu sanki gözlerime..
El olmuştuk..
Suskunduk ikimizde.. Gecenin karanlığı bastırmıştı yüzümüzdeki ifadeleri, kolaylık sağlıyormuş gibi.
"Dönmüşsün."diye mırıldanıyorum.
Gözlerime kitlenmiş gözlerini kırpıştırarak, burukça gülümsüyor.
İçimdeki ağlama duygusunu zar zor bastırarak titrek sesimle fısıldıyorum.
"Hoşgeldin."
Terlemiş elimi pantolonuma silerek uzattığımda gözleri havada titreyen elime kayıyor.
Hiç vakit kaybetmeden elimi sıcak avuçları arasına sıkıştırdığında boğuk sesi ile beni yanıtlıyor.
"Hoşbuldum."
İlk gün elime dokunduğu anı yaşıyordum sanki. Öyle ürkek, öyle belirsiz.
Parmakları öyle sarmalamıştı ki elimi, bırakmak istemiyormuşcasına.
Gözlerimizi kırpmadan öylece bakışırken aslında aramıza çoktan görünmeyen engel girmişti bile.
Ve o engeli ben oluşturmuştum, bir hiç yüzünden.
"Nasılsın?"diye sakin ses tonuyla ekliyor, elimi hâlâ sıkıca sararken.
Yutkunuyorum.
O an kötüyüm diye bağırmak istedim.. Sen gittiğinden beri kötüyüm, hiç iyi olmadım diye... hıçkırıklar içinde ağlamak istedim.
Kafamı belli belirsiz sallayarak zoraki gülümsüyorum.O benim Ali'mdi...anlardı..
"Seliiinn!"
Adımın seslenmesi ile ellerimiz aniden ayrılırken affallamış gibi saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıyorum. Ali de elimden ayrılan elini nereye koyması gerektiğini şaşırmış gibi bıyığını kaşımaya başlıyor.
"Kız, Selin, nerde kaldın!"
Bana seslenildiğini yeni farketmiş gibi boynumu uzatarak sesimi Zeynep'e duyuracak bir sekilde bağırıyorum.
"Geliyorum."
Önüme döndüğümde yoktu düşlerimi, hayallerimi, gecelerimi ona döktüğüm göz yaşlarıyla süsleyen adam. Gitmişdi..
Yine, yeni, yeniden...*
Koltukta otururken gözlerimi belirli bir noktaya sabitlemiştim.
Gözlerimden gözlerinin mavisi gitmiyordu bir türlü.
Onu görünce saç diplerimden tırnak ucuma dek tit tir titrerken bu ayrılık ne diye vardı?!
O kadar özlemiştim ki onu tek bakışıyla yanacak kadar.. Nefesinde hayat bulacak kadar..
Bir ömür sarılıp hiç bırakmayacak kadar.. Pervane misali kendimi ateşe verecek kadar çok özlemiştim.
Başımın üstünde, ellerini göğüslerinde birleştirmiş bir şekilde benden bir açıklama bekleyen Zeynep'in sorgucu sesi ile irkiliyorum
"Anlatmayacak mısın?"
Ben sessizliğimi sürdürürken omuzumdan dürtüyor, annem uyanmasın diye kısık çıkmasına özen gösterip aslında bağıran ses tonuyla.
"Aloo! Selin!"
Bakışlarımı kaldırarak sakince mırıldanıyorum.
"Dönmüş!"
İlk başta ne dediğimi anlamayarak afallasada ardından gözlerini sonuna kadar açarak kirpiklerini kırpıştırıyor.
"Ali'mi?"
Kafamı sallayarak ellerimle yüzümü sıvazlıyorum.
"Ee, ne olacak, peki?"
"Ne olacağı aşikar değil mi?"
Dolan gözlerime aldırmadan devam ediyorum.
"İlk defa bana öyle baktı, Zeynep!"
"Nasıl?"
Dudaklarım ağlamak için bükülürken zorlukla konuşa biliyorum.
"Başkasıymışım gibi."
Boynuma sarılarak beni sakinlestirmeye çalışıyor.
"Ah be, Selin'im! Ah be, Selin'im! Sen bunların hiç birini haketmiyorsun, kardeşim.Düzelecek her şey bozma moralini."
Zeynep ni teselli etmekle meşgulken gözyaşlarım benden bağımsız, özgürlüyünü ilan ederek çoktan süzülmeye başlamıştı yanaklarımdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renksiz Hayaller
Aktuelle LiteraturAşık olunca uykuların kaçar der kitaplar. Bu bendeki aşk mı, yoksa hoşlantı mı? Daha önce hiç aşık olmadım ki.. Aşkla ilgili onca şarkılar, şiirler yazılsada onlar sadece aşkın ne kadar güzel hissettirdiğini yazıyor, nasıl hissettirdiğini değil. D...